Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Ünal, ”Hafızlık denilen şey, alim olmak için atılan bir adımdır. Bugün milletimizin ve bütün dünyada ümmetin yaşadığı zilletin nedeni alim yetiştirememesiyle alakalıdır.” dedi.
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yavuz Ünal, “Hafızlık denilen şey, alim olmak için atılan bir adımdır. Bugün milletimizin ve bütün dünyada ümmetin yaşadığı zilletin nedeni alim yetiştirememesiyle alakalıdır.” dedi.
Kütahya’da, belediye ile il müftülüğünün iş birliğiyle, kentteki Kur’an kurslarında hafızlık eğitimini tamamlayan 19 hafız için, Hezar Dinari Kültür Merkezi’nde “Hafızlık İcazet Merasimi” gerçekleştirildi.
Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda konuşan Ünal, hafızlığın alim olmak için atılan bir adım olduğunu söyledi.
Kur’an ezberlemekle hafızlığın tamamlanmadığını, bundan sonra da atılacak önemli adımların olduğunu belirten Ünal, şöyle konuştu:
“Bu iş bitmedi. Ezberlenmesi, taç giyilmesi veya belge alınması işin bittiği anlamına gelmiyor. Yolun başındayız, hedef alim olmaktır, alim yetiştirmektir. Hafızlık sadece bunun önemli bir aşamasıdır. Bunun arkasından Ulum-u İslamiye ile beşeri ilimlerle yaşadığımız dünyayı kuşatan, okuyabilen ve geriye döndüğünde kendi milletine rehberlik edebilen insanlar yetiştirmek hepimizin boynunun borcudur. Bugün milletimizin ve bütün dünyada ümmetin yaşadığı zilletin nedeni alim yetiştirememesiyle alakalıdır. Bu nedenle bunlar (hafızlarımız) bir değerdir ve cevherdir. Gençlerimiz, yavrularımız ispat-ı vücut etmişlerdir. Bu değerin zayi edilmemesi gerekiyor. Alim olabilmeleri için bütün kent elinden ne geliyorsa bunu sağlamakla yükümlüdür. Bu hizmetin devam etmesi gerekiyor. Bu gerçekten kentin bereketidir, ruhudur. Kentlerin ruhu vardır, bu ruhu aşılayan, güzelleştiren şeyler okunan Kur’anlardır, yürüyen Kur’anlardır. Bu nedenle bu hizmetim güçlendirilmesi, desteklenmesi gerekiyor. Bu hizmetin camilerde görülmesi gerekiyor.”
Camilerde namaz kılmanın önemine de değinen Ünal, şunları kaydetti:
“Bu nedenle erkeklerimiz ve kadınlarımız günde bir vakit de olsa namazınızı camide kılın. Siz Müslümansınız, sizin beldeniz İslam beldesi, bu beldede sizin varlığınıza rağmen Allah’ın beyti öksüzse gerçekten ağır bir hesap bekliyor demektir. Hayat yoğun, belki her birimizin meşguliyeti var. En azından erkeklerimiz, çocuğunuzun, eşinizin elinden tutun bir vakit namazını mutlaka camide kılın. Mümkünse namazları camide kılın, bir caminiz olsun. Oraya gitmediğinizde ‘Acaba hasta mı bir sıkıntısı mı var?” denecek kadar bir camiyle ülfetiniz, muhabbetiniz olsun. Bir cami ile anılın, bir camide anılın. Eğer bunu yaparsanız Rabbim sizi o mekanda andıracak, anılmanızı sağlayacaktır.”