Nurdan Haber

Eski ve Yeni Türkiye’de, Kur’ânî “Cihad-ı Manevi”

Eski ve Yeni Türkiye’de, Kur’ânî “Cihad-ı Manevi”
04 Kasım 2016 - 22:21

Önce Eski Türkiye ile Yeni Türkiye arasını iyi farketmek lazım. Birinde emperyalizma vesayeti galip, diğeri iman-ı iz’aniden gelen bir şehamet ve izzet ve gayret-i milliyenin timsalidir. Seksen sene yapılan canhıraş duaların meyvesidir. 2005’ten yaralı olanlar da pek yaşayamazlar bu bayramı. Esasen cumhuriyet, EMRUHUM ŞÚRÂ BEYNEHUM ferman-ı İlahisiyle esasını bulan ve İslam’ın malı olan bir rejimdir. Nâdanlar ve dıştan kurgulanıp şartlananlar anlamasa da…

Ne diyor Hazret-i Üstad Bediüzzaman:”Hulefa-i Raşidîn hem halife hem reis-i cumhur idiler. Sıddık-ı Ekber (R.A.) Aşere-i Mübeşşere’ye ve Sahabe-i Kiram’a elbette reis-i cumhur hükmünde idi. Fakat manasız isim ve resim değil, belki hakikat-ı adaleti ve hürriyet-i şer’iyeyi taşıyan mana-yı dindar cumhuriyetin reisleri idiler.

Bizdeki dinde cahil ve o sebeple dünya işinde de basiretsiz olanların gafletinin rağmına; Avrupa, cumhuriyeti İslam’dan aldı.

Onlar derler: “İslamiyet olmasaydı Rönesans olmazdı.”

Hatta şimdiki ilim ve fennin nüvelerini de İslamdan almışlardır.

İlim ve fennin esası ve ruhu da Kur’an’da, İslam’da mevcuttur. Zira Rabbi Zülcelal’in Esma-yı Hüsnasının tecelliyatıdırlar.*

Bizdeki cahil nâdanlar bilmese de.

Ben ilmin şehriyim Ali kapısıdır.” buyurmuştu Habib-i Ekrem.

Onun ilimde varis-i azamı Hazret-i Ali Radiyallahu anh: “Hayatta en hakiki mürşid ilimdir.” buyurmuşlardı.

İmam-ı Ali Radiyallahu anh’ın nesebi ve manevi evladı ve varisi ve asrın Kur’an hocası Hazret-i Bediüzzaman bu azim manayı, Kuranî meslek ve meşrebinde en temel bir esas olarak imtisal etmiştir. Yani hayatında ve mematında daima Kur’anın ilmî ve manevi ayinesi olan Risale-i Nur’u irşatta yegane esas ve mehaz göstermişlerdir. Yani mesela, “Risale-i Nur’u okumak on defa benimle görüşmekten daha faydalıdır.” buyuruyorlar.

Diğer mesele de:

Hazret-i Bediüzzaman Sultan Abdulhamid’e “Meşrutiyet-i Meşrua“yı, şarkta bir üniversite projesiyle beraber arz ve tebliğ etmeye gittiğinde, görüşmeyi temin edecek olan başmabeynci casus bir mason olmasaydı, isim ve resim değil, hakiki manada cumhuriyet, EMRUHUM ŞÚRÂ BEYNEHUM ayet-i kerimesinin fermanıyla yerli ve milli olarak, bir inkılab-ı azim halinde bizde tahakkuk etmiş olacaktı. Emperyalizma dayatması olan zehirli bir kapta, lâdini bir istibdad-ı mutlakı cumhuriyet diye yutturamayacaklardı.

Hazret-i Üstad bütün hayatında dünya tarihinin en ağır çilelerini, milletimizin bünyesi için mantıksız lâdini rejimden çektiği halde, mana-yı cumhuriyetin ve gerçek hukukun, hukuk devletinin derslerini de, kainatta en yüksek hakikat olan iman dersleriyle beraber müteaddid mahkeme müdafaaları vesilesiyle ibraz etmiş, ders vermişlerdir. Hazret-i Üstad’ın tarihçesi; Eski Türkiye’deki millete yabancı, lâdini dayatmalardan, hakiki cumhuriyetin ve gerçek hukukun ve İslam milletinin müdafaalarının tarihçesidir.

Hazret-i Bediüzzaman’ın mücahedatı; asrın dimağına hakikat-ı mahzanın yani Kur’anı Hakimin derslerinin neşriyle beraber, seksen senelik çilleli hayatında millet-i İslam ve Alem-i İslam için günde sekiz saat devam eden canhıraş dualarla da devam etmiştir. “Bu kudsi hizmetimin ileride bu dünyada görülecek şaşaalı neticelerini dünya gözüyle görmek istemiyorum.” diyen bir iman ve ihlas fedaisidir. “Risale-i Nur’un muvaffakiyet vechesi, hayat-ı dünyeviyeden ziyade hayat-ı uhreviyeye bakar.” buyuruyor.

Demek Risale-i Nur’la Kur’ana, imana münhasıran rıza-yı İlahiyi esas maksat ittihaz edilerek yapılan hizmet: hem dünyadaki ve uhradaki saadet-i ebediyeyi kazandıran imanın tahkimi ve bir cihad-ı manevi olarak mahza ubudiyet makamında yapılan bir hizmettir. Onun sıddık ehl-i hizmeti, asla dünyaya ve siyasete ve şahsiyyata alet etmezler.** Cenab-ı Hak himmet ve şefaatlarına nail eylesin.

İşte şimdi mutlak vekili Hüsnü Bayramoğlu Ağabey’in 29 Ekim resepsiyonuna davet edilmeleri ve bulunmaları, ifadesine muktedir olamadığımız bu büyük bayramın tezahürüdür.

Hariçten yedi düvelin münafıkane terör örgütlerini ve ahlaksız medyayı kullanarak gelmeleri, dahilden de lâdini nifak örgütleriyle ahirzaman fitnesi olarak din kisvesinde münafık örgütlerin Hak, hakikat ve İslam düşmanlarının tahrik ve güdümlemeleriyle taarruzları hengamında, asrın en muazzam, Âlibeyt şahs-ı manevisinin mümessili olan Hazret-i Bediüzzaman’ın vekil-i mutlakı olarak Hüsnü Bayram Ağabey’in kuvve-i maneviye-i ehl-i imanı ve lider ve hükümet ve devletinin kuvve-i maneviyelerinin takviyesi elbette en ehemm ve elzem bir vazifesidir. Ve cumhuriyetin asli ve fıtri mecrasına girmesinin işaretidir.

Vesselamu ala menittebeal Hüda
_______
*Risale-i Nur Külliyatı’ndan Otuz ikinci Sözün Üçüncü Mevkıfı, sefih medeniyetin çalmaya çalıştığı san’at-ı Rabbaniyenin, sahib-i hakikisine iadesidir.

**Hazret-i Üstad Bediüzzaman’ın Risale-i Nur’la Kur’ana ve imana hizmetindeki “ubudiyet-i mahza” makamında olan ihlas-tamme sırrının ifadesi olan dersini arz ediyoruz.

Büyük Cihad’ın ve Sebilürreşad’ın neşrettiği gibi ben ilân etmişim ki; dine, imana hizmeti ve Risale-i Nur’u değil dünya siyasetine, belki kemalât-ı maneviye ve makamat-ı âliyeye âlet edemediğim gibi.. herkesin hoş gördüğü saadet-i uhreviye ve Cehennem’den kurtulmaya vesile etmemek ve yalnız emr-i İlahî ve rıza-yı İlahîden başka hiçbir şeye âlet etmemek, bu zamanda Nur’un hakikî kuvveti olan sırr-ı ihlas-ı hakikîyi muhafaza etmeye beni mecbur etmiş ki: Sıddık-ı Ekber’in (R.A.) dediği olan “Mü’minler Cehennem’e gitmemek için Allah’tan isterim, benim vücudum Cehennem’de büyüsün ki, onların yerine azab çeksin” diye söylediği kudsî fedakârlığının bir zerresini ben de kendime kazandırmak için, iman ile Cehennem’den birkaç adamın kurtulmaları için Cehennem’e girmeyi kabul ederim demişim. Zâten ibadet, Cennet’e girmek ve Cehennem’den kurtulmak için kılınmaz; bozulur. Belki rıza-yı İlahî ve emr-i Rabbanî için yapılır.

(Dikkat edilirse Bediüzzaman’ın hizmetindeki sırr-ı ihlasın ifadesi ubudiyetin tarifi ile özdeşleşiyor. Yani o hizmet, İN’ECRİYE İLLA ALALLAH‘ı, tebliğ ve hizmetlerinde esas ittihaz eden yüz yirmi dört bin Peygambere ittibaen ayn-ı ibadettir.)

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )