_*Son zamanlarda dinsizlerin Hazret-i Üstadımıza hafifçe ilişmelerine karşı cevaben, Mehmed Kayalar’ın Üstadımıza sonsuz muhabbetinin bir teşerruhu olarak coşup, şu aşağıdaki manzumeyi yazmıştır.*_
_*DOKUNMA*_
Ey mülhid-i gaddar, ulu Sultana dokunma,
Ol varis-i fermanber-i Furkan’a dokunma.
Envarına müştak zemin gökde melekler,
Bir hüznüne deryaları, toprakları titrer.
Erbâb-ı kemal eyliyor ikdam bu zuhura,
Hep nemli nazarlarla, kavuşsam diye Nûra.
Bir kenz-i maarif olan irfana dokunma,
Ol varis-i Peygamber-i zîşana dokunma.
Küfrün o habis sar’ası tutduysa eğer, sen,
Çırpınma, zelilâne gebermen daha ehven.
Ef’al-i kabîhin ediyor âlemi telvis,
İcra-yı habâsetde geri kalmada iblis.
Yüzmilyonun ağzında bu ahd, aynı sadâdır:
“Üstad-ı necîbim! Sana can baş da fedadır.”
İhsan-ı Huda, seyyidü’l ebrara dokunma,
Bir necm-i serâperde-i envara dokunma.
Nurunla bahar ufkumuzda sanki hazansız,
Rencide eden kalbini kim?… Hangi vatansız!
Ey burc-u Suad; bilse ki dünya seni kimsin!
A’sâra taşıp, bin senedir beklediğimizsin.
Bir nefha-i ruh sanki gönüllerde bu gür ses,
Bu tâc-ı münevver gibi başlarda mukaddes.
Emvâc-ı ziya ahsen-i ahyâra dokunma,
Ayine-i pâk-ı Ahmed-i Muhtar’a dokunma.
Mehmed Kayalar