Şeyh Seyda
Mehmed Emin Er anlatıyor: Hazret-i Üstadın selâm ve tebriklerini evvela mektupla, sonra Cizre’ye gittiğimde Şeyh Seyda’ya tebliğ ettim. “Cemaatten birisinin suali dolayısıyla Şeyh Seyda Üstad hakkında şunları söyledi: “Bediüzzaman’ı bu asırda Allah Teâla bize göndermiştir. Daha genç yaşlarda iken Cizre’ye gelmiştir. En büyük âlim ve mürşitlerinden sayılan dayılarımız ve ağabeylerimiz onun ilmini, fazlını, büyüklüğünü kabul ve itiraf etmişlerdir. O inancı olmayanların, Firavunların Musa’sıdır. Onun vazifesi öyledir. Bizimki de böyledir. Eğer bir mani olmasa idi ziyaretine gider, elini öper, dua talep ederdim. Kitapları hakikattirler. Bizde mevcutturlar. Eğer rast gelse, mani de olmazsa, ben de medreseye gider, risaleleri dinlerdim.”
Muttalip’li Hacı Hilmi Efendi
Üstadı son ziyarete giderken yanımda Halıcı Fehmi Sürmeci Ağabey vardı. Eskişehir’in Muttalip köyünden hafız yetiştiren Hacı Hilmi Efendiyi ziyaret ettik. Bu zat, Fehmi Ağabeyin şeyhiydi. Birkaç yeğenimiz orada hafızlığa çalışıyordu.
“Müsaade isteyip ayrılırken ‘Şimdi siz nereye gidiyorsunuz?’ diye sordu. Biz de, ‘Bediüzzaman Hazretlerini ziyaret edeceğiz’ deyince, oturduğu yerden ayağa kalktı. Sanki Üstad yanındaymış gibi kollarını iki yana açarak boşlukta kucakladı. Ve ‘Kardeşim, ‘ dedi, ‘zamanın kutbudur Bediüzzaman. Selâmımı söyleyin. Bana da dua etsin’ diyerek kitaplarını iyi okuyup gösterdiği yoldan kat’iyyen ayrılmamamızı tavsiye etti.(Ali Tayyar)