Pew Araştırma Merkezi’nin öngörülerine göre 2050 yılında göç olmasa bile Müslüman nüfusu Avrupa’da önemli oranda artacak.

Son yıllarda Suriye, Afganistan ve Irak ağırlıklı Müslüman nüfusun yoğun yaşadığı diğer ülkelerdeki çatışmalardan kaçan sığınmacılar, daha iyi yaşam koşulları için Avrupa’ya akın etti.

Müslüman göç dalgası, birçok ülkede göç politikaları ile ilgili tartışmaları da beraberinde getirirken Avrupa’daki mevcut ve gelecekteki Müslüman nüfus ile ilgili soruları da gündeme getirdi.

Pew Araştırma Merkezi, önümüzdeki yıllarda Avrupa’daki Müslüman nüfusun ne oranda değişebileceğini görmek için göçün gelecekteki seviyelerine bağlı olarak üç farklı senaryo üzerinde durdu.

Her üç senaryoda da Avrupa Birliği’nin 28 ülkesi ve Norveç ile İsveç’teki Müslüman nüfus temel alındı. Avrupa’daki Müslüman nüfusu 2016 yılı ortası itibariyle 25,8 milyon ile genel nüfusun yüzde 4,9’una denk geliyor. Bu rakam 2010’da 19,5 milyon ile Avrupa nüfusunun yüzde 3,8’ini oluşturuyordu.

Birinci senaryoya göre Avrupa’ya yapılan göçün, “sıfır göç” senaryosuyla derhal ve kalıcı olarak durdurulması halinde bile, Avrupa Müslüman nüfusu, bugünkü seviyesi olan yüzde 4,9’dan 2050’de yüzde 7,4’e çıkacak. Bunun nedeni, Müslümanların daha genç (ortalama 13 yıl) ve diğer Avrupalılardan daha yüksek doğurganlık derecesine sahip olması.

İkinci senaryo “orta göç” senaryosu. Buna göre tüm mülteci akını 2016 yılı itibariyle dursa bile, Avrupa’ya yapılan düzenli göç, devam edecek. (Sığınma nedenlerinin dışındaki diğer göçün devam etmesi) Bu durumda da Müslümanlar 2050 itibariyle Avrupa nüfusunun yüzde 11,2’sine ulaşacak.

Son olarak “yüksek göç” senaryosu. Bu senaryo da 2014-2016 arasındaki gibi normal göçe ilaveten Müslümanların da yüksek oranda göçünün devam etmesi. Bu senaryoda Müslüman nüfusu 2050’ye kadar Avrupa nüfusunun yüzde 14’ünü oluşturacak. Ancak tüm bu rakamlar öngörüleri üçe katlasa bile Müslümanların Hristiyan ve herhangi bir dine ait olmayan nüfusa göre daha az olacağını ortaya koyuyor.

New @PewReligion report on Europe’s growing Muslim population finds that Muslims are projected to increase as a share of Europe’s population – even with no future migration https://t.co/YkU3XcBWiC pic.twitter.com/RzMFkewpNO

— Pew Research Global (@pewglobal) 29 Kasım 2017

SİNGAPUR’DA İSLAMİYET VE RİSALE-İ NUR HİZMETLERİ…

Bununla birlikte, son birkaç yılda yaşanan mülteci akını, son on yıldaki tarihsel ortalamaya kıyasla oldukça yüksek. Bununla birlikte Avrupa Birliği ve üye devletlerin çoğunun mülteci akışlarını sınırlamaya yönelik politika değişikliği, göç oranının düşüş trendinde olduğunu gösteriyor.

Pew’e göregelecekteki göç düzeyini öngörmek olanaksız.

Zira göç oranı sadece Avrupa dışındaki siyasi ve ekonomik koşullarla değil aynı zamanda Avrupa’daki değişen ekonomik durum ve hükümet politikalarıyla da doğrudan bağlantılı. Buna ilaveten söz konusu öngörülerden hiçbiri tahmin edildiği gibi tam olarak tutmasa bile, öne sürülen senaryolardan her biri muhtemel sonuçların tahmin edileceği yaklaşık bir parametre sunacaktır. Örneğin, düzenli göçün son yıllardaki seviyede olmasa bile devam etmesi ve mülteci statüsü isteyen göçmenlerin gelmeye devam etmesi halinde, Avrupa’daki Müslümanların nüfusunun 2050 yılı itibariyle yüzde 11,2 ile yüzde 14 arasında bir yerde olması bekleniyor.

Her üç senaryoda da Avrupa’daki Müslüman nüfusun büyümesi öngörülürken, ikinci ve üçüncü göç senaryolarında iki kattan fazla bir artış gözlemleniyor. Bunun karşısında Avrupa’daki Müslüman olmayanların nüfusunun azalacağı tahmin ediliyor. Ayrıca son dönemde Avrupa’ya yaşanan yeni göç dalgasının yaklaşık yüzde 50’sini (Yüzde 47) Müslüman olmayanlar oluşturuyor.

Diğer yandan Avrupa nüfusu bir bütün olarak ele alındığında, (Müslümanlar dahil) önümüzdeki yıllarda kayda değer bir düşüş yaşaması bekleniyor. Buna göre, hali hazırda yaklaşık 521 milyon olan Avrupa nüfusu ilerleyen süreçte tahmini olarak

Pew’in belirlediği senaryoların etkisi, Avrupa’nın farklı ülkelerinde farklı sonuçlar doğuracak. Zira büyük oranda devlet politikalarına bağlı olarak, bazı ülkeler göçten diğerlerine oranla çok daha fazla etkileniyor.

Kaynak: Deutsche Welle