SESRIC Genel Direktörü Kulaklıkaya, İslam ülkelerinin çalışma hayatı ve sendikalaşmaya ilişkin kurumsal bir yapı oluşturma hazırlığında olduğunu belirterek “Tıpkı BM bünyesindeki ILO gibi bir örgüt kurulması kararı çıktı” dedi.
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (SESRIC) SESRIC Genel Direktörü Musa Kulaklıkaya, İİT ve SESRIC’in İslam dünyasının sıcak başlıklarına ilişkin yürüttüğü faaliyetleri, İslam düşmanlığıyla mücadeleyi ve İslam ülkelerinin çalışma ve sendikal hayata ilişkin çalışmalarını AA muhabirine değerlendirdi.
İslam dünyasının hitap ettiği coğrafyanın genişliği ve yaklaşık 2 milyara yakın genç nüfus potansiyeliyle dinamik bir gündemi olduğunu belirten Kulaklıkaya, İİT kurumlarının kendi çalışma takvimi içinde takip ettiği faaliyetlerin ve kurumsal işleyişin yanı sıra güncel gelişmelere ilişkin kapsamlı çalışmalar yürüttüğünü kaydetti.
Özellikle Müslümanların azınlıkta yaşadığı coğrafyalardaki sorunların İİT gündeminin ilk sıralarında yer aldığını ifade eden Kulaklıkaya, “Filistin sorunu İslam dünyasının önemli bir ajandasıdır, İİT’nın kuruluş gerekçesidir.” dedi.
Myanmar’da olduğu gibi, Müslümanlara yönelik zulümlerin de İslam dünyasının gündeminden hiçbir zaman düşmediğini vurgulayan Kulaklıkaya, İİT’nin diğer uluslararası kuruluşlarla iş birliği mekanizmaları geliştirmeye çalıştığını anlattı.
“Oluşturulan bir İslam korkusu değil, İslam düşmanlığı”
İİT bünyesinde dünyadaki Müslüman algısıyla ilgili raporlar hazırlayan bağımsız bir komisyon olduğunu aktaran Kulaklıkaya, “İslam dünyasının önemli bir gündem maddesi de ne yazık ki İslamofobi. Aslında bu terminolojiyi kullanmak istemiyorum. Çünkü bu terminoloji Müslümanların ürettiği bir terminoloji değil. Müslümanları veya İslam’ı olumsuzlayan, olumsuz gören bir anlayışla üretilmiş bir kavram. Yani İslam korkusu. Bunu aslında İslam düşmanlığı ile ifade etmek daha doğru olur. Oluşturulan bir İslam korkusu değil, İslam düşmanlığı.” diye konuştu.
Özellikle Batı dünyasında son yıllarda İslam’ın olumsuzluklarla anıldığına dikkati çeken Kulaklıkaya, Batı’nın İslam dünyasıyla olan iş birliği potansiyelini görmek yerine ötekileştirme ve düşmanlaştırma yoluna gittiğini söyledi.
Kulaklıkaya, “Özellikle Avrupa’nın birçok bölgesinde seçimlerin bu dönemde yapılacak olması, aşırı sağın bu ülkelerde giderek gelişmeye başlamasıyla birlikte, politikacıların kendi iç kamuoylarına mesaj vermeye yönelik politikalar geliştirmeleri, biraz da üsluplarında abartılı bir yöntem izlemelerine yol açıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Radikalleşme ve aşırılık söylemlerine, terörizme ve insanların dini saiklerle teröre başvurmasına İslam dünyasının nasıl yaklaştığının önemli olduğunun altını çizen Kulaklıkaya, “Evet, bir özeleştiri yapmak gerekiyorsa Müslümanlar bu özeleştiriyi yapmalı ama daha çok etki-tepki ilişkisinde düşündüğümüz zaman, Batı’nın ötekileştirme çabası içinde bu tür eğilimlerin artma eğilimi gösterdiğini de yaptığımız çalışmalarda gözlemliyoruz.” diye konuştu.
Fakirliğin de sebeplerden biri olabileceğini işaret eden Kulaklıkaya, “Sadece zekat müessesesini hakkıyla kullandığımız, zekatla birlikte sadaka, infak gibi yardımlaşma unsurlarını kullandığımız takdirde hem ekonominin finansmanı, hem fakirlikle mücadeleyi, birçok sosyal sorunu dayanışma kültürü içinde çözmemiz mümkün.” diye konuştu.
İslam dünyası kendi “ILO”sunu kuruyor
İslam ülkeleri arasında çalışma hayatına dair ilk iş birliği adımının, çalışma bakanlarının iki yılda bir buluştuğu mekanizmanın başlatılması olduğunu hatırlatan Kulaklıkaya, bu toplantılarda İslam dünyasının iş hayatıyla ilgili sorunlarına çözüm önerileri arandığını vurguladı.
Kulaklıkaya, şöyle devam etti:
“Tıpkı BM bünyesindeki ILO gibi tabiri caizse İslam dünyasının ILO’su sayılabilecek, çalışma hayatıyla ilgili araştırmalar yapan, belli konularda standartlar geliştirmeye çalışan bir örgüt kurulması kararı çıktı. Merkezi Azerbaycan’ın başkenti Bakü olacak, iş hayatıyla ilgili bir araştırma merkezi kurulması kararı çıktı. Fakirlikle mücadelede iş hayatının rolü, bir anlamda İslam dünyasının fakirlikle mücadele serüveninde önemli bir yol haritası olacak. Bu merkez şu anda tam anlamıyla faaliyete geçebilmiş değil. Tüzüğü hazırlandı ve geçen yıl Özbekistan’ın başkenti Taşkent’teki İİT toplantısında onaylandı. Şimdi ülkelerin üyelik anlaşmalarına geçilecek. On ülke anlaşmayı imzalayıp anlaşma sürecini tamamladıktan sonra da bu teşkilat faaliyet geçecek.”