Günümüz şartlarına bakıldığında hemen hemen herkeste olan, ancak kimsenin tam anlamıyla bilmediği hastalığımız: Hipokondriyazis!
Halk arasında bilinen adı hastalık hastalığı, ya da evhamlılık olan hipokondriyazis yakalandığımızı fark edemediğimiz tek hastalık.
Biraz daha ayrıntıya inmek gerekirse bu hastalık; vücutta bir hastalığımız olmadığı halde, sürekli bedensel bir hastalık sahibiymişiz gibi kaygıların vücudumuzu ve zihnimizi ele geçirmesiyle başlıyor.
Hastalar, doktorun kendisine ‘hiç bir şeyin yok’ demesine rağmen, yapılan bütün tetkiklere rağmen tüm bunlara inanmıyor ve her zaman hasta olduğunu düşünüyor.
Hasta olduğunu düşünen hastalar, bir şeyleri olmadığına ikna olsalar bile belli bir süre sonra, ‘bende kesin bir hastalık var’ diyerek yeniden doktor doktor gezmeye başlıyorlar.
Kişilerde, ağır ve ciddi, bir ya da birden fazla hastalığa yakalanmış olduğu korkusu bu hastalığa sahip olduklarını gösteriyor.
Hastalığın nedeni tam olarak henüz belli olmasa da, yapılan araştırmalar sonucunda ‘ölüm korkusu’ fazla olan kişilerde daha sık rastlandığı kanıtlanmıştır.
Bu sebeple, evhamlılık ya da korkaklık gibi duyguların yoğun yaşandığı kişilerden 10/9’u ne yazık ki çağın hastalığı sayılan hipokondriyazis.
Yani birer hipokondriyak.
Hastalık hastalığı genellikle uygulanan tedaviye karşı oldukça dirençlidir.
Tedaviye yanıt vermemesinin iki büyük nedeni:
Birinci nedeni hastaların çok sık doktor değiştirmesi, bir türlü emin olamaması ve hastalığı kabul etmemesidir.
İkinci nedeni ise hastalığın bilinç dışı nedenlerden dolayı olmasıdır. Yani gerçekte bir hastalığın varolmamasıdır.
Eğer hasta, bu rahatsızlığını kabul ediyorsa, ilaç tedavisi başlanır.
Ancak hastaya verilen psikiyatrik ilaçların, neden verildiği doktor tarafından hastaya iyice anlatılmalıdır. Hasta özellikle aldığı psikiyatrik ilaçların yan etkilerini iyi bilmelidir.
Çünkü hastanın yan etkileri tam anlamı ile bilmemesi demek, hastada yan etkilerin vücutta gösterdiği etkileri yanlış anlamasına ve yanlış tedavi aldığını düşünerek başka doktorlara gitmesine neden olur.
Doktor doktor gezen hastada, tedaviler birbirine karışarak kısır döngü yaratabilir ve tedavinin mümkün olmayacağı durumlar baş gösterebilir.
Bu hastalığa sahip olanları anlamanız oldukça kolaydır. Çünkü genellikle ellerinde bir tomar reçete ve bir poşet ilaçlar ile dolaşır ve yaşadıkları sıkıntıları detaylı bir şekilde anlatma çabası gösterirler.
Hastalık hastası kişiler rahatsızlıklarından çok fazla bahsettikleri için, genellikle hasta yakınları ve arkadaşları da bu durumdan bıkar ve bu kişiyi yalnız bırakırlar.
Yalnız kalmak ve yaşadığını sandığı sorunları biri ile paylaşamamak hastalık hastası bireylerin rahatsızlıklarında artışa neden olur.
Sık sık doktora gidip hiçbir sonuç alınamadığından bu kişilerin yakınları öfke duymaya başlayabilir ve hastalarının numara yaptığını düşünebilirler.
Oysa bu kişilerin bedensel belirtilerini açıklayacak tıbbi bir neden olmamakla birlikte, yaşadıkları belirtiler gerçektir.
Günümüzde toplum, sağlık konusunda sürekli bir bilgi bombardımanına tutulmuştur. Televizyonda, internette, her yerde hastalıklara yönelik bilgiler ve uyarılar bulunmaktadır.
Tüm gündemi yalan yanlış sağlık konuları meşgul ederken hipokondriyazisten korunmak oldukça zor gözükmektedir.
Bu sebeple hemen hemen hepimizde olan ‘evham’ duygusunu törpülemeyi öğrenmeliyiz..