Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Himmet Karadağ, “Popüler diziler ve köprüler dahil, onların getirisini yatırımcıyla paylaşabileceğimiz modelleri çalışıyoruz.
Borsada araba satacağız mesela. Türkiye’de üretilen bir otomobilin üretim projesinin maliyetine geliriyle beraber ortak olabileceksiniz” dedi. Karadağ, bu anlamda TRT’de yayınlanan Diriliş Ertuğrul dahil birkaç dizi için görüşmeler yaptıklarını söyledi.
Başarılı yapımları getirme konusunda “Diriliş Ertuğrul” dizisinin yapımcısı ile görüştüğünü ifade eden Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Karadağ, bu dizinin 200’e yakın ülkede satıldığının altını çizdi. Karadağ, dizinin gelirinin belli olduğunu, kanaldan ücret aldığını, bunun yanı sıra vizyona girdiği ülkelerden de satış geliri elde ettiğini, ayrıca reytinglere bağlı gelirleri bulunduğunu, dizinin elde ettiği bu gelirleri baz alarak 200 milyon – 150 milyon bandında peşin satılabileceğini, satın alan kişilerin reytinge bağlı gelirinin olacağını, bunun da güzel bir modelleme olduğunu da sözlerine ekledi.
“BORSA’DA ARABA SATACAĞIZ”
Karadağ, yatırımcılara borsaya yatırım yapma tavsiyesinde bulunarak, şu an Türk lirası bazında da dolar bazında da hisse senetlerinin çok ucuz olduğunu ifade etti.
Himmet Karadağ, yeni ürünlere yönelik soru üzerine şunları söyledi:
“Prestij projeleri satmak için çalışıyoruz. Popüler diziler ve köprüler dahil, onların getirisini yatırımcıyla paylaşabileceğimiz modelleri çalışıyoruz. Genelde tezgah üstü piyasalarda işlem gören özel sektörün Eurobond’larının önümüzdeki dönemde Borsa İstanbul’da işlem görmesini istiyoruz. Finansal modelleme, menkul kıymetlendirme doğru uygulandığında o kadar tatlı ürünlere dönüşüyor ki… Birkaç firmayla görüşüyoruz; borsada araba satacağız mesela. Aslında bono satacağız. Yani doğrudan bir ürünün finansmanında kullanılan bono satacağız. Ama bono o ürüne ucuz yolla dönüşebilir de olacak. Uygun firmayı yakaladığınızda çok hoş bir model.
Örneğin Türkiye’de üretilen bir otomobilin üretim projesinin maliyetine geliriyle beraber ortak olacaksınız. Dilerseniz sertifika o proje adıyla borsada alınıp satılacağı için ikinci el değer artışından yararlanacaksınız. Dilerseniz de Ar-Ge aşamasında gireceksiniz, üretime başladığında o araçtan indirimli alabileceksiniz. Daha üretim aşamasında böyle bir projeyi finansal ürüne, menkul kıymete dönüştüreceğiz. Menkul kıymet bono olacak aslında. Ama üretime başladığında araca dönüşebilir bir bono. Hisse senedine dönüşebilir tahvil gibi. Dünya uygulamalarına bakıyorum; hibrit alana daha çok kayma var. Yani düz hisse, düz bono değil de böyle modeller daha cazip oluyor. Otomobil sektöründe böyle bir görüşmemiz var. Başka sektörler de olabilir.”
DİRİLİŞ ERTUĞRUL DAHİL BİRKAÇ DİZİ DAHA
Karadağ, bu anlamda TRT’de yayınlanan Diriliş Ertuğrul dahil birkaç dizi için görüşmeler yaptıklarını aktararak, şunları kaydetti:
“Bizim satmamız için diyelim ki 40 bölüm bir hacim olması lazım. Diyelim ki A dizisi 2 yıllığına 40 bölümlük diziyi, kanalla bölüm başına 2 milyon liraya anlaşıyor. 2 yıllık hibrit bono gibi düşünelim; 80 milyon lira. Onun indirilmiş nakit akımı, yüzde 50’sini satsak, 40 milyon liralık büyüklük yapıyor. Onu alan yatırımcı vade sonunda, bir, o sabit getiriyi alacak; iki, belki reyting veya yurtdışı satışa duyarlı bir gelir dilimi de koyacağız oraya. Atıyorum; yüzde 10 artı reytinge duyarlı bir gelir elde etmiş olacaksınız diziden. Modelleme çok güzel. Ama o modellemeyi biraz daha öngörülebilir kılmaya çalışıyoruz. Orada getirisi garanti bir gelir akımı var. Bir şekilde finansal tüketiciye hem popüler hem riski az ve iyi getirinin olduğu ürünleri yakalayacağız.”
“IDB’Yİ STRATEJİK ORTAKLARIMIZ ARASINA KATMAK İSTİYORUZ”
Şu anda bir firmanın gayrimenkul sertifikasının işlem gördüğünü, bunların sayısının artması gerektiğini anlatan Karadağ, şunları kaydetti:
“Bu konuda hedefimiz İstanbul’dan, Anadolu’dan, Avrupa’dan Körfez ülkelerinden birçok inşaat firmasının projesinin borsada alınıp satılabilir olması. Bu amaçla da hem Türkiye hem Balkanlar hem Körfez ülkelerinden inşaat firmalarıyla görüşüyoruz. Olgunlaşanları uygun zaman ve zeminde piyasada tüketicilerimizin talebine sunacağız.
Bu ilk ürünün özelliklerini, detayını finansal tüketiciye olması gerektiği gibi anlatma konusunda hedeflediğimiz kitleye henüz ulaşabilmiş değiliz. Referandum sürecinde gerekli ilgiyi sağlayamadık. Bu haftadan itibaren yoğun bir tanıtma kampanyasına başlayacağız. Bu yeni bir konsept. Bunu çeşitlendireceğiz. Hedefimiz bu ve benzer modelde ülkemizin prestij ve büyük projelerini, finansal yatırımlarını Borsa’da alınıp satılabilir kılmak.”
Karadağ, gayrimenkul sertifikasına gelen talebin şu anda yeterli olduğunu düşünmediğini belirterek, aktif tanıtım çalışmasıyla gayrimenkul sertifikasına Türkiye’nin yanı sıra Ortadoğu ve Körfez ülkelerinden ciddi talep geleceğini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla İslami Kalkınma Bankası (IDB) ile iş birliği anlaşması imzaladıklarına değinen Karadağ, şöyle devam etti:
“Orada birkaç eksenimiz var. Birincisi, Borsa’yı halka arza hazırlıyoruz. Halka arza hazırlarken hikayenizin tamamlanması gerekiyor. Avrupa’da en güçlü finansal kuruluşlardan biri olan EBRD’yi stratejik ortak yaptık. Yine dünyanın en büyük borsalarından ABD’li Nasdaq stratejik ortağımız. Hikayenin tamamlanması anlamında İslam ülkelerinde de kuvvetli bir ortağa ihtiyacımız var. Bu anlamda IDB ile stratejik ortaklık yaptık. IDB ile işbirliğimizin önemli ayaklarından biri sukuk ve benzeri finansal modelleri daha aktif geliştirilmesi ve bölge ülkelerde dahi aktif şekilde pazarlanabilmesi. İkincisi başta İslam ülkeleri arasında altın transferinin ticaret, takas dahil kolaylaştırılması. IDB ile altınla ilgili stratejik ve güzel işler yapmak istiyoruz.”
Karadağ, IDB ile görüşmelerinin devam ettiğini, Borsa İstanbul’un halka arzı öncesi bu kurumu da stratejik ortakları arasına katmak istediklerini söyledi.
“HİSSE PİYASASINDA HEDEFİMİZ 600 MİLYAR DOLAR BÜYÜKLÜK”
Altına dayalı ürün ve ödeme sistemleri konusunda çalıştıklarını anlatan Karadağ, şöyle konuştu:
“Altın olayında iki ana eksen var. Birincisi, altına dayalı sermaye piyasası ürünleri. Altını menkul kıymete dönüştürüp hibrit modellerde tüketicinin tercihine nasıl sunulabileceğine bakmak lazım. İkincisi, altın ve altına dayalı sermaye piyasası ürünlerinin ülke içinde ve dışında daha kolay bir ödeme sistemi olarak kullanılabilmesi. Şu an kullanılıyor ama onu daha standart ve kolay hale getirebileceğimize çalışıyoruz.
Altın hesapları bankalarda tutuluyor ama hepsinin standardı farklı. Böyle olduğu için bankalar arası EFT mümkün olmuyor. Biz ilk önce ülke içinde bankalar arası gram altın EFT’si mümkün hale gelsin istiyoruz. Daha sonra yurt dışında da altının kolaylıkla EFT, transfer ve benzeri ödeme sistemlerinde kullanılabilmesinin alternatif yollarını kolaylaştıracağız.”
Himmet Karadağ, Türkiye’nin, makro ekonomik büyüklükle kıyaslandığında istedikleri sermaye piyasası büyüklüğünden uzak olduğunu belirterek, “İlk önce gerçek anlamda bir sermaye piyasası için o ölçeği yakalamanız gerekiyor. Mesela hisse piyasasında hedeflediğimiz büyüklük ilk planda minimum 600 milyar dolar. Şu an yaklaşık 76 milyar dolar. Sermaye piyasalarında yatırımcı sayısının arttığı ve katma değere dönüşen işlemin olduğu ortamı arzu ediyoruz.” dedi.
Bir soru üzerine Karadağ, Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) Forex’le ilgili bir düzenlemesi olduğunu anımsatarak, “Geçiş sürecinde biz onlara yardımcı olacak işlemler yapacağız, birlikte çalışacağız. Forex’te gerçekleştirilen belli işlemleri veya operasyonları biz VİOP’ta karşılayabilir durumdayız. Bu hafta içinde bir çalışma grubu oluşturacağız. Daha regüle, daha güvenilir şekilde o talebi bu tarafa çekmeyi hedefliyoruz.” yorumunu yaptı.
VARLIK FONU, DAHA FAZLA YABANCI SERMAYE DEMEK
Karadağ, uluslararası finans çevrelerinden ve stratejik ortaklarından Türkiye Varlık Fonu’nun kurulması ve Borsa İstanbul’un Fon’a devrine güçlü bir destek olduğunu vurguladı.
Himmet Karadağ, “Varlık Fonu, Türkiye ekonomisi için olması gereken bir değer. Ülkemize müthiş avantajlar sağlayacak. Daha fazla yabancı sermaye çekebileceğimiz bir konsept. Bizim çok başarılı projelerimiz var. Bunların uluslararası planda daha fazla alınır satılır olmasını istiyoruz. Gayrimenkul sertifikası ile en katı asseti Londra’dan, Tokyo’dan, Körfez’den basit bir emir talebiyle alınır satılır hale getiriyoruz. Aynısını diğer prestij projelerimize taşıyacağız. 3. Havalimanı çok karlı bir proje. Bunu finansal bir ürün olarak modelleyip sattığımızda uluslararası sistemde yatırım yapılabilir olacak. Varlık Fonu da bu modellemenin yapılabileceği güzel bir platform. Varlık Fonu, alternatifli fon getirmenin aracı olacak.” değerlendirmesinde bulundu.
Karadağ, bu yıl halka arz için 10’a yakın firmayla görüştükleri bilgisini verdi.
Akbank hisselerinde dün görülen sert harekete ilişkin soru üzerine Karadağ, “Hisse bazında sert hareketler var ama bir sıkıntı da yok. Normal işlemler. Bizim devre kesici diye bir sistemimiz var. O devreye girdi. Devamında hisse derinliğinde, fiyatlamada problem yok. Adam riskini almış, fiyatını da girmiş, alıyor. Bunu biz niye engelleyelim? Akbank piyasa derinliği olan bir hissemiz. Piyasa sağlıklı bir şekilde işliyor. Akbank hisselerinde sağlıklı işlem gerçekleşiyor.” görüşlerini aktardı.
Karadağ, bundan sonra hem Borsa İstanbul’a hem Türkiye ekonomisine hem yurt içi hem de yurt dışından yatırımcı ilgisinin artarak devam edeceğini beklediklerini sözlerine ekledi.