Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin her şeyden “istiğna mesleğinin” ne kadar önemli olduğu Fetö olayı ile bir kez daha ortaya çıkmış oldu..
Ey Nurcular lütfen paraya, mala, servete, güce iktidara tamah etmeyin…
İmana Kur’an’a hizmet için de olsa, dava için de olsa, hakikatları yaymak amacıyla da olsa lütfen bunları elinizin tersiyle geri çevirin.
Başımıza ne geldiyse bu yüzden geldi.
Bediüzzaman Said Nursi, bir mektubunda şöyle ifade ediyor. Talebelerim..”benim maddî ve manevî her şeyden feragat mesleğimden ayrılmayacaklardır. Yalnız ve yalnız Allah rızası için çalışacaklardır.”
(Emirdağ2[Y] – 80) diyor.
Helal haram demeden, paranın kaynağını soruşturmadan “hizmet içindir” deyip almak lüks dershaneler yapmak hiç de doğru bir yaklaşım değil. “Her şeyden feragat mesleği”ne uygun düşmüyor.
İşin farklı bir boyutu var. Maddi destek veriyor diye bu insanların cemaat içerisinde temayüz ediyor olmasıdır söz sahibi olmalarıdır.
Zübeyir abinin şu veciz sözü kulaklarımıza küpe olmalıdır. “Parayı veren kararı da o verir”
Risale-i Nur’un mesleğinin sağlıklı devam etmesi o davanın Fedaileri ile mümkün olur. Maddiyatta derinleşmiş, zenginleşmiş bir insanın maneviyat ile ilgili karar ve görüşlerinin isabetli olmayacağı açıktır.
En büyük kuvvet ihlaslı olmaktadır. Haram yollarla kazanılmış paraların faaliyetlerin yürütüldüğü mekanlarda kullanılması ihlası kırmaz mı?
Yapılan yardımların haram olduğunu söylemiyorum Ama madem Çok para geliyor. İşte o çok para da haramın karışma ihtimali çok yüksek. Zaten günümüzde özellikle esnafın kredi kullanma miktarı dikkate alınırsa haram karışmaması mümkün gözükmüyor.
Üstadın “İhlası kıracak esbabdan; yılandan, akrepten çekindiğiniz gibi çekininiz.”
Lemalar(RNK) – 181
Emri talebeleri için önemli bir düsturdur. İhlas kırılıyorsa ondan uzak durmak en isabetli yol olur.
Nurettin Huyut
23.05.2017