UNESCO’nun Dünya Miras Listesi’ndeki en eski ve en önemli kültürel miras alanlarından biri olan Konya’nın Çumra ilçesindeki Çatalhöyük’te, 4 bin yıl boyunca savaş yaşanmadığı ortaya çıktı.
Konya’nın Çumra ilçesinde, neolitik dönemde 8 bin kişinin bir araya gelerek kent kurduğu Çatalhöyük’te, 4 bin yıl boyunca savaş, çatışma ve şiddet yaşanmadığı bildirildi.
Çumra ilçesinde neolitik dönem kenti Çatalhöyük, insanoğlunun ilk yerleşim yerlerinden biri olarak kabul ediliyor.
Çatalhöyük, UNESCO’nun Dünya Miras Listesi’ndeki en eski ve en önemli kültürel miras alanlarından biri olması nedeniyle dünyada dikkatleri üzerine çekiyor.
İngiliz Arkeolog James Mellaart ve ekibi tarafından 1960’lı yıllarda keşfedilen Çatalhöyük’te, 1993 yılında Stanford Üniversitesinden İngiliz Arkeolog Prof. Dr. Ian Hodder başkanlığında kazılara yeniden başlandı.
Çatalhöyük’te 9 bin yıl önce üstten girilen, birbirlerine bitişik kerpiç evlerde yaşayan insanların sosyal yapısı, beslenme ve giyim şekilleri gibi çeşitli konular araştırılıyor.
Konya’daki, bir bölümünün üzeri özel bir ahşap çatıyla kapatılan Çatalhöyük kazı alanı, yerli ve yabancı çok sayıda ziyaretçinin uğrak yerlerinden biri olarak ilgi çekiyor.
“Lider yok, ortak yaşam var ve barış içindeler”
Prof. Dr. Hodder, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 25’inci yılına giren kazı çalışmalarında bugüne kadar çok sayıda buluntunun gün yüzüne çıkarıldığını söyledi.
Çatalhöyük’ün 9 bin yıllık geçmişe uzanması ve büyük bir alanı kaplamasından dolayı önemli olduğuna işaret eden Hodder, yaklaşık 8 bin kişinin yaşadığı bölgede ilk defa Ortadoğu’nun dışında yerleşik hayatın bulunduğuna dikkati çekti.
Hodder, Çatalhöyük’teki beslenme, sosyal ilişkiler ve iş ilişkilerine dair bulgular elde ettiklerini belirterek, şöyle devam etti:
“Çatalhöyük çok istikrarlı bir topluluktu. 4 bin yıl boyunca çatışma olmadan barış içerisinde, hayatı paylaşarak yaşamayı başardılar. Herhangi bir çatışma olmadan uzun süre yaşama modeli için günümüzde çok iyi bir örnek. Toplum içerisinde kolektif yaşamak önemliydi. Bireysellik önde değildi. Ortak, komin bir hayat paylaşılıyordu. Bunların içinde lider yok, ortak yaşam var ve barış içindeler. Aralarında akrabalık bağları çok yaygın değil. Biyolojik olarak ailelerin bir arada yaşaması yerine toplumda farklı insanlarla bir arada yaşıyorlar. Genetik olarak karışık bir topluluk. Bunlar gerçekten büyük bir aile. Bir asırda yaklaşık 3 ila 8 bin insanın yaşadığı bir topluluk olduğunu tahmin ediyoruz.”