Eduardo İbrahim:
Bu kitaplar nasıl kitaplar! Her okuyuşta sanki yeni görmüş gibi hep farklı manalar anlıyorum ve usandırmıyor
Arjantin’de Nurlar’la İslamiyetin iman hakikatlarının neşrine ömür sarfeden Abdullah Özen kardeşimiz Güney Amerika hizmetlerinden bir demet bizlerle paylaşmış. Bize gönderdiği mektubunu manen iştirak ve duaya vesile olmak için nazarlarınıza arz ediyoruz.
nurdanhaber.com
باسمه سبحانه
السلام عليكم ورحمة الله وبركته
Hamdolsun Güney Amerika hizmetlerinin yedinci senesinde tekrar Arjantine gelmek nasip oldu ve hizmetlerimize kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Buraya geldiğmiz her seferinde yaşadıklarımız, duyduklarımız bize “iyi ki gelmişiz” dedirtiyor. Mesela daha ilk hafta, internet vesilesi ile bize ulaşan fakat başka bir eyalette yaşayan bir arjantinliye büyük sözleri göndermiştik. On gün olmadan yaklaşık bin sayfalık kitabı bitirmiş ve bize bir mesaj daha göndermişti; “Palabras yani Sözler bana ulaştı. Hakikaten çok kıymetli bir kitap olduğunu anladım. Kitabı da bitirdim, lütfen bana külliyatın kalan kitaplarını da gönderiniz, parası ne olursa olsun vermeye hazırım.”
Yine İslamiyeti yeni araştırmaya başlayan bolivyalı bir kardeşimizle tanışıp Ayet-ül kübra risalesini hediye ettik. Camiye giderken metroda, otobüste boşluk bulduğu her anda risaleyi açıp okumaya başlaması gözümüzden kaçmıyordu, ve Latin Amerika’da ulaşmamız gereken daha bir çok “fıtri nur talebeleri” olduğunu bize hatırlatıyordu.
Malum Salı ve Cumartesi günleri medresemizde dersler oluyor. Bunların müdavimlerinden birisi de 5-6 aydır derslere gelen Hacı Karlos abimiz. Yetmiş küsur yaşındaki hacı abi bir Cumartesi, dersimizi okurken birden durdu ve dedi ki; “Ben 25-30 yıldır burada camilere, islam kültür merkezlerine gidiyorum. Bu kadar zamandır niye bu risaleleri oralarda hiç göremedim. Hem burada başka türkleri de tanıdım, onlar neden bana bu nurlardan hiç bahsetmediler!” diye bir serzenişte bulundu. Aniden gelen bu sözler karşısında ne diyeceğimizi bilemedik.
Evet, belki biraz geç kalmıştık fakat dua buyrun, en azından bundan sonraki hizmetlerle geçmiş yılların telafisini hızlıca yapabilelim inşaallah…
Arjantin’e gelen abilerimiz bilirler, burada Buenos Aires’e 30 km uzaklıkta Tigre isimli bir şehirde yaşayan Eduardo İbrahim abimiz var. Onaltı seneden bu yana kendi kısıtlı imkanlarıyla hergün mahallesindeki kırk, elli fakir çocuğa yemek veriyor. Hem de burada ilk nur talebelerinden, inşaallah sadıklardan… Çünkü altı yıldır hem kendisi nurları okuyor hem de bulunduğu yerde neşrini yapıyor.
Geçen hafta beraber Tigre’ye giderken dedim ki; “İbrahim abi, bu araba da bizim medrese-yi seyyaremiz, trafik de var, biraz sesli olarak okusan da dinlesek” O da hemen torpido gözünden bir risale çıkarttı ve Yirminci Mektup‘tan okumaya başladı. Okudukça hem o hem biz istifade ediyorduk.
Birden durdu ve dedi ki, “Bu kitaplar nasıl kitaplar! Ben bu yirminci mektubu defalarca okudum, inan sayısını bilmiyorum. Fakat şu anda sanki daha ilk defa bu cümleleri okuyor gibiyim, ve aynı yeri okuyor olsam da her defasında farklı manalar anlıyorum” Elhamdulillah, risalelerin orjinalindeki hasiyetlerin aynen tercümeye de geçmiş olması bize külli bir şükür ettirdi.
Ve son havadisimiz de Peru’dan. 2013 yılında Peru’nun başkenti Lima’da bir fuara katılmıştık. Orada tanıştığımız Mitsiu isimli bir kardeşimiz Kuran-ı Kerim’i görüp standa gelmiş ve bizi islamiyet hakkında soru yağmuruna tutmuştu. Soruları hem zekasını hem de merakını gösteriyordu. Bizden ısrarla tek kalan Gençlik Rehberi’ni istemiş ve almıştı. bir iki gün içinde kitabı bitirmiş ve tekrar gelmişti. Küçük Sözler’i de okuduktan sonra artık hergün ailesi ile beraber geliyor, kendisi müslüman olmadığı halde Perululara Kuran’ın mucizeliğinden, Risalelerin ehemmiyetinden bahsediyordu. Biz çok şaşırmıştık. Fuarın son günü Peru İslam Merkezi’ndeki konferansımızda ona da söz verdik. Sanki kırk yıllık Müslüman ve Nur Talebesi gibi öyle şeyler söylemekteydi ki biz hayretimizi gizleyemiyorduk.
Demişti ki; “Ben şimdi düşünüyorum, eğer o gün oradan geçmeseydim şimdi burada olmayacaktım. Demek ki Allah o saatte, benim o standın önünden geçmemi ve sizleri tanımamı istedi. Küçük Sözler’i ve Gençlik Rehberi’ni okudum ve anladım ki; İslamiyet çok mükemmel bir din ve sanırım yakın bir zamanda ben islama çok daha yakın olacağım. ” Tam dört yıldır o zamanı bekliyorduk ve sonunda bu kardeşimizden de bir mesaj geldi. Mesajında bizimle bir rüyasını paylaşıyordu;
“Ben bir rüya gördüm ve bu rüya beni çok düşündürdü. Rüyamda sanki Allah bana sesleniyordu ve diyordu ki, “senin zamanın geldi”. Bu garip gelebilir ama şu anda müslüman olma ihtiyacı hissediyorum. Rüyada iken herşey tastamamdı ama uyandığımda eksik bişeyler olduğunu hissettim.Dört yıl önce islamiyeti tanımaya başladım ama herşey Allah ın planı dahilinde ilerliyor belki de o an zamanı değildi. Ama şimdi, tam zamanı! Ve Allah ın beni planlarına dahil etmiş olmasını bilmek bana kendimi çok şanslı hissettiriyor. Şu an hayal edemeyeceğin bir mutluluk seline kapılmış bulunuyorum.“
Rüya o kadar açıktı ki zerre miskal tevile ihtiyacı yoktu, zaten bu zeki kardeşimiz de ne yapacağını çok iyi biliyordu. Fakat dedi ki, “benim kararım kesin ve inşaallah müslüman olacağım fakat madem bu yola beraber çıktık kelime i şehadet getirirken de yanımda olmanızı istiyorum.”
Elhamdulillah Mitsiu, hem 2013 yılındaki fuarda hem de on gün önce limada bulunan Ahmet Hasan kardeşimizle beraber kelimei şehadet getirdi ve müslüman oldu. inşaallah zekaveti ve sosyalliği ile daha birçok peruluların hidayetinine vesile olmasını beklediğimiz Mitsiu kardeşimiz için hassaten sizlerin de dualarınızı bekliyoruz.
Vazife mühim, yükümüz ağır, omuzlarımız takatsiz…Fakat sizlerin dualarınız hem yükümüzü hafifletiyor hem de ruhumuzu rahatlatıyor, eksik etmeyin inşaallah….
Arjantinden binler selam ve dua ediyor, dua bekliyoruz, vesselam
Arjantin Nur Talebeleri