Türkiye, ABD ve İsrail’in tehditlerine ve birçok İslam ülkesinin kayıtsızlığına rağmen Kudüs’ün statüsünü korumayı başardı. Türkiye’nin öncülüğünde BM’ye sunulan tasarının 9’a karşı 128 ülkenin oyuyla kabul edilmesi Cumhuriyet tarihinin en önemli diplomatik başarılarından biri oldu. Dünya medyası da ABD’yi küçük düşüren oylamada Türkiye’nin rolünü öne çıkardı.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’ndaki, Kudüs oylamasında uluslararası toplum, Kudüs’ün statüsünü bir kez daha teyit etti.
Yeni Şafak’ta yer alan habere göre oylamayla Filistin halkının mücadelesi ve barış süreci tekrar gündeme taşındı. Türkiye’nin girişimleriyle elde edilen bu zafer, Cumhuriyet sonrası Türk dış politikasında kaydedilen en büyük diplomatik başarılardan biri olarak görülüyor.
HUKUKİ AÇIDAN BAĞLAYICI
Karar, BM üyelerini hukuki açıdan bağlıyor. Amerika fiili olarak uygulamasa da bu karar hukuki açıdan büyük bir baskı unsuru olacak. BM Genel Kurulu oylamasının ardından ABD’nin kararını değiştirmesi için diplomatik ve hukuki baskı unsurları devreye sokulacak. BM Genel Kurulu’nun diğer daimi üyeleri, Avrupa Birliği başta olmak üzere uluslararası kuruluşlar harekete geçirilecek. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üyesi ülkeler, Filistin davasına yönelik uluslararası girişimleri arttıracak.
TARİHİ OYLAMANIN ANLAMI
BM Genel Kurulu’ndaki Kudüs oylaması, taşıdığı mesajlar açısından şu yönleriyle öne çıktı:
Türkiye’nin öncülüğünde başlatılan çabaların sonuca ulaşması, Türk dış politikası açısından gurur günü olarak kayıtlara geçti. Cumhuriyet döneminden sonra Türkiye dış politikasındaki en büyük diplomatik başarı, İstanbul zirvesi doğrultusunda büyük bir zafer oldu. Amerika’nın yalnızlaştırıldığı süreç, mazlumların zaferi olarak kayıtlara geçti.
Kudüs’ün özel statüsü, tarihi ve hukuki açıdan taşıdığı hassasiyet teyid edildi. Kudüs’ün özel statüsü uluslararası hukuk nezdinde bir kez daha tanınmış oldu.
FİLİSTİN GÜÇ KAZANDI
Filistin barış süreci yeniden canlandırılmış oldu. Filistin halkının bağımsızlık ve devlet mücadelesini gündemin ilk sıralarına taşındı. Çabaların devamı için umutlar arttı.
Filistinliler, mücadelesinde güç kazandı. Filistinlilerin Doğu Kudüs’ün başkenti olduğu devletlerini kurma mücadelesi desteklendi.
İslam dünyasına ekilmek istenen nifak tohumlarına rağmen İİT, birlikte hareket etmeyi başardı. AB ülkelerinden Japonya ve Çin’e kadar uluslararası toplumu Kudüs konusunda ikna eden bir politik başarıya imza atıldı.
GELECEK İÇİN UMUT VERDİ
İslam dünyasının bu birlikteliği, bölgede oynanmak istenen oyunlara karşı umut verdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyp Erdoğan’ın “Dünya 5’ten büyüktür” diyerek gündeme getirdiği BM’nin yapısında reform ihtiyacı göz ardı edilemeyecek kadar aşikar bir şekilde ortaya koyulmuş oldu.
HUTBEDE TEŞEKKÜR
Mescid-i Aksa’da okunan cuma hutbesinde, ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs kararını eleştiren karar tasarısının BM Genel Kurulu’nda kabul edilmesini sağlayan dünya devletlerine teşekkür edildi. İşgal altındaki Doğu Kudüs’ün Eski Şehir bölgesinde bulunan Mescid-i Aksa’da Cuma Hatibi Şeyh Muhammed Selim tarafından okunan cuma hutbesinde, “Kudüs, Hazreti Muhammed’in sahabesine, sahabenin de ümmete mirasıdır. Bugün bu hakikati görmezden gelerek bu topraklarda hak iddia edenler tarih karşısında mahkum olacaklardır. Bu vesileyle dün BM Genel Kurulu’nda haktan yana tavır sergileyen dünya ülkelerine teşekkür ederiz” ifadelerine yer verildi.
Mescid-i Aksa’da okunan cuma hutbesinin ardından bir grup Filistinli Harem-i Şerif’in avlusunda Kudüs ve Filistin lehine slogan attı. Kudüs ve Filistin lehine sloganlar atan gruptakilerden bazıları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın posterlerini taşıyarak Rabia işareti yaptı.Kudüs İslami Vakıf İdaresi Sözcüsü Firas Dibs, yaptığı yazılı açıklamada, Mescid-i Aksa’da 45 bin kişinin cuma namazını eda ettiğini dile getirdi.