Nurdanhaber – Prof. Dr. Sıtkı GÖKSU
Bizle insanlar olarak her şeyin mahiyetini, özelliklerini anlamaktan aciziz.
Ancak zıttı hatıra gelince anlamamız kolaylaşıyor. Ayrıca zıttı devreye girdiğinde bir güzellik bin güzellik oluyor. Zıtlıklar bizim anlamamızı inkişaf ettiriyor. Aşağıdaki örnekler konuyu daha da anlaşılır hale getirecek.
Bu kâinatta iyilik-kötülük lezzet-keder ışık-karanlık, sıcaklık-soğukluk, güzellik-çirkinlik, hidayet-sapıklık birbiri içine girmiş. Bunların birbirine karşı gelmesi ve birbiri içine girmesi, pek büyük bir hikmet içindir. Acaba niçin birbiri içine girmişler?
Çünkü kötülük olmazsa, hayır bilinmez. Keder olmazsa, lezzet anlaşılmaz. Karanlıksız ışık, ehemmiyeti olmaz. Kötülük iyiliğin, hayrın anlaşılması için önemli bir vasıta olmaktadır.
Karanlık ışığa bir hudut çizmektedir. Kayıtsız, engelsiz bir ışık deryasında olan insan etrafını göremiyeceği gibi, karanlık nedir bilmez.
Tam yeri gelmişken burada bir fıkrayı paylaşayım. Bizim memlekette yani Kütahya’da zengin bir ailenin zeka özürlü bir çocuğu varmış. Aralarında zenginlik-fakirlik bahsi geçiyor. Bu çocuk babasına diyor ki:
-Baba bu fakir denilen insanların bir kilo da mı altınları yok. Demek ki onun nazarında bir kilo altını olan fakir. Allah bilir kendilerinin kaç kilo altınları varmış.
Soğukla, sıcaklığın dereceleri ortaya çıkar. Çirkinlik ile, güzelliğin tek bir hakikatı, bin hakikat ve binler çeşit güzellik mertebeleri vücut bulur, görünür.
Cehennem’siz Cennet’in pek çok lezzetleri gizli kalır.
Bunlara kıyasen, her şey bir cihette, bir yönde zıttıyla bilinebilir. Ve bir tek hakikatı, sünbül verip çok hakikatlar olur.
Madem bu karışık varlıklar bu dünyadan baki yere akıp gidiyorlar.
Elbette nasıl ki hayır, lezzet, ışık, güzellik, iman gibi şeyler Cennet’e akar.
Öyle de kötülük, keder (dert), karanlık, çirkinlik, küfür gibi zararlı maddeler Cehennem’e yağar. Ve bu devamlı çalkanan kainatın selleri o iki havuza yani Cennet ve Cehennem havuzlarına girer, durur.
Sonuç olarak hakikat ehli ittifak ederek diyorlar ki:
“Herşey zıddıyla bilinir.” Meselâ, karanlık olmazsa ışık bilinmez, lezzetsiz kalır.
Soğuk olmazsa sıcaklık anlaşılmaz, zevksiz kalır. Açlık olmazsa yemek lezzet vermez.
Mide harareti olmazsa, su içmesi zevk vermez.
İllet olmazsa afiyet, sıhhat zevksizdir. İllet, dert olmazsa sıhhat lezzetsizdir.