Nurdan Haber

Hak’tan yardım, merhamet talep edemezler

Hak’tan yardım, merhamet talep edemezler
24 Kasım 2018 - 8:50

İŞARATÜ’L-İ’CAZ

Sure-i Bakara 17-18-19-20. Ayetler

مَثَلُهُمْ كَمَثَلِ الَّذِى اسْتَوْقَدَ نَارًا فَلَمَّٓا اَضَٓاءَتْ مَا حَوْلَهُ ذَهَبَ اللّٰهُ بِنُورِهِمْ وَ تَرَكَهُمْ فٖى ظُلُمَاتٍ لَا يُبْصِرُونَ ۞ صُمٌّ بُكْمٌ عُمْىٌ فَهُمْ لَا يَرْجِعُونَ ۞ اَوْ كَصَيِّبٍ مِنَ السَّمَٓاءِ فٖيهِ ظُلُمَاتٌ وَ رَعْدٌ وَ بَرْقٌ يَجْعَلُونَ اَصَابِعَهُمْ فٖٓى اٰذَانِهِمْ مِنَ الصَّوَاعِقِ حَذَرَ الْمَوْتِ وَاللّٰهُ مُحٖيطٌ بِالْكَافِرٖينَ ۞ يَكَادُ الْبَرْقُ يَخْطَفُ اَبْصَارَهُمْ كُلَّمَٓا اَضَٓاءَ لَهُمْ مَشَوْا فٖيهِ وَاِذَٓا اَظْلَمَ عَلَيْهِمْ قَامُوا وَلَوْ شَٓاءَ اللّٰهُ لَذَهَبَ بِسَمْعِهِمْ وَاَبْصَارِهِمْ اِنَّ اللّٰهَ عَلٰى كُلِّ شَىْءٍ قَدٖيرٌ

İşte onların şu vaziyetlerine karşı فَهُمْ لَا يَرْجِعُونَ denilmiştir ki o musibetten kurtulup, rücûlarına bir çare kalmadığına ve son ümitlerinin de kesildiğine binaen vahşet, yeis, korkular içinde kaldıklarına işarettir.

Cümlelerin heyetlerine gelince:

Evet مَثَلُهُمْ كَمَثَلِ الَّذِى اسْتَوْقَدَ نَارًا cümlesi, nüktelere bir define hükmündedir. Şöyle ki: Lisanlar üstünde deveran ile beyne’n-nâs garib ve acib şeylerde kullanılan ve “hikmetü’l-avam”, “felsefetü’l-umum” ile anılan مَثَلُ kelimesi münafıkların vaziyetleri bir ağrube ve kıssaları bir acube olduğuna işarettir. Ve bu işaretten onların sıfatları nefret, lanet lisanları üstünde ile’l-ebed darb-ı mesel gibi deveran etmek şanında olduğuna bir remiz vardır.

Sual: Teşbihi ifade eden her iki mesel arasındaki كَ nin hazfı belâgatça daha makbul olduğu halde, ne için hazfedilmemiştir?

Cevap: Bu makamda edat-ı teşbihin zikri, hazfından daha beliğdir. Zira sâmi’ teşbih edatını görür görmez teşbih ile alâkadar olur, müşebbehün-bihte olan her noktadan müşebbehteki nazirine tatbik eder. Fakat edat-ı teşbihin mahzufu takdirinde teşbihten gaflet ile her iki tarafı birbirine tatbik etmek fikrine gelmez ihtimali vardır.

İkinci “mesel” kelimesi ise ateş yakan o adamın vaziyeti, efkâr-ı âmmece bir darb-ı mesel hükmüne geçmiş olduğuna işarettir.

Sual: Ateş yakanlar bir cemaat iken müfred işareti olan اَلَّذٖى ile işaret yapıldığı neye binaendir?

Cevap: Ferdin yapacağı bir işe cemaatin iştirakiyle bir ziyade, noksanlık hasıl olmadığı takdirde fert nev, cüz’ küll bir olur. Maahâzâ اَلَّذٖى nin ifradı, onlardan her bir ferdin dehşeti temessül ve kabahati tasvir etmekte müstakil olduğuna işarettir. Maahâzâ اَلَّذٖى nin اَلَّذٖينَ den ihtisar edildiği ihtimali vardır.

اِسْتَوْقَدَ deki س ateş yakmalarının külfet ve araştırmakla husule geldiğine işarettir. اِسْتَوْقَدَ nin ifrad sîgasıyla نُورِهِمْ deki cem zamiri bir cemaat için bir ferdin ateş yakması âdet olduğuna işarettir.

Lamba ve saire âlât-ı tenviriye arasından نَارٌ ın intihab edilmesi, teklifin pek şiddetli bir nur olduğuna ve onların izhar ettikleri zahirî nur altında fitne ateşini yaktıklarına işarettir.

İhtar: Nekre olarak نَارٌ kelimesinin zikri, onların şiddet-i lüzumundan dolayı herhangi ve nasıl bir ateş olursa hemen yakmak ihtiyacında olduklarına işarettir.

فَلَمَّا اَضَٓاءَتْ مَا حَوْلَهُ ذَهَبَ اللّٰهُ بِنُورِهِمْ Takibi ifade eden فَلَمَّا daki ف onların yeisten sonra ümit ve rica zamanları geldiğine işarettir. لَمَّا ise kıyas-ı istisnaî ile anılan dâhil olduğu cümlelerden birinci cümlenin tahakkuk ve vücuda geldiğine delâlet etmekle, ikinci cümlenin de vücuda geldiğini intac ettiğine ve onların teselli ve ümitlerinin tamamıyla kesilmiş olduğuna işarettir.

اَضَٓاءَتْ kelimesi, onların ısınmaya değil, aydınlanmaya ihtiyaçları olduğuna işarettir ki etrafında bulunan zararlı şeyleri görüp onlardan tahaffuz etsinler.

مَا حَوْلَهُ dehşetin her dört taraftan ihata edildiğine ve ziya ile cihat-ı sitteden hücum eden zararlardan tahaffuz etmek lüzumuna işarettir.

ذَهَبَ Bunun ile اَضَٓاءَتْ arasındaki lüzum meselesi geçmiştir. Oraya bakılsın.

ذَهَبَ اللّٰهُ Zehabın Allah’a isnadı, iki cihetten rica ve ümitlerinin kesik olduğuna işarettir. Birincisi: Âfet, semavî olduğundan def’i mümkün değildir. İkincisi: O âfet, kusurlarının cezası olduğundan Cenab-ı Hak’tan merhamet de rica edilemez. Çünkü iptal-i hak için çalışan adam; Hak’tan yardım, merhamet talep edemez.

 

Kaynak: Risale-i Nur

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )