Suriye’de kendi halkını, masum sivilleri acımasızca bombalayan Esed rejimi askerlerinin ve destekçilerinin nasıl bir zulüm irtikab ettiklerini, insanlık suçu ve savaş suçu işlediklerinin canlı şahidi İdlib’li bir babanın ve evladının feryadı ve duası… kalbi kör olmamış, vicdanı sönmemiş, insaniyeti mesh olmamış her insanın bu feryattan ve duadan bir hissesi var. Nurdanhaber
– Suriye’nin İdlib kentinde Esed rejiminin düzenlediği hava saldırısında bacakları kopan ve tedavi için Hatay’a getirilen 10 yaşındaki Abdülbasit’in yaşadığı acı hafızasından silinmiyor
Abdülbasit:
– “Büyük bir bomba patladı ve etraf karardı. Gözümü açtığımda iki ayağım kopmuştu. Beni taşların altından çıkarıp dışarıya koydular. Sonra da hastaneye götürdüler”
Baba Muhammed:
– “Varil bombası eve isabet etti ve evin bir bölümü yıkıldı. Biz yıkılmayan taraftaydık. Çıkıp baktığımda herkes toprağın altındaydı”
HATAY (AA) – ERDAL TÜRKOĞLU – Suriye’nin İdlib kentine düzenlenen hava saldırısında bacakları kopan ve tedavi için İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı aracılığıyla Hatay’a getirilen Abdülbasit Alsattuf, yaşadığı acı olayı unutamıyor.
Suriye’de Esed rejiminin düzenlediği hava saldırısında iki bacağını kaybeden ve “Baba beni kaldır” feryadıyla yürekleri dağlayan 10 yaşındaki Abdülbasit’in tedavisi Hatay’da sürüyor.
İHH aracılığıyla, 5 yaşındaki diğer kız kardeşi ve babasıyla Türkiye’ye getirilen ve Hatay Devlet Hastanesinde tedavisi yapılan Abdülbasit’in yaşadığı şok ve üzüntüyü üzerinden atamadığı görülüyor.
Konuşurken sesi titreyen ve halsiz olduğu gözlenen Abdülbasit, yaşadığı korku dolu anları AA muhbirine anlattı.
Saldırı öncesi arkadaşları ve kardeşleriyle evin önünde oyun oynadıklarını anlatan acılı çocuk, uçak sesini duyar duymaz eve doğru kaçtıklarını söyledi.
Kendisi, annesi ve kardeşlerinin salona saklandığını belirten Abdülbasit, “Eniştemle kardeşi mutfağa kaçtı. Biz ise salonda bekledik. Sonra büyük bir bomba patladı ve etraf karardı. Gözümü açtığımda iki ayağım kopmuştu. Beni taşların altından çıkarıp dışarıya koydular. Sonra da hastaneye götürdüler. Annemle kız kardeşim ölmüş. Onlar enkazın altında kalmıştı.” ifadelerini kullandı.
Diğer kız kardeşinin eli ve ayağı kırıldığını, babasına ise bir şey olmadığını kaydeden Abdülbasit, kardeşinin de kendisiyle Türkiye’ye getirildiğini ve tedavi gördüğünü söyledi.
Yardımlarından dolayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür eden Abdülbasit, “O gün çok korktum ve babamdan yardım istedim. Beni ve ailemi bu hale getirenleri Allah da aynı yapsın.” şeklinde konuştu.
– “Allah bu acıyı kimseye yaşatmasın”
Asıl evlerinin Hama’da olduğunu ancak 4 yıl önce şehri terk ettiklerini aktaran baba Muhammed Alsattuf da güvenli bir yer bulana kadar defalarca yer değiştirdiklerini belirtti.
İdlib kırsalındaki eski evlerinin yine vurulduğunun altını çizen 6 çocuk babası Alsattuf, “Yaklaşık 2 yıl önceki o saldırıda babam ve kardeşimi kaybettim. Ondan sonra birçok yerde birkaç ay kalabildik. Saldırı artınca hep yer değiştirdik. Son olarak güvenli gördüğümüz İdlib’in Habit ilçesine geldik. Öteki yerlere göre daha emniyetli bir yerdi burası.” diye konuştu.
Konuşurken göz yaşlarına engel olamayan Alsattuf, şöyle devam etti:
“Son saldırı öncesi ben evdeydim. Çocuklarım ise dışarıda oynuyordu. Birden helikopter geldi. Çocuklar içeriye kaçtı. Sonra varil bombası attı. Eve isabet etti ve evin bir bölümü yıkıldı. Biz yıkılmayan taraftaydık. Çıkıp baktığımda herkes enkazın altındaydı. Abdülbasit’in ayakları kopmuştu. 3 yaşındaki kızım ve annesi ölmüş. Hamile olan diğer kızı da korkudan şok olmuştu. Allah bu acıyı kimseye yaşatmasın, tekrar düşünmesi bile zor .”
-“Bu saldırı son olsun”-
Abdülbasit’le beraber 5 yaşındaki diğer kızının da yoğun bakımda olduğunu kaydeden Alsattuf, ailesine sahip çıkan Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a minnettar olduklarını söyledi.
Kendilerinin de artık normal bir yaşam sürdürmek istediklerini ifade eden Alsattuf, “Her şeye rağmen Allah’a şükürler olsun. Bu saldırı son olsun kimse ölmesin. Herkesin çocukları gibi bizim çocuklar da oynasın ve mutlu olsun.” dedi.