Yeni Asya gazetesinin baş militanı ve ABD’deki teröristbaşının yakın takipçisi ve müdaafisi, müstebitlerin partisi olan CHP’ye iltihak ederek din düşmanlarının safında aleni bir surette yer alan ve Risale-i Nuru ve Kuran hakikatlarını -takipçisi olduğu teröristbaşı, anarşişt, vatan haini fetö gibi- herbir vesile ile kendi su-i niyetlerine alet etmeye çalışarak hainliklerini 40-50 senedir göstermişlerdi.

Şimdide yeni bir desise ile nur talebeleri ile İmam-Hatiblilerin arasına fitne sokmak kastı ile harekata geçmişler. Bu maksad için çalıştıkları, -mason ve dinsiz ve hain- dahili ve harici cereyanlar adına gayret ettikleri apaçık ortadadır. Hem kendi manevi hayatlarını hem de dünyevi ve uhrevi istikballerini mahvediyorlar. Allah hepsinin şerrinden bu milleti ve bu vatanı muhafaza eylesin!

Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin hayatının en mühim gayesinin yani Medresetü’z–Zehra hakikatının nüvesini teşkil eden ve gayesine muvafık bir şekilde eğitim veren yani:
“Vicdanın ziyası, ulûm-u diniyedir. Aklın nuru, fünun-u medeniyedir. İkisinin imtizacıyla hakikat tecelli eder. O iki cenah ile talebenin himmeti pervaz eder. İftirak ettikleri vakit; birincisinde taassub, ikincisinde hile, şübhe tevellüd eder.” (Münâzarât s.86)

olarak tarif ettiği, yani din ve fen ilimleri birlikte tedrisat yapılan bu resmî mektepleri, aynen CHP zihniyeti ile yıpratmak ve böylece Nurculuk ünvanına su-i zan getirmeye çalışmak bir hıyanettir. Müminler arasındaki uhuvveti sarsmak için işlenen katmerli bir cinayettir.

Mazide Yeni Asya, mütedeyyin kitlelere ve ehl-i dine ve milliyetperver hamiyetli vatanperverlere attığı çamurlarla açtığı savaşla, memleketin temel dinamikleri ve nur talebelerinin arasını açmaya sebebiyet verdiği gibi şimdi de aynı desiseyi başka bir surette işlemeye çalışmaktadırlar.

Halbuki İmam-Hatibler ta ilk açıldığı dönemlerden beri üstadımızın ve nur talebelerinin teveccüh ve alakalarına mazhar olmuştur. Üstadımız o mektebe girecek talebelerin çoğunun nurcu olacağını 18.11.1951 de yazdığı bir mektubta ifade ediyor:

(Aziz, Sıddık Kardeşlerim ve Mânevî Medresetü’z-Zehra’nın Nur Şâkirdleri!
Ben Isparta’ya geldiğim vakit, Isparta’da İmam-Hatip ve Vâiz mektebinin açılacağını haber aldım. O mektebe kayıt olacak talebelerin ekserisi Nurcu olmaları münasebetiyle o mektebin civarında gayr-ı resmî bir sûrette bir Nur Medresesi açılıp….)

Hem Adnan Menderes’in Konya Nutku’ndaki İmam-Hatip vurgusu ;

“İslâmlık, Milletimizin vicdanında en musaffa seviyesini bulmuştur. Müslümanlığı ve onun esaslarını, farizalarını ve kâidelerini kifayetle telkin edip öğretecek öğretmenlerimizin yetiştirilmesine ayrıca gayret sarfedilecektir.

SİNGAPUR’DA İSLAMİYET VE RİSALE-İ NUR HİZMETLERİ…

Gelecek sene lise derecesinde ilk me’zunlarını verecek olan Konya İmam-Hatip Mektebinin ileri seviyede din tahsili veren bir tedris müessesesi haline getirilmesi ve bu müesseselerin benzerlerinin yurtta fazlalaştırılması uygun olacaktır.”

demesine mukabil bu nutka dair açıklaması Emirdağ Lahikasina dercedilmiş. Ve bu İmam-Hatip ve din hürriyeti bahsine Üstadımız memnuniyetini şöyle ifade etmiştir;

“Başvekilin Konya’daki ehemmiyetli nutku için umum Nur Talebeleri ve mektepli mâsum çocuklar namına bir tebrik yazacaktım. Şimdi kalbime geldi: Risale-i Nur’un serbestiyetine dâir müdafaatlarımızın ve ehemmiyetli bir avukatımızın ehl-i vukufa cevabının arkasında o nutku, Risale-i Nur’un serbestiyetine dâir bir sebep ve senet göstermekle Anadolu’daki Müslümanları ve Nurun bütün Talebelerini ona bir mânevî kuvvet ve duacı yapmak, Ezan-ı Muhammedînin ilânı onlara nasıl bir mânevî kuvvet hükmüne geçti; bu nutukla Risale-i Nur’un serbestiyeti dahi, ona bir mânevî kuvvet hükmüne geçmesi için ona tebrik yerine, dâva vekilimizin haklı müdafaasında bir hâşiye yaptık. ” Bediuzzaman

İşte o gün-bugün, nur talebelerinin böyle teveccüh ve alakalarına mazhar olduğu bilinirken ve İmam-Hatiblerin tesisinde vaktiyle çok nur talebesinin gayretleri aşikarken Yeni Asyacı denilen manen terörist ve anarşişt ve CHP sevicilerce tenkid edilmesinin beş para ehemmiyeti yoktur ve olamaz. Nurculukla hiç bir alakası düşünülmemelidir.

2016’da bir televizyon kanalında efkar-ı ammeye açıklanan Üstadımızın vekili Hüsnü Bayramoğlu Ağabeyin mülakatında, bu güruhun hiçbir şekilde “Nurcu, Nur talebesi” olamıyacağını, Nurculuğu temsil edemeyeceğini açıklamıştır.

Böyle menfi siyasetçi ve militan kimselerden ve gazetelerinden bahsetmek fuzulidir. Fakat mecburen safi zihinleri bulandırmaların karşı, hem bunların içimize sokulmuş ajanlar olduğunu bilmeyen İmam-Hatip’li ve ehl-i iman kardeşlerimize hakikat-ı hali açıklamak zorunda kaldığımızdan yazdık.

Abdullah Hulusi