Nurdanhaber – Prof. Dr. Sıtkı GÖKSU
Burada her gün gözümüzün önünde cereyan eden haşir ve neşirler gösterilip insanların ve dünyanın ve kainatın haşri ispat edilecektir. Haşir kelime olarak “Dünyadan ölümle ayrılanların ahirette Allah (CC) tarafından tekrar diriltilip toplanması, öldükten sonra ahirette tekrar diriltilip Allah’ın huzurunda toplanma” gibi anlamlara gelmektedir.
Hiç mümkün müdür ki, ölmüş, kurumuş koca arzı-dünyayı dirilten;
ve o diriltme içinde, her biri beşer haşri (İnsanların öldükten sonra ahrette tekrar diriltilerek Allah huzurunda toplanmaları) gibi hayret verici, üç yüz binden çok yaratılmışların türlerini haşir ve neşredip kudretini gösteren;
ve o haşir ve neşir içinde, son derecede karışık ve karışıklık içinde son derecede diğerlerinden ayrılmak ve fark ile ilminin kuşatıcılığını ve genişliğini gösteren;
ve bütün semavî fermanlarıyla (vahiyle gelmiş emir ve tebliğlerle) beşerin haşrini (Yeniden dirilişini) söz vermekle bütün kullarının bakışlarını ebedi saadete çeviren;
ve bütün mevcudatı baş başa, omuz omuza, el ele verdirip, emir ve iradesi dairesinde döndürüp birbirine yardımcı ve boyun eğip emir dinler kılmakla Rububiyetinin büyüklüğünü gösteren; (Rububiyet: Allah’ın (CC) terbiyecilik sıfatı, Allah’ın (CC) her şeyin sahibi, ihtiyaçlarının karşılayıcısı ve terbiye edicisi olması.)
ve beşeri, kâinat ağacının en toplayıcı ve en nazik ve en nazenin, en nazdar, en niyazdar bir meyvesi yaratıp kendine muhatap kabul ederek her şeyi ona emir dinler kılmakla,
insana bu kadar ehemmiyet verdiğini gösteren bir Kadîr-i Rahîm (Çok merhametli ve sonsuz kudret (güç) sahibi Allah (CC), bir Alîm-i Hakîm (Sonsuz ilim sahibi-Hikmet sahibi), kıyameti getirmesin, haşri yapmasın ve yapamasın, beşeri diriltmesin veya diriltemesin, En Büyük Mahkemeyi açamasın, Cennet ve Cehennemi yaratamasın? Hâşâ ve kellâ! (Hayır, asla, olamaz.)
Evet, şu âlemin Şanlı Yöneticisi, her asırda, her senede, her günde bu dar, geçici yeryüzünde en büyük haşrin ve kıyamet meydanının pek çok benzerlerini, ve nümunelerini ve işaretlerini yaratıyor. Özetle:
Bahar mevsiminde bitkilerin ve hayvanların dirilişinde görüyoruz ki, beş altı gün zarfında, küçük ve büyük hayvanlar ve bitkilerden, üç yüz binden çok neviler haşredip neşrediyor. Bütün ağaçların, otların köklerini ve bir kısım hayvanları aynen hayat verip iade ediyor. Başkalarını aynı oluş derecesinde bir benzerlik suretinde yaratıyor. Halbuki, maddeten farkları pek az olan tohumcuklar, o kadar karışmışken, mükemmel bir seçme ve ayırma ile, o kadar hızlılık ve genişlik ve kolaylık içinde,
Mükemmel bir düzen ve ölçü ile, altı gün veya altı hafta içinde diriltiliyor.
Hiç mümkün müdür ki, bu işleri yapan Zâta bir şey ağır gelebilsin, gökleri ve yeri altı günde yaratamasın, insanı bir sesleniş ile haşredemesin? Hâşâ!