Türkiye’de özel sektör tersaneleri tarafından inşa edilen en büyük ve ileri teknolojiye sahip Harp Gemisi olan Amfibi gemi “Bayraktar” bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı törenle denize indirildi.
Erdoğan, ADİK Tersanesi’nde düzenlenen amfibi gemi “Bayraktar”ın denize indirilmesi töreninde yaptığı konuşmada, bu geminin ülke, millet ve tüm denizciler için hayırlı olması dileğinde bulundu.
Preveze Deniz Zaferi’nin yıl dönümünü, Deniz Kuvvetleri Günü’nü bir kez daha tebrik eden Erdoğan, denize inişine şahitlik edilen “Bayraktar” gemisi vesilesiyle Barbaros Hayrettin Paşa’yı ve tüm denizcileri bir kez daha tazimle, özlemle, rahmetle yad ettiğini söyledi.
Erdoğan, “Biz tarihimizin ve medeniyetimizin bize verdiği görevleri bugün de bihakkın yerine getirmenin çabası içindeyiz. Akdeniz’de, Ege’de hiçbir masumu kendi haline terk etmedik. Hiçbir mazluma sırt dönmedik. Sahil güvenliğimizle kendi karasularımızda, donanmamızla dünyanın dört bir yanında insanlığın huzuru için, adalet için, barış için çalışıyoruz, çalışmaya devam ediyoruz” diye konuştu.
“Bayraktar” gemisinin Türkiye’nin denizlerdeki gücüne güç katacağından şüphesi olmadığını dile getiren Erdoğan, ilk amfibi gemisi 2011’de denize indirirken büyük heyecan ve gurur içinde olunduğunu anlattı.
Erdoğan, arkasından Milli Savaş Gemisi projesi kapsamında üretilen “Heybeliada” gemisinin 2011’de, “Büyükada” gemisinin de 2013’te teslim alınarak donanmanın emrine verildiğini kaydetti.
“Gemilerimizi ülkemizde tedarik ediyor olmaktan gurur duyuyoruz”
Bu gelişmelerin, savunma sanayinde elde edilen ilerlemelerin denizcilik alanındaki yansımaları olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Geçmişte arzu ettiğimiz gemileri, uçakları, araç-gereçleri paramızla dahi almakta zorlandığımızı asla unutmadık, unutmayacağız. Savunma sanayimizin diğer unsurları gibi gemilerimizi, denizaltılarımızı ve diğer ihtiyaçlarımızı kendi tasarımımız ve kendi üretimimiz olarak ülkemizde tedarik edebiliyor olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Türkiye 2002’de savunma sanayi ihtiyaçlarının yüzde 80’ini ithal etmek zorunda olan bir ülkeydi. Bu vahim tablonun istiklalimiz ve istikbalimiz için çok büyük bir tehdit olduğunu gördüğümüz için savunma sanayini önceliklerimiz arasına aldık. Savunma sanayindeki dışa bağımlılığımızı bugün yüzde 40’lar düzeyine kadar indirmeyi başardık. Hedefimiz, 2023 yılında savunma sanayinde dışa bağımlılığımızı tamamen ortadan kaldırmaktır. Temel savunma ihtiyaçlarımızın tamamını kendimiz tasarladığımızda ve ürettiğimizde istiklalimize ve istikbalimize daha güvenli bakabilir hale geleceğimiz açıktır.”
Erdoğan, bu çalışmalarda emeği geçen ve katkısı olan herkese şahsı ve millet adına teşekkür ederek, Başbakanlığa, Milli Savunma Bakanlığı’na, Genelkurmay Başkanlığı’na, kuvvet komutanlıklarına, Savunma Sanayi Müsteşarlığı’na, firmalara, mimar, mühendis ve işçilere millet adına şükranlarını sundu.
Preveze Deniz Savaşı’nın tüm kahramanlarının, Barbaros Hayrettin Paşa’nın, diğer adıyla Hızır Reis’in, tüm deniz şehitlerinin ve gazilerin ruhlarının bugün bir kez daha şad edildiğine inandığını belirten Erdoğan, inşallah bu çalışmaların kesintisiz şekilde sürdürüleceğini ve hedeflere ulaşılacağını kaydetti.
“Barışı, huzuru, güvenliği daim kılmak için tüm unsurlarıyla ordumuzu güçlendirmeyi sürdüreceğiz”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MİLGEM başta olmak üzere bu alandaki projeleri devam ettirmek, yeni projelerle donanmayı güçlendirmek gerektiğini vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Burada kararlılığımız var. Hızır Reis’in donanmayla seferden geldiği dönemlerin heyecanını yeniden yaşayacağımız günleri hep birlikte görmeyi temenni ediyorum. Çalışmalarımızı, Yavuz Sultan Selim’in ve Gazi Mustafa Kemal’in şu güzel sözünü kendimize ilke edinerek yürütüyoruz. Ecdadımız diyor ki ‘Hazır ol cenge, eğer ister isen sulh-u salah’. Evet, barış istiyorsak daima savaşa hazır olmalıyız. Bu anlayışla kendimiz, bölgemiz ve tüm dünyada barışı, huzuru, güvenliği daim kılmak için tüm unsurlarıyla ordumuzu güçlendirmeyi sürdüreceğiz. Bundan hiç kimse rahatsız olmasın. Bu milletin tarihinde sömürgecilik ayıbı kesinlikle yoktur, bundan sonra da olmayacaktır. Biz, dostlarımızın emin olmasını sağlamak, birliğimize ve bütünlüğümüze göz dikenleri de caydırmak için bu yatırımları yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz.”
Savunma sanayi alanındaki yatırımların orta ve uzun vadeli olduğuna değinen Erdoğan, bugün denize indirilen amfibi gemi “Bayraktar”ın başlangıcının 2006’ya gittiğini, 2 gemiden oluşan projenin sözleşmesinin, kendisinin başbakanlığı zamanında 2011’de imzalandığını, bugün de ilk geminin denize indirildiği anlattı.
Erdoğan, MİLGEM projesinde 8 gemiden henüz 2’sinin denize indirilebildiğini hatırlatarak, helikopter, tank, insansız hava aracı, uçak gibi pek çok projede ciddi ilerlemeler kaydedildiğini, üretim aşamasına gelindiğini ancak hala katedilmesi gereken mesafe olduğunu söyledi.
Temmuz ayından bu yana yeniden tırmanışa geçen terör saldırıları, bölgede yaşanan gelişmeler ve daha pek çok işaretin, söz konusu çalışmaları süratlendirmeyi, hazırlıkları tamamlamayı gerektirdiğini dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
“Küresel sistem, ekonomik kaosla birlikte jeopolitik bir yeniden yapılanma sürecinin de içine girdi. Üstelik bu sürecin tüm önemli çatışmaları, çekişmeleri, mücadeleleri bizim yakın çevremizde cereyan ediyor. Bu dönemi ülkemiz ve milletimiz lehinde değerlendirebilmemizin en başta gelen şartı, güçlü bir orduya, güçlü bir savunma sanayine, güçlü bir yüksek teknolojiye dayalı üretim altyapısına sahip olmamızdır. Askeri güçle desteklenmeyen diplomasi, sizi yolda bırakır. Bizim yolda kalmaya tahammülümüz yok. Her alanda kendimizi teçhiz etmeli, eksiklerimizi tamamlamalı ve hedeflerimize doğru tam yol ilerlemeliyiz. Atak helikopterlerimizi, MİLGEM gemilerimizi, Altay tanklarımızı, Hürkuş uçaklarımızı, Anka ve diğer insansız hava araçlarımızı, uydularımızı, Kirpi ve diğer zırhlı personel taşıyıcılarımızı, füzelerimizi, roketlerimizi, tüfeklerimizi bir an önce eksiksiz olarak devreye almalıyız. Bugün denize indirdiğimiz amfibi gemimiz Bayraktar’ı bu kararlılığımızın bir sembolü olarak kabul ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geminin Türkiye’ye kazandırılmasında emeği geçenleri tebrik etti ve kredi temininde tüm hassasiyetini ortaya koyan Ziraat Bankası’nı da gösterdiği olumlu yaklaşımı dolayısıyla kutladı. Erdoğan, sözlerini “Gemimizin yolu açık, denizleri sakin, pruvası neta olsun” diyerek tamamladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından geminin denize indirilmesi töreni gerçekleştirildi. Milli gemi Bayraktar’ı Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın eşi Şule Akar, denizle buluşturdu.
İşte Türk denizciliğinin yeni ‘Bayraktar’ı
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı kullanımına sunulacak Bayraktar, gelişmiş ve ileri Muhabere Elektronik ve Komuta Kontrol imkanları ile, Harekât ve Lojistik görevlerine katkı sağlamanın yanında, gerektiğinde Doğal Afet Yardım Görevlerini yerine getirecek imkân ve kabiliyetlere de sahip.
TAMAMEN MİLLİ
Araç ve personel taşıma kapasitesi, gündüz ve gece helikopter harekâtı yapma kabiliyeti, ateş desteği ve acil sağlık hizmetleri imkânı ile Bayraktar Türk Deniz Kuvvetlerini dünya denizlerinde bir adım daha öne taşıyacak. Bayraktar’ın savaş sistemi tasarım ve entegrasyonu tamamen milli imkanlarla gerçekleştirildi.
OKYANUSLARDA GÖREV YAPACAK
Karadeniz, Marmara, Ege Denizi ve Akdeniz harekat alanları ile çevre ve uzak denizlerin uluslararası sularında emniyetle seyir yapabilecek imkanlara sahip olan Bayraktar, amfibi harekat ile idari ve lojistik görev fonksiyonlarına katkı sağlayacak, gerektiğinde Doğal Afet Yardım (DAFYAR) görevleri çerçevesinde de kullanılabilecek.
NÜKLEER KORUMALI
Gemi tek tekneli, deplasman tipi ve tamamen çelik konstrüksiyon olarak inşa edildi. Bayraktar’ın üst binası balistik korumalı olarak dizayn edildi. Bayraktar, Nükleer, Biyolojik ve Kimyasal saldırılar için tam personel korumasına da sahip.
Yerli ve özgün tasarım ile tamamen çelik olarak inşa edilen Bayraktar’da, 15 tonluk genel maksat helikopterinin iniş kalkışına olanak sağlayacak helikopter platformu bulunuyor. Yükleme/boşaltma işlemlerini sağlayabilmek amacıyla geminin başında, kıçında ve yan tarafında birer adet kapak bulunuyor. Gemide, ayrıca, her biri 8 ton yük veya 40 kişi taşıyabilen, 20 knot sürat yapabilen 4 adet LCVP çıkarma aracı ve 3 adet kendinden tahrikli ponton yer alıyor.
İŞTE BAYRAKTAR’IN TEKNİK ÖZELLİKLERİ
– Toplam Boy : 138.75 m
– Su Hattı Boyu : 130.80 m
– En : 19,60 m
– Deplasman : 7254 ton
– Başta Su çekimi : 2 m’den az
– Kıçta Su Çekimi : 5 m’den az
– Maksimum Sürat : 18 knot
– Denizde Kalma : 15 knot sürat ile en az 5000 deniz mili; 30 gün
– Denizcilik Özelliği : Deniz Durumu 5’te kısıtsız, 6’da kısıtlı kullanım
– Yatak Kapasitesi : 566 adet
– Personel Kapasitesi: Toplam 486 Kişi
– Gemi Personeli: 12 Subay, 51 Astsubay, 66 Er (Toplam 129 Kişi)
– Ortak Harekat Grubu Personeli: 17 Subay
– Amfibi Personel: 350 Kişi
– Taşıma Kapasitesi
– 1200 ton çeşitli Yük/Araç
– Güverte Alanı
– Açık Güverte: 690 m2
– Kapalı Araç Güvertesi: 1100 m2
ELEKTRİĞİNİ ÜRETİYOR
Bayraktar gemisinde, sürat değerlerini ve manevra kabiliyetini sağlayabilmek üzere her biri 4 dizel makine, 2 ridakşınger, 2 şaft sistemi, 2 değişken açılı pervaneden oluşan ana tahrik sistemi kullanılıyor. Gemide ayrıca, iki adet tünel tip baş itici bulunuyor. Gemide elektrik üretimi, 4 ana jeneratörle sağlanıyor. Gemide ayrıca, bir adet acil durum jeneratörü de bulunuyor. Bunların dışında gemide yerli üretim olan Komuta Kontrol Sistemi ve Stabilize Makineli Tüfek Platformu (STAMP) ile beraber pek çok elektronik sistem ve silah sistemi de yer alıyor.
AA