Hz. Üstad ona, ‘Risale-i Nur’un manevi avukatı’ diyor. Nur talebeleri Ahmet Feyzi ağabeyin çok kuvvetli hitabet kabiliyetini ve ilm-i cifr’e vukufiyetini iyi bilirler. 17 Ekim 1972 tarihinde Antalya’da vefat etmiştir, kabirleri İzmir Çamlık’tadır.
Vefatının 38. yılında ağabeyimizi rahmetle anıyoruz.
Ahmet Feyzi ağabeyle ilgili hüzün verici bir hatırayı Bayram Yüksel anlatıyor:
Afyon Hapsinde Zübeyr ve Ahmed Feyzi ağabeyi dövüyorlardı
Bayram Yüksel anlatıyor: 1948’de Afyon hapishanesinde iken Üstadın yanına her zaman çıkamazdık. “El Hüccet-ül Zehra” Risalesini Üstad yazar, o volta atılan meydana atıverirdi, biz de oradan alıp öyle çoğaltırdık.
Dünyanın en berbat hapishanesi orasıydı. Yetmiş-seksen kişi bir koğuşta yatıp kalkıyordu. Bir tek tuvalet var, hem banyo, hem de abdest almak için tek yer orasıydı. Pisti, taşardı suları…
Tâhiri ağabeyle, Refet ağabey üst katta kalıyordu. Fakat Zübeyr ağabeyle, Ahmed Feyzi ağabey o tuvaletin yanındaki boşlukta en berbat yerde kalıyorlardı.
Onları O müdafaalarından dolayı zulmen öyle yapıyorlardı. Vahşi insanlar da vardı, takunyalarla bastılar mı, pis su “foşşş” diye onların üstüne giderdi.
Zaman zaman Zübeyr ağabeyle Ahmed Feyzi ağabeyi çağırıp dövüyorlardı.
Uzaktan bile çat-çut dayak sesleri gelirdi, biz duyuyorduk. Zübeyr ağabey “Vuuuurrrr! Vuuuuurrr!” diye bağırıyordu. Ahmed Feyzi ağabey de yüzlerine tükürürmüş. Ama Zübeyr ağabey “Vur!” diye bağırırdı. Onların müdafaaları şiddetli idi, hiç de tenezzül etmezdi onlara.
Üstad volta atan hapislere bir bakıversin, bir selam versin, Üstad’ı görüversinler yeterdi, çoğu hemen namaza başlarlardı.
Onun için Üstad’a selam verenleri de çağırıp dövüyorlardı.
Ağabeyler Anlatıyor-1 Ömer Özcan 6. baskı sayfa 36
*****