Şeyh Seyda el Cezeri
Değerli âlimlerimizden ve Şeyh Seyda el Cezeri’nin halifelerinden Muhammed Emin Er Hocaefendi, Üstadı ziyaretini ve Şeyh Seyda ile üstad arasındaki sıcak ilişkiyi şöyle anlatıyor: “merhum üstadın selam ve tebrikini mektupla şeyh Şeyda’ya bildirdim. Bilahare de kendim gittim. Şeyh Seyda o iki kelimeye çok manalar verdi. Daha başka ihtimaller de vardır dedi. (Selam ve tebrik kelimelerine) O esnada bazıları: “Şeyhim Risale-i Nur’u okumak faydalı mıdır?” diye sordular. Şeyh efendi: “Evet faydalıdır. Hakikattirler” dedi. “onların toplantılarına, medreselerine gidebilir miyiz?” diye sordular. Şeyh: “Evet” dedi. “Mânia olmazsa ben de oturur dinlerim” dedi. “Ziyaretine de gidebilir miyiz?” dediler. “Evet gidebilirsiniz. Mânia olmazsa ben de gider ziyaret eder dua talep ederdim” dedi. Dediler ki: “Talebeleri onun için mehdi diyorlar. Mehdi midir?” “Hadislerin zahirine göre Mehdi-i muntazar değildir. Fakat selefi salihin ulemaları gibi bir âlimdir. Cenabı Hak asrımızda onu göndermiştir. Bazı firavunların Musa’sıdır. Biz de sizin gibi imanlılara Mus gibiyiz. (Mus = Ustura saç traş eder, temizler) Biz namaz kılmayanlara namaz kılın, içki içenlere içmeyin deriz. Muhataplarımız mümindirler. Bizim vazifemiz böyledir. Onun vazifesi ise öyledir. Herkes vazifesini yapmış oluyor” dedi.
…Şeyh “eve dönmek istiyorum dedi. Bunun üzerine Şeyhin evinin bulunduğu Serdehli köyüne döndük. Köyde dediler ki: “Bediüzzaman vefat etmiş! Vefat haberi gelmiş!” Şeyh de “Biliyorum” diye cevap verdi onlara. Bunu nereden öğrendiği, kimin ona bu vefat haberini verdiği hususunda hayret içende kaldık. Bir müddet sonra ben kendim Cizre’ye şeyh efendinin ziyaretine gittim. Şeyh Seyda’dan daha yaşlı Seyyid Ali isminde bir zatla bu konuyu konuşurken (Bu zat seyyid olduğu için şeyhin yanında makbul biri idi) dedi ki: “Şeyh efendi o seferden geldikten sonra yanına gittim. Elini öptüm. Şeyhim dedim, senin bu seferin her zamanki seferlerine uygun olmadı. Kimseye haber vermeden gittin ve çabuk döndün.” Dedi ki: “Bediüzzaman’ın ruhunu mevtalar içinde gördüm. Vefat ettiğini anladım. Kendimi tutamadım. Onun için böyle bir dolaşıp döndüm.” Demek ki bu hadise de beyan ediyor ki birbirleriyle ruhi bir irtibatları, alakaları vardı. Merhum üstadın “alakadarız” sözünün tasdiki oluyor.
[table id=124 /]