Tanzimat Fermanı ile birlikte işler değişmeye başladı; 3 Kasım 1839’da Gülhane Parkı’nda Sadrazam Mustafa Reşit Paşa tarafından okunarak ilan edilen Ferman, “Tanzimat Fermanı” olarak adlandırılmış; bu fermanla başlatılan sürece tarihimizde Tanzimat dönemi denmiştir. Tanzimat hareketinin amacı, devlet gücünün tek merkezden en etkili bir biçimde kullanılmasını sağlamaktır. Ancak uygulamanın ne şekilde yapılacağına ilişkin önceden hazırlanmış bir program yoktu. Bu işi bilen memurda yoktu onun içinde istenilen neticeye hiçbir zaman ulaşamadı. Kürdistan ve Arnavutlukta tanzimatı uygulama görevi verilen dönme Ömer Lüfü Paşanın uygulamaları yıkıma dönüştü.
Tanzimat’ta Öncelik hükûmetin kesin denetiminde olan yakın eyaletlere tanındı. Başta Edirne olmak üzere, Bursa, Ankara, Aydın, İzmir, Konya ve Sivas eyaletlerinde Tanzimat’ın öngördüğü şekilde mal, mülk ve nüfus sayımı yaptırılarak uygulamaya başlandı. Trabzon Eyaleti’ne de öncelik verildiyse de, karşılaşılan tepki üzerine uygulama ertelendi. Müslüman halkın, henüz göçebe hâlinde yaşayanları ve dağlık bölgelerde yarı bağımsız bir hayat sürenleri, askerlik görevini kabul etmek istemediler. Bu yüzden Anadolu ile Rumeli’nin dağlık taraflarında ve Lübnan’da ayaklanmalar oldu. Bu ayaklanmalar bir süre sonra bastırıldı ise de adı geçen yerlerde askerlik görevi bir problem olarak kalmaya devam etti.
Tanzimat’tan önce yüzyıllar boyu bölgeyi yönetmiş bulunan bir aileden gelen Bedirxan Bey, II. Mahmut’un, Doğu Anadolu’daki merkezileştirmeyi gerçekleştirmek ve bölgedeki ayânlar ile emirleri itaat altına almak için 1833-1839 yılları arasındaki Doğu harekâtı sırasında askerleriyle birlikte devletin yanında yer almış. Bedirxan Bey, emrindeki aşiret kuvvetleriyle katıldığı 1839 yılındaki Nizip Savaşı’nda Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa komutasındaki Mısır ordusu Hafız Osman Paşa komutasındaki Osmanlı ordusunu imha etmişti. Alınan yenilgi sonrası Osmanlı Devleti, Doğu bölgesinde önemli bir güç kaybına uğramış ve bölgede siyasî egemenliği büyük ölçüde sarsılmıştı.
Ortaya çıkan mevcut durum, Bedirxan Bey için bölgede yeni bir safhanın başlangıcı olmuştur. Bölgede atıl vaziyette bulunan bazı maden yataklarını işletmeye açmış ve ekonomik hayata canlılık kazandıracak bir dizi reform yapmıştır. Uyguladığı düşük ve adil vergi uygulaması ile Cizre-Botan bölgesini dışarıdan göç alan bir merkez hâline getirmiştir. Bedirxan Bey’in egemenlik ve nüfuz alanı Van, Sabala, Revanduz, Siverek, Sert ve Sincar’ı da içine katarak Diyarbakır’a kadar dayandı. İran sınırları içinde olan Aşna ve Urmiye’yi işgal etti. Bedirxan Bey, Kürdistan Bölgesi’nin bu kadar geniş bölümünü egemenliği altına alabilmiş tek Kürt Beyi’dir.
Bu dönemde çeşitli yebancı misyonerler Kürdistan eyaletinde cirit atıyorlardı, onların belli başlı olanları şunlardı İngiliz misyonerleri George Percy Badger, Amerikan misyonerleri ise Justin Perkins ve Asahel Grant. Tek amaçları Hrıstiyan Nasturu halkını kendi kliselerine bağlamak için yüzyıllardır sorunsuz yaşayan Nasturileri kışkırtıp iç karşıklık çıkararak Osmanlının iç işlerine karışmak. Neticede Nasturi’lerin Tuhuba ve Tiyar aşiretleri her yıl devlet adına Bedirxan beye ödemeleri gereken vergileri ödemediler. Bedirxan beyin gönderdiği elçileride öldürdüler. Üstelik birde Büyük Zap nehrinin batı tarafında bir Müslüman köyü olan Sersepi’de de iki seyyidi öldürüp akabinde hem seyyidlerin hem de daha önce öldürülmüş olan Bedirxan Bey’in adamlarının kanlı gömleklerini kendisine gönderdiler. Bedirxan bey yinede iyi niyetle Nasturi Patriği Marşemun’a iki elçi gönderdi fakat Patrik görüşmeyi redetti.
Bunun üzerine Bedirxan Bey de Erzurum Müşiri Halil Kâmil Paşa’ya bir mektup yazarak meselenin çözümü için yardım istedi. Vali Halil Kâmil Paşa ise verdiği cevapta, İran ile sınır meselesinin müzakere edildiği bir ortamda bölgede yeni problemlerin çıkarılmasının uygun olmayacağını ve İran ile meselenin çözülmesinden sonra durumun Sadaret’e bildirileceğini ifade etmiştir. Ayrıca kendisine, Vali Kâmil Paşa tarafından Erzurum’da bulunan Melle Mahmudé Beyazid-i vasıtasıyla birtakım şifahî nasihatlerde bulunmuştur.
Fakat Bedirxan Bey, kendi başına hareket ederek devletten habersiz Tiyari bölgesindeki Nasturiler üzerine harekât için hazırlıklara başlamıştır. Bedirxan Bey, ilk iş olarak Müküs Emiri Han Mahmut ve Hakkari Emiri Nurullah Bey’i yanına alarak adam toplamaya başladı. Ayrıca, Hertuşi Kürt Aşireti ile Tatar Ağa’nın yardımlarını sağladı. Nasturileri zapt etmek için İsmail Paşa’dan da yardım talep etmiş; o da kendisine sekiz yüz kadar asker göndermiştir.
Bedirxan Bey, Nasturi harekâtı için 10 bin kişilik silahlı birlik oluşturarak harekete geçti. Öncelikle asiliğiyle meşhur Diz kazasının bazı köyleri üzerine yürüyerek burayı ele geçirmiş ve burada oturan Patrik Marşemun’un yeğeni bir kızı esir almıştır. Nasturiler bu mücadelede büyük kayıplar vererek geri çekilmişlerdir. Bedirxan Bey, bilhassa Patrik Marşemun’un akraba ve çevresini ısrarla takip ettirmiştir. Bu sırada Patrik kaçarak olaydan on sekiz gün sonra kardeşi, kâtibi ve üç dört hizmetçisi ile Musul’a gelip İngiliz konsolos vekilinin evine sığınmıştır (27 Temmuz 1843). Nasturiler çeşitli yerlere kaçmışlardır. Musul Valisi Mehmet Paşa’nın ordusunun başında bölgeye gönderilmesi, olayın dahada büyümesini önlemiştir.
Bedirxan Bey, Nasturilerden elde ettiği ganimetten hediye olarak elli bin kuruş alıp adamlarından Abdullah isminde bir şahısla Erzurum Valisi Halil Kâmil Paşa’ya göndermiştir. Muharebede ele geçirilen 870 tüfek, onun adamı olan Osman Bey vasıtasıyla Erzurum Müşirliği’ne gönderilmiştir. Yine harekât sırasında Tuhuma, Cilo ve Baz bölgelerinden 125.120 koyun ile 5.700 büyükbaş hayvan elde etmiş.
The Sunday Times gazetesinde 5 Ocak 1844 tarihinde yayınlanan “Nasturi Hristiyanları” isimli makaleye göre, Bedirxan Bey’in 1843 yılındaki Nasturi harekâtı sırasında yaklaşık 3800 kişi öldürülmüş, pek çok kadın ve çocuk esir edilmiştir.
Gelecek makalemiz Emirliklerin tasfiyesi ve yol açtığı sorunlar üzerine olacak inşallah. Selametle Kalın.