İşârât’tan 120. Nazar, mesele-i zevkiyede tasarruf etse bozar. Zevkî, keşfî olan emir, nazar-ı fikir mizanı ile tartılmaz, ona inse katılaşır, çirkinleşir. 121. Bîçare hakikatler kıymetsiz ellerde kıymetsiz olur. 122. Zeval-i lezzet, elem olduğu gibi zeval-i eleem dahi lezzettir. Hem elemin zevalini düşünmek lezzet olduğu gibi, lezzetin zevalini düşünmek dahi elem veriyor. Demek muvakkat lezzetten ziyade, muvakkat eleme tebessüm etmeli, hoş geldin demeli. 123. Bekârlık, bîkârların kârıdır. 124. Bâkire, iki sülüs kadın, bir sülüs erkektir. Bekâr, iki sülüs erkek, bir sülüs çocuktur. İzdivaç, tasfiye, tehzib eder. 125. Âlim-imürşid koyun olmalı, kuş olmamalı. Şu kuzusuna süt, bu yavrusuna kay’ verir. 126. Batıl şeyleri tasvir, safi zihinleri idlaldir ve cerhtir. Ba’dehu cerh ve red ile tedavi ya olur ya olmaz. Biçare istanbul, mütebayin, dâhiyane prensiplerin telkinat-ı musırraneleriyle kabiliyet-i telkihasını kaybetmiştir. Zihni âlufte olmuştur. 127. Nisyan bir nimettir, yalnız her günün âlâmını çektirir, müterakimi unutturur. 128. Derecat-ı hararet gbi, her musibette bir derece-i nimet vardır.daha büyüğünü düşünüp küçükteki derece-i nimeti görüp, allaha şükretmeli. Yoksa isti’zam ile üflense şişer, merak edilse ikileşir, kalpteki misali hakikata inkılap eder. 129. Efkar-ı hâzırada cehl-i basiti,cehl-i mürekkebe kalb eden enmühim sebep, meçhul bir şeye parlak bir isim takmakla, anladım zannetmekve meçhul şeyleri ona irca ile izah ettim zannetmektir. Halbuki tarif ya had, ya resim ile olur. Yoksa vazıı cahil ve müsemmaya mümas olan vechi muzlim ve göze çarpan vechi, şeffaf bir ism-i camid ile olmaz. 130. Ümmet, şeriata temessükü nispetinde terakki, tesahülü nispetinde tedennisi hakaik-i tarihiyyedendir. |
[table id=174 /]