Cifri risaleler latin harfiyle tabedilen külliyatta niye konmamış?
Bir: Onun birkaç sebebi var. Risale-i Nur müsbet ilim devrinin Kur’andan dersleri olması itibariyle Hazret-i Üstad “isbat etmediğim şeyi yazmamışım” buyuruyor.
Onlar da isbatlıdır, fakat herkese lazım değil.
İkincisi: Cifri Risaleler elliden önceki istibdad-ı mutlak zamanındaki ağır şartlarda hizmet eden ağabeylere kuvve-i maneviye olmak üzere telif edilmiş. Onun için elliden sonraki latin harfleriyle olan tab’ında cifri Risaleler pek konulmamış.
Üçüncüsü: Şu nokta mühim, Üstadımızın tensibiyle ve Üstadımızdan sonra Nur Erkanları ve Naşirlerinin meşveretiyle vücuda gelen neşriyatlar; İhlas Nur Neşriyat, Envar Neşriyat, Sözler Neşriyat aynen Üstadımız hayattayken tab’ edildiği tarzda devam etmiş. Üstadımızın tab’ettirdiği metin aynen muhafaza edilmiştir. Bu neşriyatlardaki bazı fer’i farklar Üstadımızın tabiriyle nüsha farkı tabir ettikleri farktır.
Yine Anadoludaki vaktiyle el yazması nüshalar var. Bu nüshalarda da Üstadımız’ın nazarından ve tashihinden geçmiş ve nüsha farkı tabir ettiği fer’i farklar var.
Risale-i Nur’da Üstadımızın ve Erkânlarının neşrettiği yayın evlerinin nüshaları büyük titizlikle Üstadımızın nazar ve tashihinden geçmiş nüshalardan alınmış asli metinlerdir.
Diyaneti’n Neşriyatı da Erkanların murakabesiyle büyük titizlikle tab’edilmektedir.
Metinleri katiyyen sahihtir.
Vesveseye meydan verecek bir şey asla yoktur.Aksi insi, cinni vesvesesi nev’indendir.
Vesselam.
Eyüp ekmekçi