Dördüncü Lem’a
“Minhâcü’s-Sünne” bu risaleye lâyık görülmüştür.
Mesele-i İmamet bir mesele-i fer’iye olduğu halde, ziyadeehemmiyet verildiğinden, bir mesâil-i imaniye sırasına girip,ilm-i kelâmda ve usulüddinde medar-ı nazar olduğu1cihetle Kur’ân’a ve imana ait hizmet-i esasiyemize münasebeti bulunduğundan, cüz’î bahsedildi.
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
لَقَدْ جَۤاءَكُمْ رَسُولٌ مِنْ اَنْفُسِكُمْ عَزِيزٌ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَرِيصٌ عَلَيْكُمْ بِالْمُؤْمِنِينَ رَؤُفٌ رَحِيمٌ فَاِنْ تَوَلَّوْا فَقُلْ حَسْبِىَ اللهُ لاَ اِلٰهَ اِلاَّ هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ
قُلْ لاَ اَسْئَلُكُمْ عَلَيْهِ اَجْرًا اِلاَّ الْمَوَدَّةَ فِى الْقُرْبٰى
Şu âyet-i azîmenin çok hakaik-i azîmesinden bir iki hakikatine İki Makam ile işaret edeceğiz.
————
Birinci Makam
Dört Nüktedir.
BİRİNCİ NÜKTE
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın ümmetine karşı kemâl-i şefkat vemerhametini ifade ediyor.
Evet, rivayet-i sahiha ile, mahşerin dehşetinden herkes, hattâ enbiya dahi “nefsî, nefsî” dedikleri zaman, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm “ümmetî, ümmetî” diye 1 refet ve şefkatini göstereceği gibi,2 yeni dünyaya geldiği zaman, ehl-i keşfin tasdikiyle, validesi onun münâcâtından “ümmetî, ümmetî”3 işitmiş. Hem bütün tarih-i hayatı ve neşrettiği şefkatkârâne mekârim-i ahlâk, kemâl-i şefkat verefetini gösterdiği gibi, ümmetinin hadsiz salâvatına hadsiz ihtiyaç göstermekle,4ümmetinin bütün saadetleriyle kemâl-i şefkatinden alâkadar olduğunu göstermeklehadsiz bir şefkatini göstermiş.
İşte bu derece şefkatli ve merhametli bir rehberin sünnet-i seniyyesine müraatetmemek ne derece nankörlük ve vicdansızlık olduğunu kıyas eyle.
4. Lem’a