Nurdanhaber-Haber Merkezi
Hz. Muhammed(asm), çektiği sıkıntılara rağmen zaman zaman espriler ve şakalar da yapmıştır. Ancak, Allah Resûlü’nün şakalarının mutlaka gerçek bir yönü bulunurdu
Bazılarına göre müslüman fazla gülmeyen, daima ölümü hatırlayarak hüzünlü duran kimsedir. Halbuki Peygamber Efendimiz çektiği onca sıkıntıya rağmen zaman zaman çevresindekileri neşelendirmiş, espriler, şakalar yapmıştır. “Ben de şaka yaparım, ancak sadece doğru olanı söylerim” buyuran Allah Resûlü’nün şakalarının mutlaka gerçek bir yönü bulunurdu. Şaka amaçlı da olsa yalanı kullanmamış ve incitici, alaycı, küçültücü şakaları benimsememiştir.
Allah Resûlü’nün çölde yaşayan Zâhir adında,çiçek gibi bir dostu vardı. Zâhir çölde yetiştirebildiği ürünleri Medine pazarında satarak geçimini sağlardı. Medine’ye her gelişinde de Resul-i Ekrem’e hediyeler takdim eder, döneceği zaman da Peygamber efendimiz, ihtiyacı olan şeylerle onun heybesini doldurur ve şöyle buyururdu: “Zâhir bizim çölümüz, biz de onun şehriyiz.” Zâhir çirkin birisi değildi ama boylu, poslu yakışıklı olduğu da söylenemezdi.
‘Kölem var, satıyorum’
Bir gün Medine çarşısında elindekileri satmakla meşgulken Allah Resulü sessizce yaklaşır ve arkasından kucaklayıp, mübarek elleriyle Zâhir’in gözlerini kapatır. Zâhir önce, “Kim O? Kimse bıraksın beni!” diyerek kurtulmaya çalışır. Fakat daha sonra gözlerini kapatan kişinin Peygamber Efendimiz olduğunu anlayınca rahatlar ve vücudunu Efendimiz’e iyice yaslayıverir.
Bu esnada Allah Resûlü çevresindekilere “Bir kölem var, satıyorum, alan yok mu?” diye seslenir. Zâhir, Allah Resulü’nün bu latifesine boynu bükük bir şekilde karşılık verir: “Ya Resulallah! Ben yakışıklı birisi değilim ki. Beni satsanız çok para etmem. Benim gibi değersiz bir köleye, kimse kuruş bile vermez”. Bunun üzerine Efendimiz şöyle buyurur: “Görünüşe aldananlar belki fazla para vermezler ama Allah katında senin değerin büyüktür.
Milliyet.