Abdestsiz nöbet tutmayan asker kıssası, 34. Osmanlı Padişahı Sultan II. Abdülhamid Han döneminde yaşanmıştır. Duygulandıran bu yaşanmış olayı gelin hep birlikte okuyalım.
Abdestsiz nöbet tutmayan asker
Sultan II. Abdülhamid Han zamanında, sarayda gece gündüz 24 saat nöbet tutan özel askerler vardı. Bu nöbetçileri değişik özelliği vardı. Daha doğrusu geleneksel adet diyelim. Gece olduğunda belirli aralıklar ile ”Kimdir o? , Kim var orda?” diye seslenirlermiş.
Halbuki etrafta hiç kimse yoktur ama onlar sanki birilerini görüyormuş gibi, birileri varmış gibi, belirli aralıklarla hep seslenirlermiş. Böylece devamlı uyanık olduklarını ve görev başında olduklarını belli ederlermiş. Ayrıca bu askerler her saat başı nöbeti başka arkadaşlarına devrederlermiş. Bir gece, yine nöbet yerinden sesler duyar padişah.
– Kimdir o?
– Kim var orda?..
Aradan 1 saat geçmesine rağmen yine aynı ses Kimdir o? Kim var orda? diye bağırır:
Abdülhamid Han’ın dikkatini çeker bu olay. Bu ses, bir saat geçtiği halde hiç değişmemiştir. Halbuki her saat başı nöbetçi değişmelidir. Biraz bekler ve tekrar sese kulak verir. Ses önceki sestir. Nöbetçi niçin değişmemiştir? diye kendi kendine sorar. Abdülhamid Han, hemen yetkilileri çağırtır ve durumu öğrenmek ister. Çünkü kendisine karşı düzenlenmiş dehşet bir bombalı suikasttan çok az farkla kıl payı kurtulmuştur. Ve bu suikast olayı daha çok yenidir. Acaba yine bir Ermeni oyunu mu tezgahlanıyor? diye tedbir aldırır.
Vaktinde değişmeyen nöbetçi, Sultan’ın huzurundadır. Sultan sorar:
– Sen kaç saattir nöbettesin?
– Bir buçuk saat oldu Sultanım.
– Neden saat başında görevini diğer nöbetçi askere devretmedin?
– Sultanım, benden sonraki arkadaş rica etti, onun yerine de nöbet tutuyorum.
– Neden? Neden usulü çiğniyorsun?
O yiğit asker utançla indirir mübarek başını. Ürkekliği, utangaçlığı iyice artar, söylemek istemez. Fakat Sultan’ın ısrarı üzerine şöyle der:
– Sultanım, benden sonraki nöbetçi ihtilam (cünüp) olmuş. “Ben bu halde iken Müslümanların Halifesinin korunmasında görev alamam. Ne olur, sen benim yerime de nöbet tut, sonra da ben senin yerine tutarım” dedi. Ben de kabul ettim.
Askerin bu inceliği Abdülhamid Han’ın baya hoşuna gider. Sabahleyin hemen abdestsiz nöbet tutmayan askeri huzuruna çağırtır. Geceki davranışından duyduğu memnuniyetini ifade eder.