İsrail makamları, işgal altındaki Batı Şeria’da Filistinlilerin özel mülkü olan 876 dönüm tarım arazisini Ulusal Yahudi Fonu adına tahsis etti.
Filistin yönetimi, İsrail Adalet Bakanlığı’nın işgal altındaki Batı Şeria‘nın Beytüllahim kenti yakınlarında Filistinlilere ait yüzlerce dönüm tarım arazisini Ulusal Yahudi Fonu‘na tahsis etmesini kınadı.
Filistin Yönetimi’ne bağlı Ayrım Duvarı ve Yerleşim Birimleri ile Mücadele Heyeti’nin Beytüllahim Sorumlusu Hasan Bureyciyye yazılı açıklamasında, İsrail Adalet Bakanlığı’nın Beytüllahim’in güneyindeki El-Habiyle bölgesinde Filistinlilere ait 876 dönümlük tarım arazisinin mülkiyetini Ulusal Yahudi Fonu’na devrettiğini belirtti.
AA muhabirinin telefonla ulaştığı Bureyciyye, söz konusu toprakların Gush Etzion Yahudi yerleşim birimi yakınlarında Filistinlilere ait özel mülk olduğunu belirterek, “Mahkemelerde 18 yıldır süren ilgili davaya rağmen böyle bir kararın verilmesi şoke edicidir. Bu bir hırsızlıktır ve kanunun ihlalidir.” dedi.
İsrail Adalet Bakanı Ayelet Shaked geçen hafta yaptığı açıklamada, bakanlığının Ulusal Yahudi Fonu adına işgal altındaki Batı Şeria’da yaklaşık 850 dönüm araziyi tescil ettirdiğini belirtmişti.
Filistinlilerden toprak satın almak ve üzerine Yahudi yerleşim birimi inşa etmek üzere 1901’de kurulan Ulusal Yahudi Fonu, dünyanın dört bir yanındaki Yahudilerden bağış topluyor.
İsrail’in fiili işgali altında olan Batı Şeria’da 400 bin, Doğu Kudüs’te ise 200 bini aşkın Yahudi yerleşimci bulunuyor. Uluslararası hukuka göre, buradaki Yahudi yerleşimlerin tümü illegal kabul ediliyor.
Filistin ile İsrail yönetimi arasında 1995’te imzalanan “İkinci Oslo Anlaşması” çerçevesinde Batı Şeria, A, B ve C bölgelerine ayrılmıştı.
Yüzde 18’i kapsayan A Bölgesi’nin yönetimi idari ve güvenlik olarak Filistin’e, yüzde 21’lik B Bölgesi’nin idari yönetimi Filistin’e güvenliği İsrail’e devredilirken, yüzde 61’ini kapsayan C Bölgesi’nin idare ve güvenliği İsrail’e bırakılmıştı.
Anlaşmaya göre nihai çözüm sağlanana kadar taraflar sahadaki gerçekliği değiştirecek adımlar atmayacaktı. Ancak İsrail, Oslo Anlaşması’nı ihlal ederek, bu bölgeye Yahudi yerleşimcileri yerleştirmeye ve askeri karargâhlar kurmaya devam etti.