Tevhid; Allah’ı birlemek, tek olduğuna ve benzersiz bulunduğuna iman etmek demektir. En büyük galaksilerden en küçük atomlara kadar her şeyi yaratan, yaşatan ve idare eden Allah’tır diyebilmektir. İhlâs ise hayatının her anını bu inanç üzere geçirebilmektir.
İhlâs suresinin her bir ayeti insanların tevhidi bozan tüm fikirlerini reddetmiş ve tevhidi şüphe götürmez bir şekilde zihinlere ve kalplere yerleştirip ihlâsın yaşanmasını hedeflemiştir. Gelin bunu birlikte görelim:
De ki: O Allah Bir’dir. (İhlâs, 1)
Allah-u Teâlâ bu ayette; “ De ki, söyle ki” diye aklımıza hitap etmektedir. Çünkü insan önce düşünür sonra söyler. Aklımızla kâinattaki şu düzeni koyan ve idare edenin tek bir ilah olması gerektiğini bulmamızı ister. Çünkü aynı yetkilere sahip birden fazla ilah olsa bu düzen kalmaz, kaos ve karmaşa baş gösterir. Her akıl sahibi bunun farkında olduğu için Allah, bu ayette aklımıza hitap ederek şu gerçeği söylememizi istemektedir: “Ey Akıl! Kâinattaki düzen tek bir yaratıcıyı gerektirir; de, söyle…”
Buna göre insan Kâinatı idare eden Allah’ın tek olduğunu bilerek her zaman ve tüm işlerinde ona yönelecek, onu bilecek, onu görecek ve sadece ondan isteyecektir ki ihlâsa ulaşabilsin.
Allah Samed’dir. (İhlâs, 2)
Yani o hiçbir şeye muhtaç değil aksine her şey ona muhtaçtır. Buna göre farklı yetkilere sahip birden fazla ilah olsa; mesela putperestlerin iddia ettiği gibi güneşin, bitkinin ve suyun tanrısı farklı olsa ve aralarında böyle bir iş bölümü bulunsa yine de bu tanrılar mutlaka birbirlerine muhtaç olmak zorunda kalacaklardır. Çünkü küçük bir otun yetişebilmesi için hem suya hem güneşe hem de toprağa ihtiyaç vardır. Buna göre bitki tanrısı küçük bir ot için kaç tanrıya muhtaç olacak. Bu ise hem ilahlığa yakışmayacak hem de yine karmaşaya sebep verecek bir durumdur. Demek kâinattaki en küçük şeyin en büyük şeylerle bağlı olması gösteriyor ki birbirinden bağımsız ilahlar düşünülemez ve iş bölümü şeklinde kâinat idare edilemez. İllaki tek bir elden idare edilmelidir. Öyleyse Kâinatı idare eden ilah, kimseye muhtaç olmayan ve her şeyin ona muhtaç olduğu manasında “Samed” olan tek Allah’tır.
Öyleyse biz de kendimizi sadece ona muhtaç hissederek yaşayıp başka şeylere taparcasına önem vermemeliyiz ki gerçek ihlâsa erişebilelim.
O doğurmamış ve doğmamıştır. (İhlâs, 3)
Bu ayette Hz. İsa Allah’ın oğlu diyen Hıristiyanlara ve Üzeyir’in Allah’ın oğlu olduğunu söyleyen Yahudilere bir reddetme vardır. Allah’ın kendi cinsinden başka bir varlık meydana getirip işlerinin bir kısmını ona bırakmadığı veya onu kendisine bir aracı kılmadığı ifade edilir. Ayrıca kendisi de başka bir varlıktan meydana gelmediğini, varlığının kendisinden kaynaklandığını, bu durumda da yine tek olduğunu söyler.
Yani ondan ötesi yoktur ve onun kendi cinsinden aracıları da yoktur. Öyleyse insan en önce ona gitmeli ve doğrudan ona yönelmelidir ki ihlâsa erişebilsin.
Onun hiçbir dengi yoktur. (İhlâs, 4)
Buraya kadar birden fazla ilahın olamayacağı, tüm ihtimaller teker teker ele alınarak çürütüldükten sonra, insanın aklına takılan şu soruya mükemmel bir cevap verilmektedir: “Peki, tek bir varlık bu kadar işi aynı anda nasıl yapabilir?” Aslında insanı, bu soruyu sormaya iten sebep; Allah’ı kendisine benzetmesidir. Hâlbuki usta eserine benzemediği gibi eserinden çok daha mükemmel özelliklere sahiptir. Mesela marangoz eseri olan masaya, kapıya, sandalyeye vs. benzemez ve bunlardan çok daha mükemmel özelliklere sahiptir ve bunların yapamadığı sayısız işi yapabilir. Yürür, düşünür, konuşur vs. aynen öyle de Allah yarattığı hiçbir eserine benzemediği gibi insana da benzemez, çünkü insan da onun bir eseridir ve Allah insanın ustası olduğundan ondan çok daha mükemmel özelliklere sahiptir. İnsan bir anda bir yeri görür, bir sesi duyar bir yerde bulunur bir işi yapabilirken ustası olan Allah her yeri görebilir, her sesi karıştırmadan işitebilir, her yerde bulunup sayısız işi aynı anda yapabilir. Bu usta-eser kıyasından da anlaşılıyor ki Allah tek başına kâinatı idare edebilir.
Ey İnsan! Madem tüm kâinatı idare ederken seni de ihmal etmeyen ve seninle bizzat ilgilenen bir Rabbin var öyleyse sadece ona dayan, ona güven ve ona yönel ki tüm endişelerinden kurtulduğun gibi sonsuz bir huzura eresin böylece gerçek ihlâsı da elde edebilesin…
Şeytanın baştan yenilgiyi itiraf ettiği nokta ve hiçbir hâkimiyet kuramayacağı kulların özelliği: İblis şöyle dedi: “Ancak onlardan ihlâslı olan kulların hariç… (onların hepsini azdıracağım)” Allah: “İşte bana ulaştıran dosdoğru yol budur…”(Hicr 40-42)
Mehmet BİLEN