Güney Korenin Başkenti Seul’de her yıl düzenlenen “Seul Uluslarası Kitap Fuarı“, bu sene Risale-i nur ve Nur talebelerinin faaliyet ve hizmetleriyle manen coştu. Fuarın onur konuğu bu yıl Türkiye olması da Türk standlarına rağbeti artırırken Sözler Neşriyat tarafından yayınlanan Risale-i Nurdan Koreceye yapılan tercümeler ve diğer dünya dillerindeki tercüme Risaleler yanında ve ortasında Korelilerin hayret ve meraklarını ateşlendiren Hizmet Vakfının neşrettiği Tevafuklu Hamid Aytaç Hattı Kur’ân-ı Kerim‘in deri ciltli nümunesi, standı bir kat daha ilginç hale getirdi. Standda görev alan alakadar Nur Talebeleri, Korelilerin İslamiyetin hakikatlarına ve Risale-i Nur’a alakalarına şahit oldukça Hizmet-i kur’âniyeye ve imaniyeye şevkleri, bir kat daha ziyadeleşiyordu. Nur bahçesinin taç gülü konumunda standın tam ortasına konulan Tevafuklu Kur’ân-ı Kerim ise “Bu nedir? Nasıl bir Kitaptır? Kim yazmış, Hangi dilde yazılmış?” gibi suallerle açılan ikili-üçlü ayaküstü sohbetlerinin ateşleyicisi oldu. İslam aleminden kıraati güzel hafızların dillerinden Koreli ve dünyanın her yerinden gelen ziyaretçilere manevi bir ziyafet sunan Nur Talebeleri Razaman’a isabet eden bu seneki fuarın çok bereketli geçtiğini ifade ettiler.
* * *
Şimdi sizleri fuara katılan kardeşlerin yazdıkları fuar müşahedeleri ve Korelilerin Risale-i Nurun hakkaniyet ve tesirine şehadetleriyle başbaşa bırakıyoruz.
Esselamu Aleyküm ve Rahmetullah ve Beraketuhu
Değerli Ağabeyler,
Elhamdülillah ikinci olarak katıldığımız ve bu sene 22. si düzenlenen “Uluslararası Kore Seul kitap fuarı”nı dün geride bıraktık. Sadece gelişmiş devletlerin katıldığı kitap fuarının bu seneki onur konuğu Türkiye idi.
Türkiye’den çeşitli yayınevlerinin katıldığı fuarda, bizler de Kur’an-ı Kerimi teşhir edip dinlettirdik. Korece lisanı ile Tabiat risalesi, 22. Söz ve Küçük Sözler ve sair İngilizce ve Çince kitaplarımızı sergiledik. Vecize, kartpostal dağıtıp, gül lokumu ikram ettik. “Risale-i Nur’un Nasıl bir tefsir olduğunu nelerden bahsettiğini, hangi üslubu kullandığını” anlatarak birçok değerli insanla tanışıp muhabbet köprüsü kurduk.
Fuara katıldığımız beş gün boyunca yediden yetmişe insanların İslam’a ve Risale-i Nur’lara olan teveccühleri bizleri hayretlerde bırakıp fevkalade ümitlendirdi. Bilhassa yaşı ileri olanların, profesör ve eğitimcilerin odak noktası oldu. Hüsnü misal olarak bir kaç tanesini bahsedelim:
Yaşı epey ileri olan bir teyze fuarın ikinci günü, 22. Söz’ü ve Tabiat Risalesi’ni uzun uzadıya inceleyip aldı. Aldığı gün 22. Söz’ü okuyup bitiriyor ve Tabiat risalesine başlıyor. Kitabı henüz bitirmeden, ertesi gün tekrardan gelerek;
“Ben yıllardır Allah’ı arıyordum bu kitaplar bana Allah’ı ve O’nun kainatı nasıl yarattığını gösterdi. Şimdi bana birden 22. Söz’e kadar olan kısmı ve eğer varsa 22. Söz’den sonrasını verin onları da okuyup çalışmalıyım. Bu kitaplar, okuyup bir köşeye bırakılacak kitaplar değil. Okuyup, tefekkür edip üzerinde derinlemesine ilmi çalışmalar yapmalıyız. Bize aynı zamanda tefekkür etmeyi öğreten bu kitapları bütün Koreliler bilmeli, tanımalı. Onlar da üzerinde çalışmalı.’’
diyerek heyecanla duygularını ifade etti.
Kendisine şuan sadece birden sekize kadar olan sözlerin tercüme edilip Küçük Sözler adıyla basıldığını lakin elimizde hiç kalmadığını, yarın getirebileceğimizi söyleyince, yarın sabah erkenden gelip almak istediğini söyledi ve dediği gibi erkenden geldi. Biz de kitabımızı hediye ettik.
Başka bir zat, bir tanıdığına hediye etmek için 22. Söz’ü alıyor ve standımızdan uzaklaşıyor. Aynı gün, 6-7 saat sonra biz standımızı kapatırken tekrardan gelerek, “Kitabı okudum ve beni çok heyecanlandırdı. Bu sefer kendim için almak istiyorum.’’ diyerek bize duygularını paylaşıyor.
Yine kitapları dikkatle inceleyen orta yaşlarında bir hanımefendiye kitabı okuması sözüyle hediye edebileceğimizi söyleyince;
“Ülkemizde İslamiyet neredeyse hiç yaşanmıyor ve İslamiyeti hikmetleriyle, delilleriyle anlatan bu gibi kitaplar bir elin parmak sayısını geçmez. Ben şimdi bu kitabı hediye olarak alırsam, size bir katkım olmaz, ülkemde yaptığınız bu yayın ve tercüme çalışmalarını sürdürmekte zorlana bilirsiniz. Bilakis ben bu kitabı para ile satın almak istiyorum ki ülkemde yapacağınız çalışmalar daim olsun.’’
dediği anda bizleri de bahtiyar etti.
Fuar boyunca kitaplarımızı dikkatle inceleyen birkaç kişiye yine hediye etmek istedik onlar da kabul etmeyip parası ile satın aldılar. Kalpleri elinde tutan Rabbimize sonsuz hamdü senalar olsun ki bu gibi hadiseler 3-4 kişi ile münhasır kalmadı.
Ramazan günlerine tevafuk eden fuar günlerinde, Kore devlet televizyonu hem İslâmiyetten hem Ramazan ayı orucundan bahsederek yayınlar yapıyor ve Kore’ye İslamiyet’in Kore Savaşında Türklerle beraber geldiğini vurgulayarak haber yapıyorlar. Bu ise bize hem Bayram Yüksel Ağabeyimizi hem de Üstadımızın nurlarla beraber Bayram ağabeyi buralara göndermesindeki şiddetli ihtimamının hikmetini gösteriyor.
Biz hülasa olarak hem de Kadir gecesine yaklaştığımız bu günlerde duanızı almak için bu bir kaç hatırayı paylaşmak istedik. Cenab-ı Allah bu insanların ihyasını Kur’an ve Nurlar ile tamamlayıp bizleri de istikametten ayırmasın. Amin