“Muhabbet Platformu” çatısı altında yer alan sivil toplum kuruluşları, 16 Nisanda yapılacak referandum hakkındaki görüşlerini kamuoyu ile paylaştı.
Platformdan yapılan açıklamada, “Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur’un hakiki talebeleri daima memleketin birlik ve beraberliğinden yana, millet iradesine saygılı, her türlü vesayet sistemi ile birlikte bütün ihtilallere ve tepeden inmeciliğe karşı, temel insan haklarına, din ve vicdan hürriyetine samimi bir şekilde bağlı bir anlayışa sahip olmuşlardır. Ve bunu da müspet hareket anlayışı içerisinde her zaman ve her vesile ile ortaya koymuşlardır. İçinde bulunduğumuz bu hassas ve hayati dönemde, iç ve dış şer güçlerin ülkemiz ve devletimiz aleyhindeki fütursuzca ve düşmanca tavırları karşısında bir takım yanlış anlaşılma ve iltibasların önüne geçmek, memleketimizin birlik, huzur ve saadetine gücümüz nisbetinde katkıda bulunmak maksadıyla görüş ve düşüncelerimizi açıklamanın çok önemli ve zaruri bir vazife olduğunun da farkındayız. Böyle kritik ortam ve ahvalde fikir beyanının demokratik bir hak ve davranış olduğu hususunun Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin hem bizzat şahsi uygulamalarında, hem de yazmış olduğu eserlerinde açıkça yer aldığını da belirtmek isteriz” denildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Millet olarak vesayet sistemlerinden, koalisyonlardan, çift başlılıktan, dayatmacılıktan tarif edilemez sıkıntılar yaşadığımız herkesin malumudur. Devlet yönetiminde ve icraatta millet tarafından seçilmiş insanlardan daha fazla olarak, sorumsuzların dayatmalarının acı faturalarını uzun yıllar boyunca hep beraber ödedik. Atanmışlar fırsat buldukları her ortamda seçilmişlerin önünde hep engel oldu. Bürokratik oligarşiyi oluşturan ve vesayeti temsil edenler, milletin seçtiği temsilcilerine tepeden bakmayı bir hayat tarzı haline getirdi. Kamusal alan birilerinin tapulu arazisi gibi görüldü. Devlet kurumları, inançları gereği başını örten insanlarımıza yasak bölge olarak ilan edildi. Eşit vatandaşlık, herkes birinci sınıf vatandaş olma tabirleri lafta kaldı, rafa kaldırıldı. Yukarıda bir kısmı hatırlatılan olumsuzluk ve haksızlıkların bugün çoğunun düzeltilmiş ve kazanılmış hak olarak uygulanıyor olmasından dolayı memnuniyetimizi ifade ediyor ve daha başka güzel gelişmelerin önünü açmak maksadıyla millet olarak güçlü bir şekilde “evet” diyerek ses vermemiz gerektiğine inanıyoruz. Dış ülkelerde hayır propagandası yapanların kimler olduğuna bakılınca dost olduğunu sandığımız, hatta stratejik ortak olarak kabul ettiğimiz devletlerin endişe ve telaşlarına nazar edilince bu “evet”in önemi daha da artıyor ve netleşiyor. İslâm âleminin ve mazlum ümmetlerin ümit meşalesinin sönmemesi için, “evet” demeyi çok önemli bir vazife olarak görüyor ve bunu kamuoyunun dikkatlerine saygı ile arz ediyoruz”.
BURSA (İHA)