Sen bir hidayet nurusun nur-u Kur’an’ın yârısın.
Âhir zaman kışı soğuk insanlığın baharısın
Nefsânî arzularından hicret eden kimselerin
Şaşmaz bir rehberisin sen bulunmaz yâr-ı gârısın
Sensin Hayder-i kerrardan gelen bir nur-u muntazar
Gavs-ı âzam bostanında bir gülüstan-ı müzdeher
Kur’an’dan mülhem bir nursun mücessem bir inayetsin
Müjdelemiş, muştulamış seni hazret-i peygamber
Seksen yıllık bir ömürde dünya zevkini bilmedin
Zindanlardan kaçmak için mevzii hiç terk etmedin
İlm-u irfanda Bedi’sin ver’-u takvada Said’sin
Elin kolun bağlı idi lakin asla baş eğmedin
Gönüllerin cânânısın akılların sultanısın
Hakkın parlak nişanısın İslam’ın bir burhanısın
Hakikatin lisanısın vicdanların izanısın
İman dolu bir hayatın şuurusun şiarısın
İnsanlar dünyaya meftun herkes bir kâr-u bârında
Seni cezp eden imandır saf altının ayarında
Kimi makam kimi mevki kimi dünya ayartmışken
Senin kabrin bile kayıp şu imtihan diyarında
Niyazi Beki