Sünuhat risalesinden 47. Cesaret ve sehavet, erkekte; gayret, hamiyyet ve muavenete sebeptir. Kadında ise, nüşuze, vekahete ve zevc hakkında tecavüze sebep olabilir. 48. Zaifin kaviye karşı izzet-i nefsi, kavide tekebbür olur. Kavinin zaife karşı tevazuu, zaifte tezellül olur. 49. bir ulü’l emir, makamındaki ciddiyeti vakar, mahviyeti zillettir. Hanesinde ciddiyetı kibir, mahviyeti tevazudur. 50. Tertib-i mukaddematta tefviz, tembelliktir. Terettüb-ü neticede tevekküldür. 51. Semere-i sa’yine, kısmetine rıza kanaattir; meyl-i sa’yi kuvvetlendirir.mevcuda iktifa, dûn-himmetliktir. 52. Ferd mütekellim-i vahde olsa; müsamahası, fedakarlığı, amel-i salihtir. Mütekellim maa’l-gayr olsa hıyanet olur. Bir şahıs, kendi namına hazm-ı nefs eder, tefahur edemez. Millet namına tefahur eder, hazm-ı nefs edemez. 53. ma’siyetin ekseriya dünyada olan âkıbeti, bir emare-i hadsiyedir ki, cezasında bir ikab vardır. 54. Kesretin mebdei vahdettir, müntehasıda vahdettir. Bu bir düstur-u fıtrattır. 55. Şehit kendini hayy bilir. Feda ettiği hayatı, sekeratı tatmadığından gayr-i münkatı’ ve baki görüyor. 56. Bazan nur, nar göründüğü gibi şiddet-i belağat da mübalağa görünür. 57. Öyle şerait tahtında olur ki, küçük bir haraket insanı alayi illiyyîne çıkarır. Öyle hal olur ki, küçük bir fiil, insanı esfel-i sâfiline indirir. 58. Kaziye-i mutlaka, bazan külliye; ve kaziye-i vaktiye-i münteşire, bazen daime suretinde görünür. 59. Meratibin vücudu, ezdadın tedahülüyledir. 60. Her şeyin bir nokta-i kemâli ve o noktaya meyli var. Muzaaf meyil ihtiyaç, muzaaf ihtiyaç aşk, muzaaf aşk incizabtır. 61. Beşerde meyl-i teceddüd var. Halef selefi kâmil görse, tezyid eylemese, meylinin tatminini başka tarzda arar, bazan aksü’l-amel yapar. 62. Cumhuru, bürhandan ziyade me’hazdeki kutsiyet imtisale sevkeder. 63. Mantıkça mukarrerdir ki; zihin, melzumdan tebei olarak lâzıma intikal eder ve lâzımın lâzımına tabii olarak etmez. Etse de, ikinci bir teveccüh ve kasd ile eder. Bu ise gayr-i tabiidir. O halde müçtehidinin kitapları vesile gibi, cam gibi kur’anı göstermeli, yoksa vekil, gölge olmamalı. 64. Umur-u mukarreredendir ki, efkar-ı ammenin bir şeye verdiği mükafat, gösterdiği rağbet ve teveccüh ekseriya o şeyin kemaline nispeten değildir, belki ona derece-i ihtiyaç nisbetindedir. 65. Cumhur-u enbiyenın şarkta bi’seti, kader-i ezelinin remzidir ki, şarkın hissiyatına hakim dindir. 66. Her müstair çendan içtihad edebilir, lakin içtihadı o vakit düsturü’l amel olur ki, bir nevi icma veya cumhurun tasdikine iktiran ede. 67. İhtiyaç her işin üstadıdır. 68. Bir şey “mâ vudia leh” inde istihdam edilmezse atalete uğrar, matlub eseri göstermez. 69. Vehham olmamalıyız. Korkmakla din rüşvet verilmez. 70. Havf ve za’f te’siratı hariciyeyi teşci’ eder. 71. Musibet şerr-i mahz olmadığı için, bazan saadette felaket olduğu gibi, felaketten dahi saadet çıkar. 72. Beşer esir olmak istemediği gibi, ecîr olmak ta istemez. 73. Medeniyetin beş esası: nokta-i istinadı kuvvettir. O ise, şe’ni tecavüzdür. Hedefi menfaattir. O ise şe’ni tezahümdür. Hayatta düsturu cidaldir. O ise şe’ni tena’züdür. Kitleler arasındaki rabıtası, unsuriyet ve menfi milliyettir. O ise şe’ni tesadümdür. Cazibedar hizmeti ise heva ve hevesi teşci’dir. O ise şe’ni insanın mesh-i manevisine sebebtir. hikmet-i kuraniyenin nokta-i istinadı haktır. Şe’ni ise ittifaktır. Hedefi fazilettir. Şe’ni tesanüttür. Hayatta düsturu teavündür. Onun şe’ni birbirinin imdadına yetişmektir. Rabıtası dindir, rabıta-i sınıfi ve vatanidir. O ise şe’ni uhuvvettir, incizabtır. Gayesi ruhu maâliyata teşviktir. Şe’ni ise saadet-i dareyndir. 74. Nev’i beşere rahmet olan kur’an, ancak umumun, laakal ekseriyetin saadetini tazammun eden bir medeniyeti kabul eder. 75. Düşmanın düşmanı düşman kaldıkça dosttur; nasıl ki, düşmanın dostu, dost kaldıkça düşmandır. 76. Musibet, cinayetin neticesi, mükafatın mukaddemesidir. 77. “elcezâü min cinsi’l-amel.” 78. Bazan zâlimane intikam-ı şahsî (veya onun yerini tutabilecek başka bir hırs), arzuya fikir suretini giydirir. 79. “enne’zzarûrât tübîhu’l-mahzûrat; kezalike tüsehhilü’l müşkilât.” 80. Keçi, kurttan havfı, ıztırar vaktinde mukavemete inkılab eder,boynuzuyla kurdun karnını deldiği vakidir.(ıztırar) 81. Korkaklıkta darb-ımesel hükmünde olan tavuk, çocukları yanında iken şefkat-i cinsiyesiyle câmusa saldırır. (şefkat) 82. Fıtrî meyelan mukavemetsûzdur. İnbisat eden suyun demiri parçalaması gibi. 83. Hevesat-ı nefsaniye ile erkeklerin karılaşması, karıların hayasızlıkla erkekleşmesine sebeptir. 84. Merak, ilmin hocasıdır. 85. İhtiyaç, medeniyetin üstadıdır. 86. Sıkıntı, sefahatin muallimidir. 87. Acz, muhalefetin menşeidir. 88. Za’f, gururun mâdenidir. 89. Sığar-ı nefs, tekebbürün menbaıdır. 90. Tenasüb, tesanüdün esasıdır. 91. Temasül, tezadın sebebidir. 92. Müsavatsız adalet, adalet değildir. 93. Gayri meşru muhabbetin akıbeti, mükafatı, mahbubun gaddarane adavetidir. 94. İhtiyaç sanata, merak ilme ve sıkıntı vesait-i sefahate hocalık edip talime başlar. 95. Burudet-i mutedilanenin şanı herşeyi geç alıp geç bırakmaktır. 96. Ben zannederim ki, bu milletin perişaniyetine fazla cehaletten ziyade, nur-u kalb ile müterafık olmayan fazla zekavet-i betra tesir etmiştir. 97. Bence en müthiş maraz asabiliktir. Zira her şeyi haddinden geçirmekle, aksü’l-amel yapar. 98. Paslanmış bîhemtâ bir elmas, daima mücella cama müreccahtır.
|
[table id=174 /]