Bâzı günler beni bir böyle tuhaf duygu sarar: Pek ümidsiz olurum, ufkumu zulmet kaplar. |
Bir tesellî bulabilmek ne kadar zordur o an, Yeisin kolları sıkdıkça sıkar her yandan… |
Bakdığım her yöne bir başka vehim düşmüşdür: Bu ne korkunç, kötü kâbûs; ne feci’ bir düşdür! |
Şurda mâzî gülüyor sanki, fakat müstehzî; Silinip hâfızalardan gidiyorken son izi |
Ne zaferler ile mağrûr, ne fetihler ile şen, Ne hezîmet acısından üzülüp hasta düşen |
Yeni neslin şaşıyor olmalıdır körlüğüne, Bu kayıtsızlığı, hissizliği, nankörlüğüne… |
Elbet, ecdâdına “barbar” diyen idrâk edemez O seferlerdeki tek gàye nedir? Etse, demez! |
Anlamaz maddeleşenler bunun ulviyyetini; Toprak işgàli sanır, her savaşın niyyetini… |
Hâli geçdim.. bana verseydi ümid, geçmezdim; Boşa bekler dururum kaç sene.. artık bezdim! |
Kalıyor elde tesellî olarak istikbâl; Onu olsun bize göster, ne olur, ey Müteâl! *** |
Bâzı günler beni bir böyle tuhaf duygu sarar Ve hayâlim o zaman şöyle bir ümmîdi arar: |
Tıpkı şevketli devirlerdeki ferdler gibi biz Tek bilek, tek yürek hâlinde berâber gideriz |
Tâ ki, yoklukla cehâlet yenilirler ebedî… Düzelir madde ve mânen vatanın her ferdi. |
Sanki, bir cennet olur memleketin her köşesi! Sanki, yüzlerde ışır asr-ı saâdet neşesi! |
Başlayıp yepyeni bir başka fetihler devri Eşecek kişneyen atlar da sabırsızca yeri… |
Çağ açıp çağ kapayan Fâtih’e çok benzeyecek; Bu da kalbler ile insanları fetheyleyecek! |
Ve gönüllerde kurup bir ebedî saltanatı Sonra insanlığa hep tatdıracakdır rahatı… *** |
Gerçek olsun da tahayyüllerim, olsun çok uzak; Görmesem ben bile, rûhum yine bin zevk duyacak… |
19.11.1981 |