Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, ‘Değerler Eğitimi Programı’ kapsamında, Almanya ve Belçika’dan Türkiye’ye gelen gençlerle buluştu.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, ‘Değerler Eğitimi Programı’ kapsamında, Almanya ve Belçika’dan Türkiye’ye gelen gençlerle buluştu. Diyanet İşleri Başkanlığı Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün düzenlediği programda gençlerle bir araya gelen Diyanet İşleri Başkanı Görmez, gençlerin ziyaretinden duyduğu mutluluğu belirterek, “Kendi evinize, yurdunuza hoş geldiniz. Sizleri Başkanlığımızda misafir etmekten büyük bir mutluluk duyuyorum” dedi. “Asıl vatanınız, ülkeniz burası ama aynı zamanda her birinizin ikinci bir ülkesi daha oldu. Burası ile ikinci ülkeniz arasında en temel fark, sizin tarihinizin, medeniyetinizin burada olmasıdır. Burası sizin aynı zamanda kimliğinizin yoğrulduğu ülkedir” ifadeleriyle sözlerine başlayan Başkan Görmez, gençlerle yaptığı sohbette kimliği oluşturan unsurlara değindi. Kültürün korunmasında inancın ve dilin önemine işaret eden Başkan Görmez, şunları söyledi;
“İslam’ı, güzel ahlak ve nezaketinizle temsil ederek İslamofobi ile mücadele edebilirsiniz…
” Yaşadığınız ülkelerde İslam’dan korkma, İslam’dan nefret etme gibi bir hastalık ortaya çıktı. Bununla ancak bilgi ve ahlak ile başa çıkılabilir. İnsan, dinini ahlaklı yaşamak için öğrenir. Her biriniz, içinde yaşadığınız toplumlarda örnek davranışlarınızla Sevgili Peygamberimizin ahlakını yansıtmalısınız. Siz İslamiyet’i en güzel böyle anlatırsınız. Siz davranışlarınızla, nezaketinizle, güzel sözlerinizle İslamiyet’i temsil ederseniz o zaman onlardaki korku, nefret ortadan kalkar.
“Bu toprakların tarihini iyi bilmeniz gerekiyor…
” Her biriniz Müslümansınız. İslamiyet, Allah’ın insanlığa gönderdiği son rahmet dinidir. Siz aynı zamanda Hz. Muhammed’in ümmetisiniz. Allah’ın gönderdiği ve iman ettiğimiz bir Kitabımız var, Kuran’ı Kerim. Kuran’ı tanımamız, anlamamız gerekir. Hz. Peygamber’in hayatını baştan sona en iyi bir şekilde okumanız gerekiyor. Bu toprakların tarihini bilmeniz gerekiyor. Anadolu’da atalarımız nasıl bir İslam medeniyeti kurdu? Bu İslam medeniyeti bütün insanlığa, insanlığı nasıl öğretti? Dünyaya nasıl barış götürdük, adalet taşıdık? Bunları bileceksiniz. Dolayısıyla kendi tarihimizi kendi kültürünüzü kendi inancınızı, inanç değerlerimizi çok iyi bilmeliyiz.
“İnancını kaybeden toplumlar dilini de kültürünü de kaybeder…
” İnanç, kimliği oluşturan, koruyan en önemli unsurlardandır. Türkçeyi en güzel bir şekilde öğrenin çünkü dil, kültürü oluşturan bir unsurdur. Dil, kültürün evidir. Dil, medeniyetin evidir. Ev olmazsa kültür de olmaz, medeniyet de olmaz. Tarihinizi çok iyi bileceksiniz. Türkiye tarihini, Anadolu tarihini ve İslam tarihini iyi bileceksiniz. Anadolu tarihi İslam tarihinin bir parçasıdır. İslam tarihini çok iyi öğreneceksiniz. İnancını kaybeden toplumlar dilini de kültürünü de kaybediyor. Dilinizi ve dininizi çok iyi öğreneceksiniz.
“Yaratılmış bütün varlığa karşı şefkatli ve merhametli olmak İslam’ın tarifidir…”
Bütün yaratılmışlara, bütün varlığa karşı şefkatli ve merhametli olmak İslam’dır. İslam’ın tarifidir. Siz de o sevgiyi, o şefkati, o merhameti göstereceksiniz. Davranışlarınızda, sözlerinizde, eylemlerinizde Müslümanın ne kadar ahlaklı olduğunu göstermeniz İslam’la ilgili yanlış bilgilere sahip olanların İslam’la ilgili doğru bilgi sahibi olmasını sağlayacaktır. Allah’a karşı kulluk vazifesini yerine getirmek, bir Müslümanın en önemli görevidir. Onun için namazı unutmayacaksınız. Namaz, günde beş defa Allah’la konuşmaktır. Sizi yoktan var edenle sohbet etmektir. Fatiha, sizin Allah’la aranızdaki konuşmanızdır. Hiçbir zaman hayatınızda bunu ihmal etmeyin. O takdirde başarılı, mutlu ve çok iyi bir insan olarak hayatınızı devam ettirirsiniz.