Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Rudeyne, “Eğer Kudüs masanın dışında kalacaksa ABD de aynı şekilde masanın dışında kalacaktır.” dedi.
Filistin yönetimi, Kudüs’ün olmayacağı muhtemel bir Filistin-İsrail barış görüşmeleri masasında ABD’nin de olmayacağını açıkladı.
Filistin resmi haber ajansı WAFA’nın haberine göre Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, İsviçre’nin Davos kasabasında gerçekleştirilen 48. Dünya Ekonomik Forumu’nda (WEF) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşen ABD Başkanı Donald Trump’ın, “(Filistinliler) Bir hafta önce bizim büyük başkan yardımcımızın ziyaretine izin vermeyerek bize saygısızlık yaptılar. Biz onlara yüzlerce milyon dolar yardım ve destek sağlıyoruz. Bu para masada ve oturup barış müzakeresi yapılmadığı sürece onlara gitmeyecek.” şeklindeki sözlerine tepki gösterdi.
Ebu Rudeyne yaptığı yazılı açıklamada, “Eğer Kudüs masanın dışında kalacaksa ABD de aynı şekilde masanın dışında kalacaktır.” ifadesini kullandı.
“Trump’ın sözleri sorumsuzluk”
Öte yandan Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Genel Sekreteri Saib Ureykat da ABD Başkanı Trump’ın söz konusu açıklamalarını “sorumsuzluk” olarak nitelendirdi.
Trump’ın İsrail’le masaya oturulmadığı sürece Filistin’e mali yardım verilmeyeceği tehditleriyle Filistin halkına ve yönetimine talimat vermeye çalıştığını ve şantaj yaptığını vurgulayan Ureykat, şu ifadeleri kullandı:
“Trump’ın gördüğü gibi halkımızın temel ve hayati sorunları oyun değildir. Trump’ın bu topraklardaki varlığımızla oyun ve kumar oynamasına izin vermeyeceğiz. Trump, uluslararası hukuk çerçevesinde koruma altında olan bir halkın kendi toprakları üzerindeki egemenlik hakkıyla iş anlaşmaları ve takasları karıştırmamalı, ulusal davalarla muamele yöntemini imalarla yapmamalıdır.”
ABD’nin Filistin’e verdiği mali desteğin bir minnet vesilesi olmadığını vurgulayan Ureykat açıklamasında, “ABD’nin halkımıza verdiği mali destek Trump’ın sandığı gibi minnet ve hediye değildir. Aynı şekilde uluslararası toplumun verdiği mali yardım da bağış ve yardım mevzusu değildir. Bilakis işgalin bitimine ve halkımızın kendi topraklarında kendi egemenliğini kurana kadar uluslararası toplumun halkımıza karşı görevidir.” ifadelerine yer verdi.