Bir milyon 700 binden fazla hacı adayı haccın farzlarından olan vakfeyi yerine getirmek üzere Arafat’ta vakfeye durdu. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, vakfe duasını yaptı ve 60 bini aşkın Türk hacı da ellerini semaya kaldırarak “Amin” dedi. Erbaş, Arafat’ta yaptığı vakfe duasında, “Milletimizi harici düşmanlardan emin eyle, çeşitli bahanelerle ülkemize saldıranlara fırsat verme. Zalimlerin, hainlerin, kâfirlerin kurdukları tuzakları kendi başlarına makus eyle Allah’ım” diye konuştu. “MUHAMMED ALEYHİSSELAMIN SÜNNETİNDEN AYIRMA BİZİ YA RAB” Hacıları Kabe-i Muazzama’ya kabul eden Allah’a şükrederek ve Hazreti Muhammed Aleyhisselama salat ve selam ederek duasına başlayan Erbaş, “Ey yüce Allah’ım bizi yüce huzuruna kabul ettin, Kabe-i Muazzama’ya kabul ettin sana sonsuz hamdolsun” şeklinde konuştu. “Muhammed Aleyhisselamın sünnetinden ayırma bizi ya Rab” diye niyaz eden Erbaş, “Ahirette Muhammed Aleyhisselamın sancağı altında toplanmamızı nasib et” duasında bulundu. Vakfe duasında, “Canını Bedirden Malazgirt’e, İstiklal Harbinden 15 Temmuzda canlarını feda eden şehitlerimize rahmet eyle” diyen Erbaş, “Milletimizi harici düşmanlardan emin eyle, çeşitli bahanelerle ülkemize saldıranlara fırsat verme. Zalimlerin, hainlerin, kâfirlerin kurdukları tuzakları kendi başlarına makus eyle Allah’ım” duasında da bulundu.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Arafat’ta Vakfe Duası
آمـــين
سبحان ربي العلي الأعلى الوهاب.
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰـنِ الرَّح۪يمِ
الحمد للهِ رب العالمين والصلاة والسلام على رسولنا محمد وعلى اله وصحبه أجمعين. رَبَّنَا تَقَبَّلْ مِنَّا إِنَّكَ أَنْتَ السَّم۪يعُ الْعَل۪يمُ. وَتُبْ عَلَيْنَا يَا مَوْلٰــنَآ إِنَّكَ أَنْتَ التَّــوَّابُ الرَّح۪يمُ ﴿﴾ وَاهْدِنَا وَوَفِّقْـنَآ إِلَى الْحَقِّ وَإِلٰى طَر۪يقٍ مُسْتَـق۪يمٍ ﴿﴾ بِـبَـرَكَـةِ الْقُرْأٰنِ الْعَظ۪يمِ ﴿﴾ وَبِحُرْمَـةِ مَنْ أَرْسَلْـتَـهُ رَحْمَةً لِلْعَالَم۪ينَ ﴿﴾ وَاعْفُ عَـنَّا يَا كَر۪يمُ ﴿﴾ وَاعْفُ عَـنَّا يَا رَح۪يمُ ﴿﴾ وَاغْفِرْ لَـنَا ذُنُـوبَـنَا بِفَضْلِكَ وَجُودِكَ وَكَرَمِكَ يَآأَكْرَمَ الْاَكْرَم۪ينَ و يا ارحم الراحمين
اَللَّهُمَّ اهْدِنِيا فِيمَنْ هَدَيْتَ، وَعَافِنِا فِيمَنْ عَافَيْتَ،
وَتَوَلّنَا فِيمَنْ تَوَلَّيْتَ، وَبَارِكْ لنا فِيمَا أَعْطَيْتَ، وَقِنا شَرَّمَا قْضَيْتَ، فَاِنَّكَ تَقْضِي وَﻻ يُقْضَى عَلَيكَ، وَاِنَّهُ لا يَذِلُّ مَنْ وَالَيْتَ،
وَﻻ يَعِزُّمَنْ عَادَيْتَ تَبَارَكْتَ رَبَّنَا وَتَعَا لَيْتَ
فَلَكَ الْحَمْدُ عَلَى مَا قَضَيْتَ٬ نسْتَغْفِرُكَ اَللَّهُمَّ وَنتُوبُ إِلَيْكَ وَصَلِّى< اللَّهُ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ وَسَلِّمْ
İlahi!
Hamdini sözümüze sertâc ettik.
Zikrini kalbimize mirâc ettik.
Kitabını kendimize minhâc ettik.
Biz yoktuk sen var ettin, varlığından haberdâr ettin. Aşkınla gönlümüzü bîkarâr ettin.
İnayetine sığındık, kapına geldik. Hidayetine sığındık, lütfuna geldik. Kulluk edemedik, affına geldik.
Şaşırtma bizi doğruyu söylet. Yanıltma bizi Hakk’a yönelt, Neş’eni duyur hakikati öğret Allahım.
Ey Kâbe’nin Rabbi olan Allahım!
Yıllarca hasretini çektiğimiz bu buluşmayı bugün bize nasip ettin. Bizleri bu mukaddes Arafat meydanında yüce huzuruna kabul ettin. Beyt’inde misafir ettin. Bize sayısız lütufta bulundun. Sana sonsuz hamd ü senalar olsun ya rabbi.
Âlemlere rahmet, şahit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdiğin, güzel ahlakıyla bütün insanlığa önder ve rehber kıldığın, Fahr-i Kâinat Hz. Muhammed Mustafa Efendimize sonsuz salât ve selam ediyoruz. Muazzez ruhlarını ona olan muhabbetimizden haberdar eyle Allah’ım!
Onun sünneti üzere yaşamayı ve burada bizi topladığın gibi mahşer gününde de sancağı altında toplanmayı bizlere nasip eyle Allah’ım!
Bu kutlu topraklarda iyilik ve güzellik adına nice örneklikler bırakan ehl-i beytine, güzide ashabına ve onun ahlakını hayat düsturu edinen bütün müminlere selam gönderiyoruz. Haberdar eyle Allah’ım!
Bu mübarek şehirde bizlere hatıralar bırakan, Hz. Âdem’e ve Hz. Havvâ’ya, İbrahim Halilullah’a ve Hz. İsmail’e, tevhidin, merhametin, adaletin, haccın temsil ettiği değerlerin, en güzel mücadelesini veren bütün peygamberlere sayısız salât ve selam ediyoruz. Haberdar eyle, bizleri onların kutlu yolundan ayırma Allah’ım!
Ey Mülkün Yegâne Sahibi olan Yüce Rabbimiz!
Sen mülkü dilediğine verir, dilediğinden de alırsın. Dilediğini aziz kılar, dilediğini zelil edersin. Bütün hayırlar senin elindedir.
Bizleri nimet verdiğin ve aziz kıldığın kullarından eyle Allahım!
Allah’ım! İnsanlığın atası Hz. Âdem’in duasıyla sana yalvarıyoruz:
رَبَّنَا ظَلَمْنَا أَنْفُسَنَا وَإِنْ لَمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ.
“Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka hüsrana uğrayanlardan oluruz.”
Acı bizlere, günahlarımızı bağışla Allah’ım!
Habibin Muhammed Mustafa’nın (s.a.) dünyayı teşrif ettiği, vahyin kalbi, şehirlerin anası, Mekke’deyiz. Hz. Âdem’in yakarışlarının arşa çıktığı Arafat’tayız. Bu kutsal mekândan sana halimizi arz ediyoruz.
Biz senin aciz kullarınız. Sana verdiğimiz kulluk sözümüze bağlı kalacağız. Hatalarımızdan, günahlarımızdan Sana sığınıyoruz. Bildiğimiz bilemediğimiz bütün kusurlarımızla huzurundayız. Günahlarımızı, kusurlarımızı, hatalarımızı itiraf ediyoruz. Gazabından affına sığınıyoruz. Bağışla bizleri Allah’ım!
Ey her emrinde bizim için sayısız hikmetler ve güzellikler bulunan Rabbimiz!
Bizleri Beyt’ine davet ettin. Aşkın ile yollara düştük. Misafirin olmaya layık gördün. Niyetimizi, gayemizi, haccımızı, umremizi, ibadet ve taatlerimizi kabul eyle Allah’ım!
Sana verdiğimiz iman ve kulluk ahdimizi tazelemeye geldik. Bütün dünyalıklardan vazgeçip kefen misali ihramlara büründük. Ölmeden önce ölüme hazırlandık. Ruhumuzu nefsimizin esaretinden kurtarmaya geldik. Evimizden, yurdumuzdan çıktığımız andan itibaren “lebbeyk” nidalarıyla Sana iltica ettik.
Şimdi Arafat’ta Vakfe’de bir kez daha hep birlikte;
“Lebbeyk Allahümme lebbeyk. Lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk. İnne’l-hamde ve’n-ni’mete leke ve’l-mülk. Lâ şerîke lek” diyerek Senin rahmet ve merhametine sığınıyoruz. Telbiyelerimizi karşılıksız bırakma! Bizi ebediyyen dünyanın, eşyanın, maddenin esiri olmaktan muhafaza eyle Allah’ım!
Ey Âlemleri sonsuz merhametiyle kuşatan Yüce Rabbimiz!
Elest Bezmi’nde Sana verdiğimiz kulluk sözünü unuttuk. Çok hatalar işledik. Affına güvenerek huzuruna geldik. Rahmetini umarak mağfiret dilemeye geldik. Pişmanlığımızı ifade etmeye mecalimiz, günahlarımızı taşımaya takatimiz kalmadı. Sen bizi bizden daha iyi bilirsin. Pişmanlıklarımızı ve tövbelerimizi kabul eyle Allah’ım!
Yâ Rabbe’l-Âlemin,
Resûl-i Ekrem Efendimiz; “Hac Arafattır”
“En hayırlı duâ, Arefe günü yapılan duâdır” buyuruyor.
İşte Arafat’ta huzurundayız. Dünyanın dört bir yanından gelen kardeşlerimizle, aynı iman, aynı niyet, aynı gaye ve aynı ümit ile bu meydanda buluştuk. Duâlarımızın kabulünü umarak geldik. Günahlarımızdan pişmanlık duyup tövbe etmeye geldik. Divanına durduk. Sana yalvarıyoruz. Duâ, niyaz ve tövbelerimizi kabul eyle. Vakfemizi mübarek eyle. Arafat’ın feyiz ve bereketini bizlere nasip eyle Allah’ım!
Kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla hep beraber huzurunda söz veriyoruz.
Senin habibin bu meydanda “Size iki şey bırakıyorum. Onlara sarıldıkça yolunuzu sapıtmazsınız. Birisi Allah’ın kitabı, Kur’an-ı Kerim, diğeri benim sünnetimdir” buyurdu Senin habibin Muhammed Mustafa (s.a.s.). Ya Rabbelalemin senin kitabından ve Rasulünün sünnetinden ayrılmayacağımıza söz veriyoruz. Bizlere yardım eyle Allah’ım!
Yâ Rabbe’l-Âlemin,
İslam’ın izzetine uygun davranacağız. Her türlü kötülüğün, haksızlık ve zulmün karşısında duracağız. Bütün iyiliklerin, mazlumların, muhacirlerin, gariplerin, mültecilerin, yetim ve kimsesizlerin hep yanında olacağız. Bizi bu bilinçten ayırma Allah’ım!
Biçare mazlumlar, günahsız çocuklar, gözü yaşlı yetimler, kimsesiz garipler, beli bükülmüş ihtiyarlar hürmetine, rahmetini bizden esirgeme Allah’ım!
Gün batmadan, Arafat’a veda etmeden affeyle günahlarımızı Allah’ım!
Gün batmadan, Arafat’a veda etmeden setreyle ayıp ve kusurlarımızı Allah’ım!
Gün batmadan, Arafat’a veda etmeden defeyle keder ve sıkıntılarımızı Allah’ım!
Ey engin rahmetiyle kullarının ümidini yeşerten Rabbimiz!
Sen, Kitabında;
قُلْ يَا عِبَادِيَ الَّذ۪ينَ اَسْرَفُوا عَلٰٓى اَنْفُسِهِمْ لَا تَقْنَطُوا مِنْ رَحْمَةِ اللّٰهِۜ
“Ey nefislerinin esiri olmuş kullarım! Ey işlediği günahlarla kendilerine yazık eden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin.” buyuruyorsun. Bu müjdene sığınarak Sana yalvarıyoruz. Bizlere rahmetinle muamele eyle, ümitlerimizi boşa çıkarma Allah’ım!
Ey Rabbimiz! Bizlere sayısız nimetler lütfettin! Bu nimetlerin en büyüğü olarak Kur’an-ı Kerim ile hidayeti gösterdin. Varlığından, birliğinden ve rahmetinden haberdar ettin. Bizleri ebediyyen hidayet yolundan ayırma Allah’ım!
Bizleri en güzel şekilde yarattın. Eşref-i mahlûkat kıldın. Akıl ve vicdanla donattın. Yeryüzünü imar ve ıslah edelim diye var ettin. Bizleri yaratılış amacını bilenlerden, hak yolda müstakim olanlardan eyle! Son nefesine kadar kulluk bilinci ve iman şuuru ile yaşamayı bizlere nasip eyle Allah’ım!
Allah’ım kalbimize Beytullah sevgisini koydun. Yalın ayak başı açık, boynu bükük, iki büklüm huzuruna geldik. Arafat’ta vakfeye durduk. Günahlarımız belimizi büktü. Hatalarımız kalbimizi kararttı. Mahcubiyetimizden başlarımızı kaldıramıyoruz. Mahşerde hesabı bekler gibi huzurundayız. Lütfuna, ihsanına, affına, inayetine sığınarak bu meydanda toplandık. Ellerimizi boş çevirme Allah’ım!
Allah’ım! Sen bizim Rabbimizsin. Senden başka gidecek kapımız, sığınacak yerimiz de yok. Rahmetine güvenip mağfiretini umarak sana yalvarıyoruz. İnanıyoruz ki sen affedicisin, affetmeyi seversin.
Bağışla bizi, iki cihanda huzur bulalım Allahım.
Rahmetini göster bize, iki cihanda aziz olalım Allahım.
İstikamet ver bize, hidayetten ayrılmayalım Allahım.
Acı bize, mahşerde mahcup olmayalım Allah’ım.
Ey hac gibi yüce bir davetle bizleri misafirliğine kabul eden Rabbimiz!
Lebbeyk Allahümme lebbeyk nidalarıyla yollara düştük. “Bismillahi Allahü ekber” diyerek Hacer-i Esved’e selam verdik. Selam ve selamet için kalkan ellerimizi şiddet ve kötülükten uzak eyle! Bizleri hayatımız boyunca iyi ve doğrulardan ayırma. Bizleri salih ve sadıklarla beraber eyle Allah’ım!
Tavaf ile varlık âlemine katıldık. Kalbimizi kıblene bağladık. Tevhid aşkıyla irademizi yüce iradene teslim ettik. Senin rızanı hayatımızın merkezine koyarak her tavafta, her şavtta bir kere daha Senin için yaşamaya, Senin yolunda yürümeye söz verdik. Kalplerimizi tevhid, samimiyet ve güzel ahlak ile tezyin eyle, Bizleri ahdinde sebat gösterenlerden eyle Allah’ım!
Sa’y ile hakikate koştuk, çaresizliği ve ümitsizliği iman ile aştık. Hâcer validemiz gibi yüreklerimizi Sana açtık. İsmaillerimizi rahmet ve kudretine teslim ettik. Bizi ve nesillerimizi âb-ı hayatınla rızıklandır. Bizi haktan ve hakikatten ayırma. Bizi çaresiz, kimsesiz, sahipsiz, yardımsız bırakma Allah’ım.
Ey Sonsuz rahmet ve merhamet sahibi Rabbimiz!
Şu anda üzerinde bulunduğumuz bu topraklar bir zamanlar Senin son Peygamberini ağırlamıştı. Resûl-i Ekrem efendimiz işte bu meydanda on dört asır evvel, yüzbini aşkın Müslümana irad ettiği veda hutbesinde;
“Ey insanlar biliniz ki Rabbiniz birdir, atanız da birdir. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın Arab’a; beyazın siyaha, siyahın da beyaza takva dışında bir üstünlüğü yoktur” buyurdu.
Dillerin, renklerin, statülerin, imkânların asla üstünlük sebebi sayılamayacağını, Allah katında yegâne ölçünün “takva” olduğunu bütün dünyaya ilan etmişti.
İnsanlığın yeniden cahiliye anlayışına kapıldığı bir çağda, kalbimizde, aramızda ve bütün yeryüzünde takvayı ölçü edinmeyi bizlere nasip eyle Allah’ım!
Bizleri kibirden, üstünlük kuruntusundan kurtar, müttakilerden eyle Allah’ım!
Peygamber Efendimiz; “Kimin üzerinde bir emanet varsa onu sahibine versin” buyurdu. Hak duyarlılığını yitirdik. Kul hakkını gözetemedik. Nice günahlar yüklendik. Bizi bütün yüklerimizden arındır. Elinden ve dilinden emin olunan kimseler eyle Allah’ım!
Emanete riayet edenlerden, ahde vefa gösterenlerden, sözüne sadık kalanlardan eyle Allah’ım. Huzuruna kul hakkından arınmış olarak çıkabilenlerden eyle Allah’ım. Bizleri borç yükü altında ezilmekten kurtar Allah’ım!
Peygamberimiz; “Ey İnsanlar iyi biliniz ki; bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz nasıl mübarek bir şehir ise; canlarınız, mallarınız, ırzlarınız da öyle mukaddestir, saygındır, her türlü saldırıdan emindir” buyurdu. Malımıza, canımıza, onurumuza, kardeşlerimize ve kardeşliğimize kastedenlere fırsat verme Allah’ım!
Resul-i ekrem efendimiz, bu meydanda, cahiliye devrinin kan davalarını ayaklarının altına aldığını yeryüzüne ilan etti. Haksız yere kan dökenlere, intikam peşinde koşanlara, kan davası güdenlere fırsat verme Allah’ım!
Bugün yeryüzünde yoksulluk ve sefaletin en büyük sebebi olan, bereketi, emeği, hakkı yok eden faiz illetini kaldırdığını buradan ilan etti. Her türlü sömürüden, sömürü aracı olan faizden, tüketim çılgınlığından, israftan, dünyevileşmeden ve maddeperestlikten bizleri muhafaza eyle Allah’ım!
“Ey İnsanlar! Kadınların haklarına riayet edin. Onlarla iyi geçinin. Bu hususta Allah’tan korkun. Siz kadınları Allah’ın emaneti olarak aldınız ve onları Allah’ın adıyla kendinize helal kıldınız.” Buyurdu Efendimiz. Bizi eşlerine iyi davrananlardan, Emanete gözü gibi bakan, onları koruyanlardan eyle Allah’ım!
Rabbimiz,
Bu mübarek şehirde 14 asır önce Allah’ın rasulü ve onun ashabı, İslam yolunda, hak-hakikat uğrunda nice çileler çektiler, nice zorluklar yaşadılar. Sabrettiler, mücadele ettiler, hicret ettiler ama asla vazgeçmediler.
Bizlere de tevhid, vahdet ve adalet yolunda aynı inanç, azim ve sabırla yürümeyi nasip eyle Allahım.
Allah’ım bizleri Hz Ebukekir gibi dosdoğru olanlardan, Hz. Ömer gibi adalete bağlı kalanlardan, Hz. Osman gibi iffet ve hayâ ile yaşayanlardan, Hz Ali gibi ilim ve cesaret sahibi olanlardan eyle Allahım.
Hz. Hatice, Hz. Sümeyye, Hz. Aişe, Hz. Fatıma ve diğer bütün annelerimiz gibi, asaleti, iffeti, sadakati ve fedakârlığı kuşananlardan eyle Allahım.
Ey bizlere nasıl duâ edeceğimizi öğreten Rabbimiz!
Senin ayetlerinle sana yalvarıyoruz;
ۗ رَبَّنَا فَاغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَكَفِّرْ عَنَّا سَيِّـَٔاتِنَا وَتَوَفَّـنَا مَعَ الْاَبْرَارِۚ
“Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla. Kötülüklerimizi ört. Canımızı iyilerle beraber al” Allahım
رَبَّنَا وَاٰتِنَا مَا وَعَدْتَنَا عَلٰى رُسُلِكَ وَلَا تُخْزِنَا يَوْمَ الْقِيٰمَةِۜ
“Rabbimiz! Peygamberlerin aracılığı ile bize vadettiklerini lutfeyle. Kıyamet günü bizi rezil etme” Allahım!
رَبَّنَا لَا تُؤَاخِذْنَٓا اِنْ نَس۪ينَٓا اَوْ اَخْطَأْنَاۚ
“Rabbimiz, eğer unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma!”
رَبَّنَا وَلا تَحْمِلْ عَلَيْنَٓا اِصْرًا كَمَا حَمَلْتَهُ عَلَى الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِنَا
Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yükler yükleme.
رَبَّنَا وَلا تُحَمِّلْنَا مَا لا طَاقَةَ لَنَا بِه۪
Rabbimiz! Bize taşıyamayacağımız şeyleri de yükleme!
وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا اَنْتَ مَوْلٰينَا فَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِر۪ين
Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevlâ’mızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım eyle Allah’ım.”
Ey Peygamber göndermekle insanlığın yolunu aydınlatan Rabbimiz, Habib-i edibinin yakarışıyla sana dua ediyoruz:
اَللّٰهُمَّ حَبِّبْ إِلَيْنَا الْإ۪يمَانَ وَزَيِّنْهُ ف۪ي قُلُوبِنَا، وَكَرِّهْ إِلَيْنَا الْكُفْرَ وَالْفُسُوقَ وَالْعِصْيَانَ، وَاجْعَلْنَا مِنَ الرَّاشِد۪ينَ.
“Allah’ım! Bize imanı sevdir ve güzel göster. Küfürden, fasıklıktan ve isyandan uzaklaştır. Bizi doğru yolda olanlardan eyle.”
اَللّٰهُمَّ إِنّا نعُوذُ بِكَ مِنْ عِلْمٍ لَا يَنْفَعُ وَمِنْ قَلْبٍ لَا يَخْشَعُ وَمِنْ نَفْسٍ لَا تَشْبَعُ وَمِنْ دُعَاءٍ لَا يُسْتَجَابُ.
Allah’ım! Faydasız ilimden, korkmayan kalpten, doymayan nefisten ve kabul olmayan duadan sana sığınıyoruz. Muhafaza eyle ya Rab!
Allah’ım! Hıyanetten, küfürden, şirkten, İslam’ın emir ve yasaklarına karşı gelmekten, nifaktan ve kötü ahlâktan sana sığınıyoruz. Bizleri muhafaza eyle.
Kalbimizi nifaktan, amelimizi riyadan, sözümüzü yalandan, gözümü haramdan muhafaza eyle Allah’ım!
Bizlere helal ile yetinerek haramdan sakınmayı, emrine itaat ederek günahlardan uzak kalmayı nasip eyle ve lütfunla bizleri kimseye muhtaç eyleme Allah’ım!
Bizleri zalim olmaktan da, mazlum olmaktan da muhafaza eyle, zalimin karşısında mazlumun yanında olanlardan, iyiliği emredip kötülüğü nehyedenlerden, hakkın tarafını tutanlardan, adalet, ahlak ve merhamete çağıranlardan eyle Allah’ım!
Ey sonsuz rahmet ve merhamet sahibi Rabbimiz!
Senden ailemiz, evlatlarımız, yakınlarımız ve dostlarımız için hayırlar murad ediyoruz.
رَبَّنَا هَبْ لَنَا مِنْ أَزْوَاجِنَا وَذُرِّيَّاتِنَا قُرَّةَ أَعْيُنٍ وَاجْعَلْنَا لِلْمُتَّق۪ينَ إِمَامًا.
“Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi müttekilere önder eyle”
Ya Rab!
Annemizi, babamızı, eşimizi, çocuklarımızı, akrabalarımızı, komşularımızı, dostlarımızı ve bütün müminleri affeyle. Rahmetini onların üzerinden eksik eyleme Allah’ım!
Allah’ım! Evlerimizi, ailemizle huzuru yaşadığımız rahmet, sekinet ve meveddet mekânları eyle. Fedakâr eşlerimizi cennetinle müşerref eyle. Bizleri eşlerine iyi davrananlardan eyle ya Rabbi!
Evlenecek kardeşlerimize kendileriyle huzur bulacakları sâlih ve sâliha eşler nasip eyle Allah’ım!
Allah’ım! çocuklarımızı bize, milletimize ve insanlığa hayırlı eyle! Kur’an ve sünnet üzere bir hayat yaşamalarını nasip eyle.
Onları kazalardan, belalardan, kötü alışkanlık ve bağımlılıktan, kötü çevrelerden, batıl akımlardan, her türlü dertten ve şerden muhafaza eyle.
Onlara helal, bereketli bol rızıklar ihsan eyle. Tertemiz bir hayat yaşamalarını lütfeyle Allah’ım!
Çocuklarımıza, gençlerimize zihin açıklığı ver, derslerinde ve çalışmalarında başarılar ihsan eyle. İzzet ve ikbal bahşeyle Allah’ım. Onları hayırlı işler yapmaya muvaffak eyle Allah’ım!
Çocuklarımızın mürüvvetini göster, acılarını yaşatma, yüzlerini hep güldür, umutlarını söndürme Allah’ım!
Evlat hasretiyle yanıp tutuşan kullarına hayırlı çocuklar nasip eyle Allah’ım!
Bizden dua bekleyen kardeşlerimizin hayırlı dileklerini kabul eyle, onları da mağfiret eyle Allah’ım!
Vahyin diyarı diye, Peygamber şehri diye, geçmişten bugüne içinde bulunduğumuz bu kutsal beldelere, harameyniş-şerifeyne hizmet edenleri bahtiyar eyle Allahım.
Yâ Rabbe’l-âlemîn!
Asırlardır Yüce dinimiz İslam’ın yolunda insanlığa hizmet etmiş, çaresizlerin umudu, mazlumların sığınağı, kimsesizlerin hamisi olmuş aziz milletimizi ilelebet payidar eyle, izzet ve kudretini daim eyle Allah’ım!
Allah’ım, izzet ve şerefimizi, onur ve haysiyetimizi çiğnetme! Milletimizin bekasını sarsacak, huzur ve kardeşliğimizi bozacak her türlü dâhili ve harici düşmanlardan milletimizi, memleketimizi, âlem-i İslam’ı halâs ve emin eyle!
Her türlü fitne ve fesada, hile ve tuzağa karşı bizlere ferâset ve basiret ihsan eyle Allah’ım!
Çeşitli bahanelerle ülkemizi zayıf düşürmeye çalışanlara, istiklal ve istikbalimize kastedenlere, varlığımıza ve vatanımıza göz dikenlere fırsat verme! Zalimlerin, hainlerin, kâfirlerin kurdukları tuzakları kendi başlarına makûs eyle Allah’ım!
Allah’ım, birlik ve beraberliğimizi, huzur ve kardeşliğimizi dâim ve bâkî eyle. Bölünüp, parçalanmaktan, dağılıp bozulmaktan, tefrikaya düşüp güçsüz kalmaktan bizleri muhafaza eyle Allah’ım!
Ülkesi, vatanı, namus ve mukaddesatı için mücadele edenleri muvaffak ve muzaffer eyle.
Ezan dinmesin, bayrak inmesin, vatan bölünmesin, namusumuz çiğnenmesin diye en aziz varlıklarını bu yüce değerler uğruna feda eden, Bedir’den Malazgirt’e, Çanakkale’den İstiklal Harbine, Sakarya’dan 15 Temmuz’a bütün şehitlerimize rahmet eyle Allah’ım!
Gazilerimize sağlıklı, hayırlı ömür nasip eyle Allahım!
Biz güven içinde olalım diye, terör örgütlerini yok etmek için mücadele ederken şehit olan yiğitlerimize, kahraman şehitlerimize rahmet eyle Allahım!
Ey Yüce Rabbimiz!
Biz kısık sesleriz… minareleri sen, ezansız bırakma Allahım.
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu, Müslümansız bırakma, Allahım.
Bize güç ver… cihat meydanını, pehlivansız bırakma, Allahım!
Bilelim hasma, karşı koymasını, bizi cansız bırakma, Allah’ım!
Bizi sen, sevgisiz, susuz, havasız, Vatansız bırakma Allah’ım. Vatansız bırakma Allah’ım! Vatansız bırakma Allah’ım!
Ülkemizi ve bütün İslam beldelerini her türlü semavi ve arazi âfetlerden muhafaza eyle. Topraklarımızı verimli, ürünlerimizi bereketli eyle Allah’ım!
Milletimizin birlik ve beraberliği, ülkemizin refah ve huzuru, insanlığın barış ve selameti için çalışan devlet büyüklerimize ve güvenlik güçlerimize yardım eyle, onları her türlü tehlike ve tuzaklardan muhafaza eyle Allah’ım!
Ey Hainlerin tuzaklarını bozan Yüce Rabbimiz!
Suret-i Haktan görünüp dinimizi istismar ederek aramıza fitne ve fesat tohumları ekmeye çalışanlara, devletimize ve milletimize ihanet edenlere fırsat verme Allah’ım!
Senin adınla insanları aldatanların, inancı ve samimiyeti istismar edenlerin şerlerinden bizleri, neslimizi ve ülkemizi muhafaza eyle Allah’ım!
Yâ Rab!
İslam beldelerinden acı, gözyaşı ve feryatlar yükseliyor. Çocuklar yetim, anneler evlatsız, babalar çaresiz kalıyor. Gözü dönmüş zalimler İslam diyarlarında kötülük üzerine kötülük yapıyor. Ebu lehepler ölmemiş, ebu cehil kıtalar dolaşıyor.
Kudüs işgal ediliyor. Bağdat ve Şam yıkılıyor. Arakan’da, Doğu Türkistan’da masumlar katlediliyor. Zulme engel olamadık. Zalimleri durduramadık. Acziyetimizi ve mahcubiyetimizi Sana arz ediyoruz. Ellerimizi açtık; Senden af ve meded diliyoruz. Mazlumlara imdâd eyle Allah’ım! İmdâd eyle Allah’ım. İmdâd eyle Allah’ım! Mazlumlara imdad eyle.
Arafat’ta açılan eller hürmetine, aşkından tutuşan gönüller hürmetine, samimiyetle yalvaran diller hürmetine, âlemlere rahmet olarak gönderdiğin habîb-i edîbin hürmetine, varlığının, birliğinin, kudretinin nişanesi Ka’be-i Muazzam’a hürmetine, ülkemizi ve âlem-i İslâm’ı çepeçevre saran kötülükleri defeyle Allah’ım!
رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِر۪ينَ.
Rabbimiz! Bize bol sabır ver. Yolunda ayaklarımızı sabit kıl ve inkârcı topluma karşı bize yardım eyle Allahım!
Zalim ve zorba güçlerin planlarına karşı bizi millet olarak güçlü eyle Allah’ım!
Ey Rabbimiz,
Zulme ve katliamlara maruz kalan, ülkeleri işgal edilen, camileri, haneleri harab edilen, hakları hukukları ihlal edilen bütün kardeşlerimize yardım eyle, bizleri de onlara yardımcı eyle Allah’ım!
Yâ Rab!
Ülkemizi, milletimizi ve tüm İslam beldelerini, zalimlerin zulmünden, kâfirlerin küfründen, münafıkların nifakından, hainlerin ihanetinden, şerlilerin şerrinden muhafaza eyle Allah’ım!
Yâ Rabb,
“Müminler ancak kardeştirler” buyurdun.
Ümmet şuurumuzu zayıflatan ırkçılığa, mezhep, meşrep ve ideolojiler üzerinden fitne çıkaran odaklara karşı bizlere feraset, dirayet, güç ve kudret ver Allah’ım!
Bütün müminler olarak, hacda, Beytinin etrafında, bu meydanda yaşadığımız kardeşlik duygusunu bütün İslam coğrafyasına taşımayı bizlere nasip eyle Allah’ım!.
Filistin’de, Keşmir’de, Arakan’da, Doğu Türkistan’da, Halep’te, Şam’da, Gazze’de ve daha birçok mazlum diyarlarda garip kullarının sahibi Sensin, yetim kullarının sahibi Sensin, mahzun kullarının sahibi Sensin, onların yürekleri ile sana yalvarıyoruz.
Masum ve mazlumların âhını zalimde bırakma Allah’ım!
Masum ve mazlumların âhını zalimde bırakma Allah’ım!
Bize yol göster dinsin acılarımız Allah’ım.
Yardımını lutfet silinsin gözyaşlarımız Allah’ım.
Ey insanı eşref-i mahlûkat kılan Rabbimiz!
Bize verdiğin imkânları, senin rızana uygun kullanmayı bizlere nasip eyle. Bizi yeryüzünde imar ve ıslah için çalışan, marufu emreden, münkerden nehy eden hayırlı ümmet eyle Allah’ım!
Çocukların, kadınların, bütün insanların, korkusuz, kaygısız ve güven içinde yaşayacağı, açlığın, sefaletin, kan ve gözyaşının olmadığı bir dünya için, yeryüzünde yeniden iyiliği hâkim kılmak için çalışmayı bize nasip eyle. Bu uğurda kudretinle bizleri muktedir eyle Allah’ım.
Ey kalplerimize hükmeden Rabbimiz!
Tevfîkini bizlere refîk eyle. Kalplerimizi senin razı olduğun yöne çevir. Dünyanın geçici sevgisiyle kalplerimizi meşgul eyleme; ebedi hayatın kalıcı sevgisine bizleri yönlendir Allah’ım. Kalplerimizi kin, nefret, kıskançlık gibi kirlerden ve her türlü kötülükten arındır. Muhabbet, rahmet ve şefkatle tezyin eyle Allah’ım!
Huzuruna durduğumuz Arafat’ta marifete ermeyi, Müzdelife’de rızana kavuşmayı, Mina’da sevgine ulaşmayı, cemeratta nefsani ve şeytani bütün engelleri aşmayı, kurbanla kurbiyeti yaşamayı bizlere nasip eyle Allah’ım!
Yıllardır hac hasretiyle yanıp tutuşan, gözyaşları içinde “bana da hac ibadetini nasip eyle Allah’ım” diye yalvaran kardeşlerimizi de davetinle müşerref eyle. Özlemini çekip imkân bulamayanları da hac sevabıyla taltif eyle Allah’ım!
Bizimle yola çıkan ama Arafat’a ulaşamadan vefat eden kardeşlerimize rahmet eyle Allah’ım.
Bu mukaddes mekândan, bu mübarek zamandan Sana arz etmek için, hatimler okuyan, salat ve selam gönderen, zikir ve tesbihatta bulunan bütün kardeşlerimizin ibadet, dua ve niyetlerini kabul eyle, umduklarına nail, korktuklarından emin eyle. Cümle geçmişlerimize rahmet eyle Allah’ım!
Hasta kullarına şifalar, dertli kullarına devalar, borçlu kullarına edalar ihsan eyle Allah’ım!
Şu anda yapmış olduğumuz duamıza burada, ülkemizde ve dünyanın pek çok yerinde, âmin, âmin diyerek iştirak eden kardeşlerimizin gönüllerindeki hayırlı muratlarını kendilerine lütfeyle Allah’ım!
Bizlere iman nimetini nasip eyledin. İmanla, izzetle, iffetle yaşamayı ve son nefesimizde kelime-i şehadet ki, buyrun; Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve rasûlüh, diyerek can emanetini teslim etmeyi bizlere nasip eyle Allah’ım!
Yarın idrak edeceğimiz Kurban Bayramını mübarek eyle, birlik ve beraberliğe, muhabbet ve kardeşliğe vesile eyle Allahım.
Yıllardır hakiki manada bayram yapmaya hasret kalan Müslümanlar için bu bayramı imanın, güvenin, barışın ve huzurun bayramı eyle Allah’ım!
Allah’ım!
Haccımızı mebrur eyle.
Sa’yimizi meşkur eyle
Günahlarımızı affeyle.
Akıbetimizi hayreyle.
Ukbamızı cennet eyle!
Vakfemizi kabul eyle Allahım!
رَبَّنَا آتِنَا فِي الدُّنْيَا حَسَنَةَ وَفِي الْآخِرَةِ حَسَنَةَ وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ
وأدخلنا الجنة مع الأبرار، يا عزيز يا غفار يا رب العالمين
Âmin, âmin, âmin… bi hurmet-i Tâhâ ve Yâsîn ve selâmün ale’l-mürselîn ve’l-hamdü li’llahi rabbi’l-âlemîn.