Gülen özür diler mi, dilemez mi?
Kendisini Hz. Hüseyin’in, Hz. Musa’nın ve Peygamberimizin yerine, memleketine ehl-i iman yöneticilerini de Yezid, Firavun, Ebu Cehil v.b. yerine koyan Fethullah Gülen’in “özür dilemeyen” bir videosu internette tedavüle çıkmış bulunuyor.
Her ne kadar böyle bir ifade Fethullah Gülen’in hiç kimseden özür dilemeyeceği şeklinde bir intibâ doğuruyorsa da, bu konuda haksızlığa uğramaması için, Gülen’in daha evvel özür dileyen beyanlarından bir ikisini, hak ve hakikat namına, burada hatırlatmak istedik. Ta ki, Sayın Gülen’in sanıldığı kadar da kibirli olmadığı, şartlar gerektirdiğinde fevkalâde mütevazi olmasını çok iyi bildiği anlaşılsın.
Meselâ 28 Şubat’ın ünlü paşası Çevik Bir’e yazdığı mektubunu şu sözlerle bitiriyor Gülen:
“Böyle bir mektupla kıymetli vakitlerinizi işgal etme sû-i edebinde bulunduğum için tekrar özür diler, yeni yılda sıhhat ve afiyet dileklerimle birlikte, en derin saygılarımın kabûlünü arz ederim efendim.”
Uzun çabalardan ve aylarca bekleyişten sonra randevu alabildiği Papa’ya sunduğu mektubunda ise, Gülen, “İslâm yanlış anlaşılan bir din olmuştur ve bunda en çok suçlanacak olan Müslümanlardır” diyerek, kendi namına olmasa da bütün bir İslâm âlemi namına özür diliyor.
KİMLER ÖZÜR DİLEMEZ?
Daha başka sözlü ve yazılı örneklerle de desteklenebilecek olan bu gerçek, Fethullah Gülen’in pekâlâ özür dileyebildiğini gösterdiğine göre, şimdi bir de “Kimler özür dilemez?” sorusunun cevabını arayalım:
Bir defa, kibirliler özür dilemez.
Kendisini her türlü kusurdan münezzeh ve yüce görenler özür dilemez.
Yezid’ler özür dilemez. Firavun’lar özür dilemez. Ebu Cehil’ler özür dilemez. Abdullah ibni Übeyy’ler özür dilemez.
Aslında onlar da özür dilerler, ama bu dünyada değil. Özür diledikleri zaman ise özürleri kabul edilmez. Bkz. Rum sûresi, 57. âyet:
“Zulmedenlere o gün mazeretleri bir fayda vermez; artık onlardan Allah’ı hoşnut edecek birşey de istenmez.”