Mukaddes Emanetler’den esinlenilerek hazırlanan 40 eser, 16 Nisan’a kadar Bahariye Mevlevihanesi’nde sergilenecek
Mukaddes Emanetler, İnsan ve Medeniyet Hareketi Bahariye Sanat Atölyelerince düzenlenen “Mukaddes Emanetler Işığında” konulu sempozyum ve sergide ele alınacak.
Birçok sanatçıyla akademisyeni sanatseverlerle buluşturacak sergi ve sempozyum, 7 Mayıs’ta Bahariye Mevlevihanesi’nde açılacak.
Bahariye Sanat Atölyeleri Koordinatörü ve projenin danışmanı Meryem Güney, AA muhabirine yaptığı açıklamada, etkinliğin ilkini iki yıl önce “Yaşayan Mirasımız-Selçuklu Dönemi” başlığı altında gerçekleştirdiklerini söyledi.
Güney, sergide Bahariye Sanat Atölyeleri sanatçılarının yanı sıra usta sanatçıların yer alacağını belirterek, Mukaddes Emanetler’in Türkiye’ye getirilişinin 500. yılı dolayısıyla sergiyi bu yıla denk getirmek istediklerini kaydetti.
Aylar süren bir süreç sonunda eserlerin tasarlandığına dikkati çeken Güney, Mukaddes Emanetler’e ilişkin şunları dile getirdi:
“Mukaddes Emanetler, Peygamber Efendimize, sahabelere, İslam büyüklerine ve Haremeyn’e ait olan eşyalardır. İslam dini ve tarihi bakımından büyük önem arz eden bu özel eşyaların toplanması ve saklanması, Peygamber Efendimiz daha hayattayken başlamıştır. Mukaddes Emanetler’in korunup saklanması dört büyük halife devrinden sonra Emevi ve Abbasi halifeleri tarafından da sürdürülmüştür.”
Güney, sergide 19 sanatçının eserine yer verildiğini aktararak, Mukaddes Emanetler’in hüsn-i hat, tezhib, kat-ı, minyatür, kalem işi, ahşap oyma, mozaik ile ciltleme alanlarında sanata yansıyacağını kaydetti.
– Hz. Fatıma’nın sandığı kat-ı sanatında
Meryem Güney, serginin başlığını ise şu sözlerle açıkladı:
“İnsanlar yanlış bir kanıya kapılmasın diye projeye ‘Mukaddes Emanetler Işığında’ ismini verdik. Mukaddes Emanetler’i birebir tekrar yapmanın doğru olmadığını düşünüyoruz. Orijinalini de isteyen Topkapı Sarayı’nda görebilir. Biz sadece onlardan esinlenerek, onlara olan muhabbetimizi, hürmetimizi göstermek için sanatçılarımızdan özel tasarımlar yapmalarını istedik. Her sanatçı sergi için ikişer eser oluşturdu. Hepimiz, çalışmalarımızı yapmadan önce mutlaka ciddi bir araştırma sürecinden geçtik.”
Hazırlık yaparken çok hassas çalıştıklarına işaret eden Güney, “Bu çalışmalarımızın Peygamber Efendimiz’in maneviyatına zarar verip vermeyeceğimi araştırdım. Konuyu Prof. Dr. Raşit Küçük hocamla konuştum. Cevaplarına göre sanatçılarımı yönlendirdim. Bir deri cilt sanatçımız deriden Peygamberimizin bire bir ayakkabısını yapacaktı. Bunun uygun olmayacağını söyledik. O da farklı bir şeyler yaptı. Fakat bu emanetler başka sanatlara uygulanabilir. Mesela Hz. Fatıma’nın ahşap oyma bir sandığı var. Ben onu kat-ı sanatına uyarlayarak, ince kağıt oyma ile hazırladım.” ifadelerini kullandı.
Güney, Müslümanların bir savrulma yaşadığının altını çizerek, İslam kültürünün değerlerini, bu tarz projelerle topluma yeniden hatırlatmak istediklerini sözlerine ekledi.
Sergide, hüsn-i hat sanatçıları Hasan Çelebi, Ferhat Kurlu, Faruk Dinçer Eratlı ve Ayşegül Tekmen, tezhib sanatçıları Mamure Öz, Mustafa Çelebi, Serap Bostancı ve Hacer Sönmez, ebru sanatçıları Hikmet Barutçugil, Alparslan Babaoğlu’nun yanı sıra, minyatürde Özcan Özcan ve Gülçin Anmaç, kalem işinde Semih İrteş ve Kaya Üçer, sedef sanatında Salih Balakbabalar, cilt dalında Ali Kunduracıoğlu ve Serra Güney, mozaikte ise Meyçem Ezengin’in eserleri sanatseverlerle buluşacak.
Etkinlik çerçevesinde dört oturumda düzenlenecek sempozyumda da Prof. Dr. Raşid Küçük, Prof. Dr. Abdülhamit Tüfekçioğlu, Prof. Dr. Erhan Afyoncu, Prof. Dr. Fatih Andı, Prof. Dr. Hüsrev Subaşı, Prof. Dr. Muhiddin Serin, Prof. Dr. Mustafa Fayda, Prof. Dr. Mustafa Küçükaşcı, Prof. Dr. Nihat Öztoprak, Prof. Dr. Selçuk Mülayim, Prof. Dr. Süleyman Beyoğlu, Prof. Dr. Turan Koç, Doç. Dr. Uğur Demir, Yrd. Doç. Dr. Ahmet Önal, Yrd. Doç. Dr. Mustafa Topatan, Yrd. Doç. Dr. Selman Can, Dr. Coşkun Yılmaz, Dr. Nusret Gedik, Dr. Tahir Güngör ve Dr. Tayyar Altıkulaç konuşmacı olarak yer alacak.
Geleneksel sanat dallarından 40 eserin görülebileceği sergi, 16 Mayıs’a kadar ziyarete açık olacak.