Kur’an-ı Kerim’de Oruç Mucizesi

Oruç emri Bakara Suresinin 184-187. ayetleri arasında ayrıntıları ile emredilmiştir. Çok ilginç hüküm, 184’ncü ayettedir.

Bu ayetin son bölümünde, «…. eğer gerçekleri anlıyorsanız, her güçlüğe rağmen oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır».

Oruç konusunda yaygın olan kanaat, bir noktada mazeret aramaya kadar, yanlışlıklarla doludur. Zayıf olanın, tansiyonu yüksek olanın, ya da eskimiş bir takım hastalıkları bulunanların kolayca orucu terketmeleri sözlerimizin açık bir delilidir.
Halbuki oruç, vücut için bir kalori kısıtlaması ya da beslenmeden düşme olayı değildir. Aksine vücut mekanizmasının bilinçli bir revizyonudur. İşte ayet-i kerime, mucizevi bir hikmet içinde bu gerçeği dile getirmiş, sağlık mazereti olanlara orucu yeme müsaadesi vermesine rağmen, konuyu çok iyi bilenler için orucun tutulmasında sakınca olmadığını, bilakis fayda ve hayırlar olduğunu bildirmiştir.

a) Orucun Sindirim Sistemine Yaptığı Mucizevi Etkileri :

Sindirim sistemi vücudun en kalabalık organlar ailesidir ve tamamen kompitürize; yani birbirine elektronik beyinlerle bağlı harika bir düzendir.

Sindirim sistemi ailesinin en zor görevleri yüklenen organı karaciğerdir. Bu organ şimdiye kadar bilinen 16 grup görev yapmaktadır. Ve 24 saat hiç dinlenmeden bu birbirinden zor görevleri sürdürür durur.

İşte karaciğer yalnız oruç sırasında görevlerinin hiç değilse 12 tanesinde 6 saatlik bir dinlenmeye geçer.
Ah karaciğer hücreleri bir dile gelse de bu 6 saatlik dinlenmenin kendisi için ne büyük bir nimet olduğunu size anlatsa.
Hele günümüzün canına düşkün insanı, bir yanlışla karaciğerini hurda makineye çeviren yanılmış insanı, nice tahliller peşinde koşarak karaciğerim ne alemde? diye telaşlanıp durursun…

Oruç tut, onu yılda bir ay; her gün için 6 saat dinlendir. Vücudun bu merkez laboratuvarına oruçtan başka yoldan yardımcı olman mümkün değildir.

184. âyet, onun için ne şartta olursan ol «gerçekleri anlıyorsan oruç tut», diyor.

Oruç, sindirim sistemi içindeki tüm organlara da daha geniş istirahat fırsatı vermektedir.

Ağızdan tükürük guddesine, pek nazik bir organ olan yemek borusuna kadar, yılda bir ay oruç, nimetlerin en büyüğüdür.

Mide, oruçta tüm kaslarını dinlendirir. İç zarındaki tüm zaaflar kendini tamir fırsatı bulur. Bazı ilmi yetersizlerin sandığı gibi mide, oruçta asit çıkarmaz. Zira niyetle birlikte mide şartlı reflekse geçerek asit salgısını durdurur.

Sindirim sisteminin karaciğerden sonra en önemli organı sayılan 12 parmak bağırsağı da oruçtan en büyük sağlık, payını alır. Zira bu organ tüm sindirim sistemi kompitürlerinin merkez noktasıdır ve oruçla ortalama 10 saat dinlenmektedir.

Bağırsaklar oruç sırasında özellikle iç zarların ve bunların ardındaki savunma merkezleri olan  PEYER plaklarını revizyona sokar.

b) Orucun Dolaşım Sistemine Getirdiği Nimetler :

Kan hacmindeki azalma kalbe ciddi bir istirahat sağlamaktadır. Daha önemlisi doku aralarındaki fazla suyun atılarak doku tansiyonunun düşmesidir. Halk arasında küçük tansiyon diye bilinen ve kanın kalbe baskısı oruçlu iken düşer. Bu ise, kalbe yapılabilecek en büyük iyiliktir ve doku tansiyonunu oruçtan başka bir yolla düşürmek çok zordur.

Dolaşım sistemi bakımından en önemli meselelerden biri sağlıklı kişilerde kandaki besinlerin tamamen ancak oruçlu iken yakılmasıdır.
Özellikle kandaki yağ türü besinler (lipid) oruçlu iken asgari seviyeye iner. Bu, da yaşlanmaktan uzaklaşmak demektir. Yağ kimyası açısından hasta olanlar, yani lipidi yüksek olanlar açısından bu özellikten yararlanma daha da önemlidir.

Lipidin damar sertleşmesinde etkin sanıldığı günümüzde, orucun damar sistemine etkisi gerçek bir tıbbi mucizedir.

Eski Ramazan Geleneklerinden unuttuklarımız

Dolaşım sisteminde önemli bir yeri olan böbreklerin Ramazan süresinde tipik bir dinlenme fazına geçmesi de orucun ayrı bir nimetidir.

c) Orucun Hücrelere Etkisi :

Doku sistemi içinde çeşitli görevlerle yükümlü hücreler; özellikle besin alış verişi, hücre içi ve hücre arası su dengesini ayarlamak zorundadır. Hücrenin en büyük yorgunluğu bu su dengesinden gelmektedir ve de oruçta tüm bu olaylar en az düzeye indiğinden hücrelere nefes alma imkanı doğar. Oruçlu kimsenin tüm hücreleri iki yönde mutludur:
1. Su dengesini sağlama çabası yarı yarıya azalmıştır.

2. Hücrenin kendi görevleri, özellikle salgı salan hücreler için, yine en az düzeye gelmiştir. İç salgı yapan Hipofiz, Thyroid ve Pankreas gerçekten Ramazanı hasretle bekler.

d) Orucun Sinir Sistemi Üzerine Etkisi :

Önce şunu belirteyim ki, nefsin huysuzluğuna ait oruç tiryakiliğinin sinir sistemi ile bir ilgisi yoktur. Oruçlu iken sinir sistemi kesinlikle rolantidedir. Vücudun metabolizması gündüz en az düzeye düşünce sinir sistemi merkezinden itibaren nisbi bir dinlenmeye geçer.

Cinsel disiplin de sinir sistemindeki tüm gerginlikleri giderdiğinden sinir sistemine ayrı bir rahatlık getirir. Orucun sinir sistemine getirdiği en büyük nimet stresleri yok etmesidir. Özellikle oruçtan gelen ibadet zevki tüm endişeleri yok eder. Çok derin üzüntüleri silikleştirir. Bilindiği gibi, en büyük sağlık düşmanı streslerdir.

Orucun bütün bu sistemlere olumlu etkisi sonucu, birçok ortak nimetleri vardır. Mesela, karaciğer dinlendiği için vücut savunmasına hazırladığı koruyucu maddeler daha güçlüdür. Bu yüzden oruçtan sonra kendimizi hastalıklara karşı daha güçlü savunuruz.

Aşırı kilolar erir, iştahsız ve zayıf olanlar, kanaatlerin tersine daha güçlü olurlar, kilo alırlar.

Kansızlar, gerek sindirim sisteminin düzene girmesinden, gerekse oruçlu iken kanda besin seviyesinin en aza düşmesi sırasında kemik iliğine yaptığı uyarıdan daha etkin kan yapmaya başlarlar.

Evet kıymetli okuyucularım, şimdi, 184. ayette emredilen, «eğer gerçekden anlıyorsanız her güçlüğe rağmen oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır» cümlesinin hikmetini anladınız mı?

İşte, Kur’an’ın akıllara durgunluk veren bir mucizesi daha. Yakın zamanda inanan inanmayan oruç tutacak, eğer canını seviyor, bilimi anlıyorsa, ne var ki; inananın tuttuğu oruçtaki nimet ve hikmetlerin payına erişmek ne mümkündür.

Hayırlı Ramazanlar…

,

Kaynak: Bilgidem