Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Görmez, “İçinde bulunduğumuz dönemde, sorumluluğumuzu idrak etmemiz gerekiyor. Şeyh Karadavi ve benzeri alimlerin maruz kaldıkları büyük üzüntü verici sözleri kınıyoruz” dedi.
Türkiye’de misafir bulunan muhacir alimlerle Bahariye Mevlevihanesi’nde düzenlenen iftarda bir araya gelen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, İstanbul’un, alimlerin beşiği, alimlerin buluştuğu diyar olduğunu söyledi.
Alimlerin, el ele vererek çalışması gerektiğini belirten Görmez, “Biz çok acı duyuyoruz bazı alimlerimizin maruz kaldıkları zulümden, haksızlıktan, işkenceden dolayı kederliğiyiz ve elem duyuyoruz. Onlar kendi ülkelerinde yaşayamıyorlar, hicret ettiler. Bulundukları ülkede hayatlarını idame ettiriyorlar.” ifadelerini kullandı.
İslam dünyasının alimleri olarak Allah’a şükrettiklerini dile getiren Görmez, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bugün İslam dünyası olarak büyük bir buhrandan geçiyoruz. Bu üzüntü verici gelişmenin iyi bir sonuca bağlanması için duacıyız. Dilekte bulunuyoruz Rabbimizden. Çünkü bu uyuşmazlık, fikir ayrılığı, bölünme en değerli kardeşlerimiz arasında vuku buluyor. Bu mübarek günde yüce Rabbimize yönelip, dilek ve temennide bulunuyoruz. Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Mısır’ın, muhakkak iyi niyet ve arabuluculuk çalışmalarına cevap vermeleri, kabul etmeleri gerekiyor.”
“Müslümanın, Müslümana karşı savaş elbisesi giymesi caiz değil”
Müslümanın, Müslümana karşı ne bir kalkan ne de bir savaş elbisesi giymesinin caiz olmadığını ifade eden Görmez, şunları kaydetti:
“İslam toplumları ve Müslüman ülkeler, geçtiğimiz yıllardan bugüne kadar bizlere üzüntü verici olaylarla karşı karşıyadırlar. Bütün bu toplumlar, Müslüman toplumlardır, barışçıl toplumlardır, yaratıcılarına inanan, iman eden toplumlardır. İçinde bulunduğumuz bu kutsal ay içinde, kutsallığına saygı gösteren toplumlardır. İslam toplumları, bu olaylara tanıklık ediyor.
Bizlerin muhakkak birbirimize saygılı olmamız, yardımcı olmamız gerekiyor. Dünyanın neresinde olursa olsun, alimlere büyük görevler düşüyor. İçinde bulunduğumuz dönemde, sorumluluğumuzu idrak etmemiz gerekiyor. Şeyh Karadavi ve benzeri alimlerin maruz kaldıkları büyük üzüntü verici sözleri kınıyoruz.”
“İyilikte tek yumruk olalım, düşmana karşı savaşalım”
Görmez, alimlerin omuzlarında büyük yük olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çalışan alimleri Allah mutlaka başarıya ulaştıracak. Elbette haksızlık yapan sultana ‘dur’ dememiz, kötülükten onu engellememiz gerekmektedir. Ben inanıyorum bütün alim kardeşlerim, bu sorumluluğu omuzlamakta ve bunu idame ettirmekte yetenekli insanlardır. Alimler toplumların doğruluğu, huzuru için çalışan insanlardır. Toplumları mutluluğa sevk edecek ve onun için gayret sarf eden, alimlerdir. Alimlerini kötüleyen, küçük düşüren ve hoş olmayan davranışlarını sergileyen devletlerin, hükümetlerin geleceği yoktur.
Hepimiz, sorumluluğumuzu idrak ediyoruz. Toplumlarımıza karşı sorumluyuz. Bu yükümlülüğü omuzlarımızda taşıyoruz. Hiçbir alim, bir müminin kanının mübah olduğunu söyleyemez. Terörle mücadele etmemiz, hakkı gözetmemiz gerekiyor. Yöneticiler arasında ihtilafın gelişmesine, artış kaydetmesine fırsat vermeyelim. İyilikte tek yumruk olalım, düşmana karşı savaşalım. Bazı alimlere karşı çirkin davranışlar söz konusudur. Onları savunmamız gerekiyor. Kendi başlarına bırakmayalım.
Hepimiz bu alimlere karşı söylenen iftiraları duyduk. Toplumunda ileri gelen alimlerin, terörist olarak nitelendirilmeleri, bizleri gerçekten üzüntüye sevk etmektedir. Burada hedef alim değil, İslamiyet ve Müslümanlardır. Bu tür çirkin davranışlardan üzüntü duyuyoruz. Bizim muhakkak tek saf halinde, İslam’a cephe alan taraflara karşı hikmetle mücadele etmemiz gerekiyor. İslamofobi ve benzeri gelişmeler, hepimizi hüzne boğmaktadır. Gelecek nesillere barışçıl bir dünya bırakmamız gerekiyor. İnsanlığın birbirine karşı kışkırtılmaması gerekiyor. İslam’dan korku ve İslamiyetin çirkin şekilde tanımlanmasından üzüntü duyuyoruz. Bu davranışlara karşı çıkmamız gerekiyor.”