“Gökte, fezada, havada ne geziyorsun?
Yedinci Şuâ [Âyetü’l-Kübra – Kâinattan hâlıkını soran bir seyyahın müşahedatıdır] Sonra o seyahat-i fikriyeye alışan o mütefekkir misafire, küre-i arz lisan-ı haliyle diyor ki: “Gökte, fezada, h...
Kâinattan hâlıkını soran bir seyyahın müşahedatı
Yedinci Şuâ Âyetü’l-Kübra Kâinattan hâlıkını soran bir seyyahın müşahedatıdır. بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ تُسَبِّحُ لَهُ السَّمٰوَاتُ السَّبْعُ وَالْاَرْضُ وَمَنْ فٖيهِنَّ وَ اِنْ مِنْ شَىْ...
Azamet ve kibriya
YEDİNCİ ŞUÂ Nefiy dahi iki kısımdır: Birisi: “Has bir mevkide ve hususi bir cihette yoktur.” der. Bu kısım ise ispat edilebilir. Bu kısım da bahsimizden hariçtir. İkinci kısım ise: Dünyaya ve kâinata ...
İspatta netice birdir, vâhiddir
Yedinci Şuâ Mukaddime بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْاِنْسَ اِلَّا لِيَعْبُدُونِ Bu âyet-i uzmanın sırrıyla, insanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti ve gayesi; H...
Âyetü’l-Kübra
Yedinci Şuâ Âyetü’l-Kübra Mühim bir ihtar ve bir ifade-i meram Bu ehemmiyetli risalenin herkes her bir meselesini anlamaz. Fakat hissesiz de kalmaz. Büyük bir bahçeye giren bir kimsenin, o bahçenin bü...