HÜSNÜ BAYRAM AĞABEY ANLATIYOR:
Üstad’ımız Bediüzzaman Hazretleri ahlâk ve edep timsalidir
Üstad’ımız günde iki defa yemek yer, gayet az uyur, vaktini hiç boş geçirmezdi. Lâtifesi bile derstir… Çok şefkatlidir, incitmeden edebe riayet eder… Sünnete tam uyar… Çok ibadet eder… Risale-i Nurları devamlı okur, tashih eder… Ziyaretçiler hizmetle alâkalı ise kabul ederdi. Ezan okundu mu hemen namazını kılardı. Her gün kırlara gider, bize ‘Keyif için değil, temaşa için’ derdi. Kendi eseri için bazen ‘100 kere,’ bazen ‘500 kere okuyorum’ derdi bize.
Üstad çok şefkatliydi
Isparta’da şimdi müze olan evde kalıyoruz… Üstad’ın odası ayrı, bizim odamız ayrı… Günde beş saat uyuyabiliyoruz. Bir gün Üstad rahatsızlanmış, iki saat önce kalkmış; ben de o anda uyanmıştım. Gördüm ki, Üstad’ımız bizi uyandırıp rahatsız etmeyeyim diye ayaklarının ucuna basarak sessizce geziyor! Çok şefkatli idi…
Risale-i Nur en büyük, en hakikatli tefekkürü sağladığından okunması ibadettir
Risale-i Nur okumak ibadettir. ‘Bir saat tefekkür, bir sene nafile ibadete mukabil gelir’ hadis-i şerifinde belirtildiği gibi, Risale-i Nur en büyük, en hakikatli tefekkürü sağladığından okunması ibadettir. Mübarek gecelerde Kur’an okumasını bilmeyenler Risale-i Nurları okusunlar…
Risale-i Nurları okuyanlar imanla kabre gireceklerdir. Neden? Çünkü Risale-i Nur talebelerine şübehat orduları hücum etse sarsamaz, imanını selbedemezler. Üstad’ımız bunu Birinci Şua’da bahsettiği ayetten çıkarmıştır. ‘Risale-i Nur okunan bir yerde biz beraberiz. Üç kişi bile olsa biz cemaatleyiz…’
Bu millet Risale-i Nur okuyarak kurtulacak!
Bazen bana soruyorlar: ‘Bu millet böyle evlerde kitap okuyarak mı kurtulacak?’ Ben de diyorum: ‘Evet! Öyle kurtulacak. Şimdiye kadar ne kadar cereyanlar çıktı, biliyorsunuz, bakın hepsi bitti gitti, ama Risale-i Nur hizmeti katlanarak devam ediyor…’
Üstad’ımız derdi ki:
‘Ben talebelerimi âlem-i ervahta seçmişim.’ ‘Kardeşim! Senin bir beldede bulunman, orada Risale-i Nurları okuman, göstermen, o beldeye bedeldir.’
Risale-i Nurları devamlı okumak, derslere daimî katılmak, tesanüdü muhafaza etmek, en mühim esastır.
Kaynak: Ömer Özcan, Ağabeyler Anlatıyor-1