Meclis Başkanımız Sayın İsmail Kahraman abimizin TBMM’nin açılış günü olan 23 Nisan’da Cuma namazını Ayasofya’da kıldırmak istemesi kısa zamanda bütün Türkiye’yi saracak bir kıvılcımı da ateşledi.
Her ne kadar sayın Cumhurbaşkanımızın “Ağabey, bu işi biraz erteleyelim” demesine rağmen Meclis Başkanından alınan Mesaj Ayasofya Gönüllerini olanca har’ıyla yakmaya devam ediyor.
Daha dün Sosyal Medya’da üstad Necip Fazıl Kısakürek’in #ÖzgürAyasofya çağrısı güne damgasını vurmuştu. Çağrıya katılan binlerce Sosyal Medya platformu katılımcıları Twitter’da, cuma namazı öncesinde Ayasofya fırtınası estirdi. Ayrıca üstad’ın kendi sesinden Ayasofya şiiri de video olarak hazırlandı.
Gençler! Bugün mü, yarın mı, bilemem! Fakat Ayasofya açılacak!..
•
Necip Fazıl Kısakürek #ÖzgürAyasofya pic.twitter.com/zooRfH6QZL— Necip Fazıl Kısakürek (@NecipFazildan) May 5, 2017
Bütün bunlar olurken TRT1’de yayınlanan Payitaht Abdülhamid dizisinde yayınlanan bazı sahneler milletimizi olduğu kadar bazı yazarlarımızı da oldukça ümitlendirdi. Bunlardan biri de Haber 10 yazarlarından Oğuz Düzgün ‘Payitaht Abdülhamid’den Ayasofya Mesajını’ kaleme aldı. Yazı bütün yüreği yanık Ayasofya yangını milletimizin yüreğine su serpecek minvalden. Buyurun yazıyı beraber okuyalım:
İslam dünyası ve Türk milleti sessiz bir bekleyişte… Ayasofya Camii’nin ibadete açılacağına dair ufacık bir emare, gönülleri coşturuyor.
Binlerce yıllık bir misyonu omuzlayan bu kahraman milletin kolektif duygu ve istekleri dikkate alınmak zorunda.
TRT 1’de yayınlanan “Payitaht” Abdülhamid adlı dizinin son bölümünde geçen kimi sahneler milletimizi yeniden ümitlendirdi.
Ayasofya Camii’ne haç dikmek isteyen Hıristiyanlara karşı Sultan II. Abdülhamid’in bizzat direniş sahnesi oldukça dikkat çekiciydi.
Türk milleti, Sultan Abdülhamid’le özdeşleştirdiği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da Ayasofya hakkında böyle bir duruş içinde olduğuna inanıyor.
Recep Tayyip Erdoğan’ın yakında Ayasofya’yı ibadete açacağına dair söylentiler bütün İslam dünyasında kulaktan kulağa yayılıyor.
Suriye’de, Suudi Arabistan’da, Bosna’da, Irak’ta, Kuzey Afrika’da, Orta Asya’da mümin yürekler Ayasofya Camii’yle birlikte çarpıyor.
Mescid-i Aksa’nın özgürleşmesi için duyduğumuz özlemin bir benzerini Ayasofya’nın özgürlüğü için de duyuyoruz.
İstanbul 1453’de fethedildiğinde Ayasofya boşu boşuna camiye dönüştürülmedi. Fatih Sultan Mehmed Han bu kararı kendi adına değil, bütün İslam dünyası adına almıştı.
İstanbul o dönemde Ortodoks Hıristiyanların Vatikan’ıydı. Buranın ele geçirilmesi sadece Osmanlı siyaseti adına değil İslamiyet’in geleceği adına da önemli bir gelişmeydi.
Bu nedenle Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi, hem Hıristiyan dünyasına hem de İslam dünyasına hitap eden önemli bir mesajdı.
Osmanlı Devleti’nin küresel bir güç olduğunu vurgulayan bu sembolik dönüşüm, İslam dini ve medeniyetinin de üstünlüğünü işaret ediyordu.
Peygamberimizin, İstanbul’un fethedileceğine dair o meşhur müjdesi aslında İslam dininin diğer dinlere üstün geleceğinin bir müjdesiydi.
Bu müjdenin verildiği dönemde Müslümanlar, maddi açıdan oldukça zayıf bir durumdaydılar ve dünyanın süper güçleri karşısında gelecekte onları neyin beklediğini bilmiyorlardı.
Türkiye’nin süper güç olarak kabul edilen bir devletin başkentini fethetmesinden daha imkânsız bir duruma karşılık geliyordu o günlerde İstanbul’un fethi mefkûresi.
Gerçekte bugün Türkiye’nin yapması gereken herhangi bir devletin başkentini fethetmek filan değildir. Bu sebeple işi geçmişe göre oldukça kolaydır.
Türkiye bugün bölgesel bir güç olmak istiyorsa, istiklâlinin sembolü olan bir mabedi; Ayasofya’yı ibadete açmalıdır.
Fatih’in de, Sultan Abdülhamid’in de yolu budur. İnanıyorum ki, Cumhurbaşkanımız da bunu istemektedir.
Ve yine inanıyorum ki, böyle bir uygulama MHP, Hüda-Par, BBP, Saadet Partisi tabanınca da arzulanmaktadır.
Elbette bu uygulamadan hoşnut olmayacak küresel güç merkezleri de olacaktır. Ancak Ayasofya, Türkiye’nin egemenlik alanı içindedir.
Ayasofya’nın ibadete açılıp açılmayacağına karar verecek tek ülke Türkiye’dir. Kendimize, medeniyetimize ve değerlerimize güvenelim yeter. Gerisi teferruat…