1. Yaratanın gıyabında yapılan /Hitap şeklinde olmayan kulluk:
Bu tür kulluğun temel esprilerini şöyle sıralayabiliriz:
a. Allah’ın İdaresi Ve Kulluk:
Yaratılmış bir kul olarak insanın en önemli bir görevi, kâinat çapında görülen “rububiyet hakikatini” idrak etmek, yani; Allah’ın yaratma, yönetme, düzenleme, dizayn etme gibi harika işlerine bakıp, yüce Rabbimizin büyüklüğünü tasdik etmek, sanatının güzelliğini alkışlamaktır.
b. İlmî Müzakereler Ve Kulluk:
Bu kulluğun en önemli bir yansıması, kulların kendi aralarında iman şuuruyla gerçekleri müzakere etmeleridir. Allah’ın güzel isimlerinin birer yansıması olan varlıktaki güzel sanatları görmek ve kendi aralarında bunları müzakere etmek ve onları birbirinin ibret nazarına sunmaktır.
c. Allah’ın İsimleri Ve Kulluk:
Bu kulluğun özeti; şuurlu bir varlık olarak insanın çok mühim bir görevi de, her biri birer manevî hazine olan Allah’ın güzel isimlerinin cevherlerini idrak terazisiyle tartmak, kalbin kıymet-şinaslığıyla takdir edip değer vermektir.
d. Kâinat Kitabı Ve Kulluk:
Bu kulluk görevinin özeti; kâinatın/göklerin ve yerküresinin sayfalarını Allah’ın kudret ve hikmet kalemiyle yazılmış bir kitap olarak algılamak, mütalaa edip tefekkür etmektir.
Bu zaviyede yapılan kulluk; kâinat çapında görülen harika sanatlar, süslü nakışlar, ince dizayn ve düzenler, eşsiz nizam ve intizamlar penceresinden bakıp, yüce Yaratıcının manevî cemal ve kemalini temaşa etmek, yakından tanımak, bütün benliğiyle onu sevmek ve saygı duymaktır.
2. Yaratanın Huzurunda-Ona Hitaben- Yapılan Kulluk:
Bu konu şöyle özetlenebilir:
-Sanattan sanatkâra baktıran kulluk:
Bu kulluğun özeti; her zaman Allah’ın huzurunda olduğunun idrakinde olmak ve buna göre bir duruş sergilemektir. Her fiilin bir faili olduğu gerçeğinden hareketle, eserden müessire/sanattan sanatkâra geçmektir.
Bu husustaki kulluğun özeti: Yüce Yaratıcının, harika ve mücizeli sanatlarını teşhir etmek suretiyle kendini tanıttırmak istediğini anlamak ve onun bu isteğini imanla karşılayıp şuurla mukabele etmektir.
-Rahmete talip olmakla yapılan kulluk:
Bu kulluğun özeti: Rahman ve Rahim olan Allah’ın, sonsuz rahmetinin bir yansıması olarak bin-bir türlü rahmet ürünlerini sergilemekle kendini sevdirmek istediğini idrak etmek, onun bu isteğini, kendisini severek yerine getirmek, sevgisini ona tahsis etmek ve kendisi de ona kulluk ederek kendini ona sevdirmeye çalışmaktır.
-Medyun-u şükran olarak yapılan kulluk:
Bu kulluğun özeti: Sonsuz kerem ve ihsan sahibi olan Allah’ın, maddî-manevî sayısız nimetleriyle insana ikramlarda bulunup, maddî-manevî duyu organlarına hitap edip, damağına ve dimağına bin-bir türlü keyif ve lezzetleri enjekte etmek istediğini kavramak ve Allah’ın bu isteğine mukabil, fiil ve sözleriyle, tutum ve davranışlarıyla, elinden gelse varlığının bütün zerreleriyle ona övgülerini, şükranlarını, medh-u senalarını sunmaktır.
-Mabudun huzurunda yapılan kulluk:
Bu kulluğun özeti: Atomlardan galaksilere kadar her yerde yansımaları görünen Allah’ın celal ve cemal sıfatlarına karşı “ سُبْحَانَ اللَّهِ الْحَمْدُ لِلَّهِ اكبر اللَّه” (Subhanellah, elhamdulillah, Allahu ekber) diyerek hayret içinde ayakta el-pençe durmak, iki büklüm olarak rükûa varmak ve yüzünü yerlere sürerek secdeye kapanmaktır.
Son olarak şunu da belirtmeliyiz ki, “kulluk” kavramı, ibadet ve ubudiyet olarak da ikiye ayrılır: Oruç, namaz, hac, zekât bir ibadet olarak kulluk olduğu gibi, hayatı kolaylaştıran, insanların yararına olan her türlü teknoloji üretmek de bir kulluk görevidir. Örneğin; cami-hastane-okul yapmak, araba – gemi -uçak yapmak, yol-çeşme- köprü yapmak, çeşitli sanayi ürünlerini istihsal eden fabrikalar kurmak da bir kulluktur. Şüphesiz, gerek ibadetin gerekse ubudiyetin bir değer ifade etmesi için, Allah’ın rızasını esas almak ve işlerinde samimi olmak, halka hizmetin Hakka hizmet olduğunun şuurunda olmak şarttır.