Müslüman toplumların âdet ve örflerinde çok fazla benzerlikler olmasına rağmen farklı yörelerde, birbirinden ayrılan değişik kutlamalara rastlamak her zaman mümkündür.
Afrika’nın kuzeydoğusunda yer alan ve bir dönem Osmanlıların Mısır valileri tarafından yönetilen Sudan’da Ramazan ve bayram kutlamalarına bakınca, hem İslam’dan kaynaklanan hem de Afrika kültüründen gelen âdetler görülür.
RAMAZAN TEBRİKİ
Ramazan ayı başladığında Sudanlılar birbirlerine bu aya ait dualar ederler. Bir Sudanlı karşılaştığı birine “Ramazan Kerim” yani “biz ikramı bol bir ayda yaşıyoruz” der. Muhatabı ona “Allah-u Ekrem” yani “Allah daha cömerttir” veya “el-Habibuküllihû kerim” yani “bu ayın bütün sevenleri cömertlerdir” diye karşılık verir. Taraflar “Tasumu ve tafturu ala hayr” yani “hayırlı oruç ve iftarlar” diyerek birbirinden ayrılırlar.
İFTAR SOFRALARI
Sudan sıcak bir ülke olduğu için Ramazan’da daha çok susuzluk problemi yaşanır. Bu yüzden iftar saatine “Şarabalmoyat” yani “suların içilmesi zamanı” derler. Hulumur’un yanında ondan daha beyaz olduğu için “Abre” adı verilen içecek gelir. İftar yemeği genellikle sokaklarda yenir ve yoldan geçenler sofraya davet edilir. Maliki mezhebine bağlı olan Sudanlılar, az bir şeyle iftarlarını açarak cemaatle akşam namazı kılarlar ve daha sonra yemeklerine devam ederler. İftar yemeği genellikle sokaklarda yenir. Akşama doğru genç erkekler evlerin önünü temizleyip üzerine kilim ve seccadelerini sererler. Yola yakın olan evlerden tepsilerle yemekler gelir, hazırlanan yer sofralarına konur. O saatte yoldan geçenler bu sofralara davet edilir.
SIKICA SARILMALARININ SEBEBİ
Sudanlıların iftar törenlerine sıkıca sarılmalarının sebebi, oruç tutanların sevabından faydalanmaktır. Bu gelenek o kadar yerleşmiştir ki oruç tutmayanlar bile ayıp olmasın diye yemeklerini alır, sokaktaki iftar törenlerine katılırlar. İftar törenleri sadece yemek ve içmekten ibaret değildir. Bu törenler sayesinde toplumun fertleri birbirlerine daha çok yakınlaşırlar. Mahallede bir hasta veya sıkıntılı biri var ise grup hâlinde ziyaret edilir, yardımcı olunur.
İftar verenler, akşam ezanı okunmadan hemen önce yollara çıkarak hareket halindeki araçlardaki yolcuları, cadde kenarlarında kurdukları sofralara davet ediyor.
Başkent Hartum’da hemen her köşede, cadde üzerinde ve evlerin önlerindeki iftar sofraları, zengin ve fakiri buluşturuyor.
Şehirde trafiğin en yoğun olduğu caddelerden Ubeyd Hatim Caddesi’nde de bu manzara ramazan boyunca her akşam görülüyor. Caddenin sağında ve solunda birçok vatandaşın kendi imkanıyla hazırladığı iftar sofraları yer alıyor.
Akşam ezanına kısa süre kala, sofra sahipleri yol ortasına çıkarak araçtakilere iftara sayılı dakikalar kaldığını işaret ediyor. Sofrasının hazır olduğunu yoldan geçenlere anlatan hayırsever Sudanlılar, pişen yemeklerden herkesin nasiplenmesini istiyor.
Sofralarda yemekler ise çeşitlilik gösteriyor. İftar verenler, bütçesine göre tepsisini süslüyor. Hal böyle olunca bazı sofralarda “ful”, “lukak” gibi yöresel lezzetler ağır basarken bazılarında et ürünleri, çorba çeşitleri bulunuyor.
Akşam namazının cemaatle kılınmasının ardından herkes yoluna devam ediyor.
Ramazanın 20 günü yol kenarlarında yemek vereceğini söyleyen Muhammed Abdullah İbrahim, yaptığı açıklamada, babasından gördüğü geleneği yaşatmaya çalıştığını söyleyerek, “Sudan’da caddelere kurulan iftar sofralarını küçüklüğümden bu yana bilirim. Babam, beni yanına alır ve herkesi soframıza davet ederdi. Şu an ben oğlumu yanıma aldım ve birlikte ihtiyaç sahiplerini yemeğimize çağırıyoruz.” diye konuştu.
ORUCU AÇANLAR YOLUNA DEVAM EDİYOR
Ebubekir Hasan da sofrasını sokağa taşıyanlardan biri. Sudan’da kadınların evde iftar yaptığını dile getiren Hasan, şunları kaydetti:
“Erkekler, iftara yarım saat kala sofrasını alır dışarıya çıkar. Babalarımızdan, dedelerimizden bunu gördük. Çünkü çevremizde muhtaç insanlar var fakat söyleyemiyorlar. İşinden dolayı evine, iftara yetişemeyenler olabiliyor. Gördüğümüz bütün Müslüman kardeşlerimizi yemeğe davet ediyoruz. Böylece toplum arasında bir kaynaşma sağlanmış oluyor.”
Toplu taşıma aracını durduran sofra sahibinin ısrarını geri çeviremeyen hastane çalışanı Mahmut İdris ise “Çalıştığım kurumda işlerimizi geç bitirdik. Eve yetişmeyeceğimi biliyordum. Toplu taşıma aracının durdurulmasıyla sofraya davet edileceğimizi anladık. Şoför, ben ve diğer 3 yolcu arkadaşa, iftarı açtıktan sonra yolumuza devam edebileceğimizi söyledi. Vaktin çok az kaldığını görünce kabul ettik.” ifadelerini kullandı.