Petrol ve doğalgaz aramak için Akdeniz’e açılan Barbaros Hayrettin Paşa gemisinin keşfedeceği her yeni kaynak, Türkiye’nin elini güçlendirecek.
Önceden karşıdan izlediği enerji politikalarına şimdi stratejik önemi artan dev yatırımlarla dahil olan Türkiye, Akdeniz’deki petrol ve doğalgaz arama çalışmalarını hızlandırıyor.
Dünyadaki petrol ve doğalgazın yüzde 60’ından fazlası yakın çevresindeki bölgede bulunan ülkemizin, Karadeniz’in ardından Barbaros Hayrettin Paşa sismik gemisiyle Akdeniz’e de açılması konuşuluyor.
Özellikle Akdeniz’de keşfedilecek her yeni kaynak Türkiye’nin elini hem mali hem de siyasi olarak güçlendirecek.
KARA VE DENİZDE YOĞUN MESAİ
Türkiye’nin kara ve deniz alanlarında bir yılda 28’i yerli 17’si yabancı olmak üzere 45 petrol şirketi, 226 adet sondaj gerçekleştirdi. Sondaj çalışmaları kapsamında 90 adet arama ve tespit yapılırken, 188 tane kuyu açıldı.
Karadeniz sularında bu güne dek petrol aramaları için 4-5 milyar dolar civarında para harcayan Türkiye’nin özellikle 1.7 milyar varil petrol, 3.5 trilyon metreküplük de doğalgaz rezervinin bulunduğu tahmin edilen Akdeniz’de attığı sondaj adımı önümüzdeki dönemde bölgede enerji dengelerini lehimize çevirecek.
ENERJİDE AVANTAJLI KONUMDAYIZ
Uzmanlar, İsrail, Suriye, Lübnan, Mısır hatta Yunanistan’ın enerji koridorunda etkili olmak için çaba harcadığı coğrafyada Türkiye’nin yapacağı bu hamleyle avantaj kazanacağını ifade ediyor.
Petrol ve doğalgaz aramak için Barbaros Hayrettin Paşa gemisinin Akdeniz’de görevlendirilmesi uluslararası alanda büyük yankı uyandırırken, Akdeniz’de usulsüz şekilde bazı Amerikan, Katarlı, Norveçli ve İtalyan şirketlerle birlikte deniz alanlarını ihlal eden Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) tarafından tepkiyle karşılanıyor.
Olası petrol ve doğalgaz rezervleri, küresel enerji devlerinin yatırım önceliklerini Türkiye’ye kaydırmalarını sağlayacak.
TÜRKİYE TEK YOL
Türkiye’nin jeopolitik konumunu kullanmasına büyük katkı sağlayacak önemli boru hattı projelerine sahip olduğunu hatırlatan Akyener, şöyle devam etti:
“İsrail daha önce Akdeniz üzerinden borularla batıya gaz ulaştıracağını gündeme getirdi ama bu tamamen tutarsız. Çünkü boru hattı maliyetleri, taşıma bedelleri ve gaz üretim masraflarının toplamı Avrupa gaz piyasalarına göre ekonomik açıdan uygun olmuyor.
Bu bakımdan Türkiye rekabet ve uygun fiyat için tek yoldur. Bölgede market anlamında en önemli ülke Türkiye. Akdeniz’de gazı bulup üretirsek, çok daha rahat satar, ciddi ortaklıklara da imza atarız.”
ÖNCELİK GASP EDİLEN ALANLARA
Türkiye’nin Akdeniz’de öncelikli olarak kendi ruhsat alanlarını devreye alması gerektiğini belirten Akyener, “İlk odaklanılması gereken kısımlar, Rumlar tarafından gasp edilerek, yabancı şirketlere verilen ruhsat alanları olmalıdır. Böyle bir hamle birçok dengeyi değiştirecektir” dedi.
Bölge ülkelerinin enerji projelerine ortak olunmasının önemine değinen Akyener, “Mesela ihale sürecine giren Lübnan deniz alanlarındaki arama ruhsatlarına, kurulacak yabancı ortaklıklar ile girebilir. Türkiye her anlamda çok daha mantıklı ve tutarlı bir ortaktır” ifadelerini kullandı.
RUMLAR NEDEN RAHATSIZ?
Paniğe kapılan Güney Kıbrıs yönetimi, Akdeniz’deki arama faaliyetlerinin güvenlik sorunlarına neden olacağını iddia ediyor. Aslında yabancı şirketlerin ortaklık müzakereleri için yönünü bölgenin en güçlü ülkesi Türkiye’ye dönme ihtimali Rumları rahatsız ediyor.
GKRY’nin, Afrodit sahasındaki çalışmalarını ileriki bir tarihe ertelemek zorunda kalabileceğine dikkati çekiliyor.
Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi (TESPAM) Başkanı Oğuzhan Akyener, Batı bloğunun ülkemiz aleyhine Kıbrıs çözümü senaryolarının ve İsrail politikalarıyla ilgili yönlendirme çabalarının da suya düşeceğini söyledi.