Mısır asıllı İsviçre vatandaşı yazar Tarık Ramazan, Batı’nın “İslam dünyasındaki başarılı örnekleri yok sayarak bölgedeki sorunlara ve İslama karşı korku oluşturmaya odaklandığını söyledi.
Mısır asıllı İsviçre vatandaşı düşünür, akademisyen, yazar ve İslamolog Tarık Ramazan, Batı’nın “İslam dünyasındaki başarılı örnekleri yok sayarak bölgedeki sorunlara ve İslama karşı korku oluşturmaya odaklandığını” belirtti.
Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nın (İhvan) kurucusu Hasan el-Benna’nın da torunu olan Ramazan, AA muhabirine verdiği mülakatta, Batı’nın İslam dünyasına bakışı, artan İslamofobi ve bununla mücadelede Müslümanların üzerine düşen görevlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Ramazan, “Belli ki Batılılara göre İslam ve Müslümanların, ‘ötekini’ yani demokrasinin, olumlu örneklerin dışında bir şeyleri temsil etmeleri gerekiyor. Başarılı örnekler olmalarına rağmen kasıtlı olarak ne Türkiye ne de Malezya hakkında konuşuyorlar.” dedi.
İslam dünyasındaki başarılı örnekleri ve olumlu işleri görmezden gelen Batı medyasının “bölgedeki sorunlara İslam’ın neden olduğu yönünde bir algı” oluşturmaya çalıştığını belirten Ramazan, “Batılılar Arap dünyasından, diktatörlüklerden, toplumlardaki yolsuzluktan ve tüm bunların sözde müsebbibi İslamdan bahsederler. Halihazırda Batı medyasında gördüğümüz politika budur.” diye konuştu.
“İsrail destekçisi kesim, İslamafobiyi Müslümanlara karşı kullanıyor”
İslamafobinin son yıllarda Batı’da tırmanışa geçmesinin birkaç nedeni olduğunu kaydeden Ramazan, bu noktada Müslümanları hedef göstererek İslam’a karşı korku yaratmaya çalışan İsrail destekçisi kesimleri suçladı.
Ramazan, Batı’da artan İslamafobiye ilişkin şunları söyledi:
“Evvela tarihi olarak şunu mutlaka anlamamız gerekiyor. Şu an Batı’da Müslümanların varlığı çok net, her yerde onları görebiliyoruz. Buna karşılık ABD ve Avrupa’da Müslümanlara karşı korku oluşturmaya çalışan Siyonistler gibi bilindik siyasi akımlar var. Müslümanların hedefte olduğu çok açık. ABD ve Avrupa’daki İsrail destekçisi kesimin İslamafobiyi Müslümanlara karşı kullandığını bilmemiz gerekiyor.”
“(Arap dünyasında) Batının çıkarlarına hizmet eden bir ekonomik oyun var”
Batı’nın son yıllarda Arap dünyasında değişimlerin yaşanmasına fırsat vermediği şeklindeki söylemler hakkında ise Ramazan, “Bu doğru. Ancak ilk olarak içeride (Arap Baharı’nın yaşandığı ülkelerde) neler olduğunu konuşmamız, nedenlere yeniden bakmamız gerekiyor. Bu gelişmelerden kim faydalanabilirdi ve şu an fiili olarak kim faydalandı? Bu soruların yanıtını aramamız gerek.” diye konuştu.
Arap dünyasındaki ekonomik yapının ABD ve Avrupa’nın kontrolünde olduğuna işaret eden Ramazan, “Batı’nın Arap Baharı’na karşı aldığı tavır çerçevesinde onların çıkarlarına hizmet eden bir ekonomik oyun var.” dedi.
“Kendisine güvenen açık ve net bir İslami söylem çok önemli”
Artan İslamafobiye karşı Müslümanların üzerine düşen görevlere ilişkin ise Ramazan şunları kaydetti:
“Batı’da yaşayan Müslümanların, öncelikle İslamı ve içinde bulundukları toplumdaki insan haklarını doğru anlamaları lazım. Bu hedefin gerçekleştirilmesi için de üniversitelerde, akademik çevrede, toplumda ve sahada çalışan derneklerde faal ve aktif şekilde yer almak gerekiyor.”
Ramazan, “Batı’da İslamın varlığı, kendisine güvenen açık ve net bir İslami söylemin kullanımı çok önemli. Bu şekilde sunulan bir örnekten Batılı toplumlar da faydalanabilir.” ifadesini kullandı.
“Alanda aktif çalışan, duyulan ses olmalıyız”
İslamofobi ile mücadelede Batı’daki sivil toplum örgütlerinin önemine dikkati çeken Ramazan, tüm Batı toplumlarında Müslümanlar hakkında söylem geliştiren kurumlar olduğuna ve bu ülkelerde onların haklarını benimsediklerine işaret ederek, “Şimdi medyadaki İslama yönelik korkutma kampanyalarına rağmen, toplumlarda İslamı ve Müslümanların varlığını anlamaya dönük bir değişim olduğunu görüyoruz.” diye konuştu.
Toplumda etkin olmanın önemini vurgulayan Ramazan, “Bunun için alternatif medya dahil, Batı’daki tüm medya ağlarında daha fazla yer almalıyız.” dedi.
Ramazan son olarak Batı toplumlarıda ılımlı bir akımın da bulunduğunu hatırlatarak, “Ancak her şeye rağmen alanda aktif çalışan, duyulan bir ses olmalıyız.” ifadesini kullandı.
İsviçre’nin Cenevre kentinde 1962’de dünyaya gelen Tarık Ramazan (55), halen Oxford Üniversitesi Doğu Araştırmaları Enstitüsü’nde Öğretim Üyesi olarak görev yapıyor.