Hz. Yahya ve Hz. İsa’nın Doğum Olayları:
Kur’an-ı Kerim’in, Hz. İsa’nın babasız doğumu gibi çok garip bir olayı, ondan daha az garip olan Hz. Yahya’nın doğumu ile beraber zikretmesi, konuyu akla yakın hale getirmek ve muhataplarını ikna etmek içindir. Kur’an’da iki ayrı surede geçen bu olaylar, aynı sırayı takip etmektedir. İlgili âyetlerin mealleri şöyledir:
“Zekeriyya, mabette namaz kılarken, melekler ona: ‘Allah seni Yahya ile müjdeliyor!. O, Allah’tan bir kelimeyi (İsâ’yı) tasdik eden, kavminin efendisi, nefsine hâkim, salihler zümresinden bir peygamber olacak!.’ diye seslendiler. Zekeriyya, ‘Yâ Rabbi!. Bana ihtiyarlık gelip çatmış, hanımım da kısırken nasıl oğlum olabilir ki?’ dedi. Allah buyurdu ki: “Böyle de olsa, Allah dilediğini yapar.”(1)
“Hani, melekler ‘Ey Meryem!.’ demişlerdi, ‘Allah seni kendisinden bir kelime ile müjdeliyor. Onun adı Meryem oğlu Mesih İsa’dır. O dünyada ve âhirette şerefi büyük, Allah’ın yakın kullarındandır. O beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşacak ve salihlerden olacaktır.’ Meryem: ‘Yâ Rabbi!. Bana beşer eli değmemişken, benim nasıl çocuğum olabilir ki?’ dedi. Allah buyurdu ki: “Öyle de olsa, Allah dilediğini yaratır. O, bir iş için hükmünü verdiğinde, ona ‘Ol!.’ der; o da oluverir.” Meryem, onlarla (ailesiyle) kendi arasına bir perde çekmişti. Ona ruhumuzu (Cebrail’i) gönderdik. (O), ona düzgün bir insan şeklinde göründü.”(2)
“(Allah şöyle buyurdu:) ‘Ey Zekeriyya!. Şüphesiz biz sana Yahya adında bir erkek çocuk müjdeliyoruz. Bundan önce ona hiç kimseyi adaş yapmadık.’
Zekeriyyâ: ‘Rabbim!. Hanımım kısır, ben de ihtiyarlığın son sınırına varmışken nasıl oğlum olabilir?’ dedi.
(Allah ona şöyle) dedi: ‘Dediğin doğrudur. Ancak Rabbin buyurdu ki; O bana kolaydır. Nitekim daha önce sen hiçbir şey değilken seni de yaratmıştım.”(3)
“Meryem: ‘Ben senden, Rahmân olan Allah’a sığınırım. Eğer Allah’tan korkan biri isen (bana dokunma!.)’ dedi.
Cebrail: ‘Ben sadece, sana tertemiz bir erkek çocuk bağışlamak üzere, Rabbin tarafından gönderilmiş bir elçiyim.’dedi.
Meryem: ‘Bana hiç bir insan dokunmadığı, iffetsiz de olmadığım halde, benim nasıl çocuğum olabilir?’ dedi.
Cebrail: ‘Bu iş böyledir!.’ dedi. Rabbin buyurdu ki: “Bu Bana pek kolaydır. Hem biz, onu insanlara bir mucize ve katımızdan bir rahmet kılacağız. Bu, önceden hüküm ve karara bağlanmış bir iş idi.”(4)
Bu iki olayın yakın ilişkilerini ve Hz. Yahya’nın doğumunu, Hz. İsa’nın doğum olayına bir şahit, bir delil olduğunu gösterecek birkaç hususu, istidlal metodunun derecelerini yansıtan birkaç basamakta açıklamayı uygun görmekteyiz.
Birinci Basamak: Allah’ın sonsuz kudret sahibi olduğu, en zor işleri dahi kolaylıkla gerçekleştirebileceği hususuna vurgu yapılmaktadır.
Hz. Zekeriya’nın: “Rabbim! Eşim kısırdır. Ben ise, ihtiyarlığın son sınırına varmış bulunuyorum. Bu durumda nasıl olur da benim bir oğlum olabilir?” demesi, bu işin zorluğuna işaret etmektedir.
İlahî cevap şu merkezdedir: “Dediğin doğrudur. Ancak Rabbin buyurdu ki: Bu iş benim için çok kolaydır. Nitekim daha önce sen de varlık adına hiçbir şey değilken, seni de ben yaratmıştım.”
Yukarıdaki cevapta, Hz. Zekeriya’nın belirttiği olumsuz şartlar doğrulanmakta, ama aynı zamanda, her türlü zorluğun üstesinden gelebilen ilahî kudrete dikkat çekilerek, söz konusu endişelerin yersiz olduğuna vurgu yapılmaktadır. Çünkü Allah’ın daha önce yarattıkları, bundan sonra da yaratabileceklerinin teminatıdır. Madenler âleminden, bitkiler âleminden, hayvanlar âleminden, insanlar âlemine kadar geçen o uzun ve bir o kadar da karmaşık olan yoldan yürüyüp gelen insanların yaratılış serüvenindeki harika yolculuk başarısını, kör, sağır, dilsiz, akılsız ve cansız olan sebeplere vermek ise, insanlıktan ve akıldan istifa etmekle aynı anlama gelir. Bu basamaktaki gerçekler, ikinci basamakta söz konusu olan Hz. İsa’nın doğum olayını akla kabul ettirmek için bir mukaddime hükmündedir.
İkinci Basamak: Kur’an-ı hakîm, birinci basamakta, Hz. Yahya’nın o olağanüstü doğum olayını anlattıktan sonra, bu ikinci basamakta ondan kat be kat daha garip, daha fazla olağan dışı olan Hz. İsa’nın doğum olayını zikretmektedir:
Meryem: “Bana hiç bir insan dokunmadığı, iffetsiz de olmadığım halde, benim nasıl çocuğum olabilir?” dedi.
Ona verilen ilâhî cevapta; ifade edilen hususların / zorlukların doğruluğu kabul edilmekte, fakat Cenâb-ı Hakkın sonsuz ilmi ve kudreti hatırlatılarak, gösterilen telaşın yersiz olduğu şöyle belirtilmektedir.
“Bu iş öyledir / dediklerin doğrudur.” dedi. Fakat Rabbin buyurdu ki: “Bu bana pek kolaydır. Hem biz, onu insanlara bir mucize ve katımızdan bir rahmet kılacağız. Bu, önceden hüküm ve karara bağlanmış bir iş idi.”
İlahî hikmet, bu iki olayı, sadece manevî yönden değil, maddî yönden de iç içe koymuştur. Hz. İsa’nın annesi ile Hz. Yahya’nın annesi kardeştirler. Bir kız kardeşte meydana gelen harika bir doğum olayı, diğer kız kardeşte daha da harika olarak gerçekleşebilir. Bu işi dünyevî bir sebebe bağlamak isteyenlerin zihinleri de, bu yakınlık penceresinden okşanmaktadır.
Üçüncü Basamak: Çok garip bir olay olan Hz. İsa’nın doğumu, ondan daha az garip olan Hz. Yahya’nın doğumuna kıyaslanmaktadır. Nitekim Hz. Yahya’nın doğumunu imkânsız gören babası Hz. Zekeriya’ya, kendisinin de bir anne ve bir babadan yaratıldığı ve böylelikle yokluk âleminden varlık âlemine çıktığı hatırlatılmıştır. Özellikle “Daha önce sen de varlık adına hiçbir şey değilken, seni de ben yaratmıştım.” ifadesiyle, yaratma fiilinin sadece Allah’ın kudret elinde olduğu, anne ve babaların ise, ilahî hikmetin öngördüğü birer perdeden öteye gidemediği, bu yüzden de babanın ihtiyarlığı ya da annenin kısırlığı gibi faktörlerin hiç önemi olmadığı vurgulanmıştır.
Babasız olarak yaratılan Hz. İsa için Allah’ın verdiği misal, gerçekten muhteşemdir:
“Şüphesiz, İsa’nın durumu Allah katında, Âdem’in durumu gibidir, ki onu –annesiz-babasız- doğrudan topraktan yaratmıştır.”(5)
Kur’an okuyan bir kişi, kültür seviyesi düşük olsa bile, Kur’an’ın yukarıda açıklamaya çalıştığımız bu ikna metodunun tesiriyle söyle düşünür:
“Büyük babamız olan Hz. Adem’i annesiz ve babasız yaratan Allah, elbette ki Hz. İsa’yı da babasız yaratabilir. Demek yaratma fiili, tamamen Allah’ındır. Anne ya da babalar, birer sebeptir. Hiç yoktan insan yaratan ilahî kudret, çocuk yapmaya elverişli olmayan bir anne-babadan da çocuk yaratabilir. Hz. Yahya, işte böyle doğmuştur.
Dipnotlar
1-Al-i İmran, 3/39-40.
2-Al-i İmran, 3/45-47.
3-Meryem, 19/7-9.
4-Meryem, 19/17-21.
5-Al-i İmran, 3/59.
Niyazi Beki