(Bu feylesofların Kur’an hakkındaki senalarının bir hülâsası Küçük Tarihçe-i Hayat’ta ve Nur Çeşmesi mecmuasında yazılmıştır.)
(Nur Çeşmesi’nde ve Risale-i Nur’da yazılan bu nevi feylesoflardan kırk altıncısıdır.)
Zat-ı Kibriya hakkındaki âyetlerin ulviyeti ve Kur’an’ın kudsî nezaheti
Mister John Davenport “Hazret-i Muhammed (asm) ve Kur’an-ı Kerîm” unvanlı eserinde Kur’an-ı Kerîm’den bahsederken şu sözleri söylüyor:
Kur’an’ın sayısız hususiyetleri içinde bilhassa ikisi fevkalâde mühimdir:
1- Zat-ı Kibriya’yı ifade eden âyâtın ahengindeki ulviyettir. Kur’an-ı Kerîm, beşerî zaaflardan herhangi birisini Zat-ı Kibriya’ya isnaddan münezzehtir.
2- Kur’an, başından sonuna kadar gayr-ı beliğ, gayr-ı ahlâkî yahut terbiyeye muhalif fikirlerden, cümlelerden ve hikâyelerden tamamen münezzehtir.
Halbuki bütün bu nakîseler, Hristiyanların ellerindeki muharref kitab-ı mukaddeste mebzuliyetle vardır.
John Davenport
***
Kaynak: RİSALE-İ NUR/İŞARATÜ’L-İ’CAZ