Nurdanhaber – Prof. Dr. Sıtkı GÖKSU
Yeni öğretim yılı (2018-2019) bugün 17. 09.2018 tarihinde başlıyor. Tüm öğrencilerimize başarılar diliyorum. Bu vesile ile öğretmenlerimizin görevinin öğretim dönemi boyunca olmasına rağmen asıl öğretmen olan anne-babaların öğretmenliğinin bir yıl-dört mevsim olduğunu hatırlatıyorum.
Bu konuda herhalde en çarpıcı örneklerden birisi Edison’dur. Edison’u okula gönderiyorlar, okulda bu geri zekalı okuyamaz diye eve geri gönderiliyor. Annesi hayır beni oğlum geri zekalı değil deyip kendi okutuyor. Sonra Edison oluyor. Yani Türkçesi öğrencilerle, çocuklarımızla bir yıl-dört mevsim, daha doğrusu hayatın sonuna kadar ilgilenmek görevi ebeveynlerindir.
Dolayısı ile gençlerimize gereken önemi verip dünya ve ahiretlerini kurtarmaları için anne-babalar olarak elimizden geleni yapmalıyız. Gayret bizden tevfik ve inayet Allah’tan.
Gençlere diyoruz ki: Sizdeki gençlik kesin olarak gidecek. Eğer siz helal dairesinde kalmazsanız, o gençlik kaybolup, geçip başınıza hem dünyada, hem kabirde, hem âhirette kendi lezzetinden çok ziyade belalar ve elemler-üzüntüler getirecek. Eğer İslâmi terbiye ile o gençlik nimetine karşı bir şükür olarak iffet ve namusluluk ve Allah’a itaatte sarfetseniz, o gençlik manen bâki-sonsuz kalacak ve ebedî bir gençlik kazanmasına sebeb olacak.
Hayat ise, eğer iman olmazsa veyahut isyan ile o iman tesir etmezse; hayat, zahirî ve kısacık bir zevk ve lezzet verir. Bununla beraber, binler derece o zevk ve lezzetten ziyade elemler, hüzünler, kederler verir.
Çünki insanda akıl ve fikir olduğu için, hayvanın aksine olarak hazır zamanla beraber geçmiş ve gelecek zamanlarla da yaratılıştan alakalıdır. O zamanlardan dahi hem elem, hem lezzet alabilir.
Hayvan ise, fikri olmadığı için, hazır lezzetini, geçmişten gelen hüzünler ve gelecekten gelen korkular, endişeler bozmuyor.
İnsan ise, eğer sapıklık ve gaflete düşmüş ise, hazır lezzetine geçmişten gelen hüzünler ve gelecekten gelen endişeler o cüz’î lezzeti cidden acılaştırıyor, bozuyor.
Hususan meşru olmayan lezzetler ise, bütün bütün zehirli bir bal hükmündedir.
Demek hayvandan yüz derece, hayat lezzeti hayat noktasında aşağı düşer. Belki sapkınlık ehli ve gaflet ehlinin hayatı, belki vücudu, belki kâinatı; bulunduğu gündür. Bütün geçmiş zaman ve kâinatlar, onun sapkınlığı noktasında ölmüştür. Akıl alakası ile ona zulmetler, karanlıklar veriyor. Gelecek zamanlar ise, itikadsızlığı cihetiyle yine ölmüştür. Ve yoklukla ortaya çikan sonsuz ayrılıklar, devamlı olarak onun fikir yoluyla hayatına zulmetler-karanlıklar veriyorlar.
Eğer iman hayata hayat olsa; o vakit hem geçmiş, hem gelecek zamanlar imanın nuruyla ışıklanır ve vücud bulur. Mevcut zaman gibi ruh ve kalbine iman noktasında ulvî ve manevî zevkleri ve vücut nurlarını veriyor..
İşte hayat böyledir. Hayatın lezzetini ve zevkini isterseniz, hayatınızı iman ile hayatlandırınız ve farzları işlemekle zînetlendiriniz ve günahlardan çekinmekle muhafaza ediniz.